Onur Yaser Can Davasında Kritik Dönemeç: 15 Yıllık Adalet Mücadelesi... İşkence Yargılanıyor!

15 yıllık adalet mücadelesinde son viraj: Onur Yaser Can’ın intiharına yol açan işkence, 20 Haziran’daki duruşmada Çağlayan Adliyesi’nde yargılanacak. Can ailesinin hayatta kalan tek ferdi Ezgi Sevgi Can, “Cezasızlık sona erecek” diyor.

Onur Yaser Can Davasında Kritik Dönemeç: 15 Yıllık Adalet Mücadelesi... İşkence Yargılanıyor!
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

İstanbul’da 2010’da başlayan ve bir ailenin üç üyesinin trajik kaybıyla sonuçlanan Onur Yaser Can davası, Türkiye’de insan hakları ve adalet mücadelesinin simge davalarından biri oldu. ODTÜ Mimarlık mezunu 28 yaşındaki Onur Yaser Can’ın, narkotik polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra yaşadığı olaylar ve intihara sürüklenmesi, yıllardır kamuoyunun gündeminde. Dava, evrakta sahtecilikten işkence ve cinsel saldırı iddialarına uzanan karmaşık bir süreci kapsıyor.

Onur Yaser Can Davasında Kritik Dönemeç: 15 Yıllık Adalet Mücadelesi... İşkence Yargılanıyor! - Resim : 1

email [#52C1F5] Created with Sketch. Her gün aynı saatte, en önemli gelişmeler e-posta kutunda! Şimdi ücretsiz üye ol, gündemi kaçırma!

OLAYIN KÖKENİ: GÖZALTI, İŞKENCE, İNTİHAR

2 Haziran 2010’da, İstanbul Beyoğlu’nda uyuşturucu madde aldığı iddiasıyla gözaltına alınan Onur Yaser Can, ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Ancak birkaç gün sonra “evrak eksikliği” gerekçesiyle tekrar karakola çağrıldı. 23 Haziran’da üçüncü kez ifadeye çağrılan genç mimar, aynı gün evinin penceresinden atlayarak yaşamına son verdi. Annesi Hatice Can, oğlunun pantolon cebinde, gözaltında çıplak aramaya ve kötü muameleye maruz kaldığını anlatan bir not buldu. Bu not, davanın seyrini değiştiren kritik bir delil oldu.

Onur’un intiharı, ailesini derinden sarstı. Anne Hatice Can, 2014’te oğlunun acısına dayanamayarak intihar etti. Baba Mevlüt Can ise 2019’da, hukuk mücadelesinin ortasında iç kanama nedeniyle hayatını kaybetti. Geriye yalnızca Onur’un kardeşi Ezgi Sevgi Can kaldı. Ezgi, abisinin intiharının ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmak için kararlı bir mücadele başlattı.

Onur Yaser Can Davasında Kritik Dönemeç: 15 Yıllık Adalet Mücadelesi... İşkence Yargılanıyor! - Resim : 2

İLK YARGILAMA: SAHTECİLİK SUÇLAMASI

Ailenin suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmada, narkotik şubesinde görevli polislerin gözaltı tutanaklarında sahtecilik yaptığı iddiası öne çıktı. Bağımsız bir bilirkişi raporu, polislerin bilgisayarlarındaki belgelerde oynama yaptığını doğruladı. 2019’da İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, iki polis memuru “resmi belgede sahtecilik” ve “belgeyi yok etme” suçlarından 6 yıl 5 ay 15’er gün hapis cezasına çarptırıldı. Ancak aile, bu kararın olayın özünü, yani işkence iddialarını, göz ardı ettiğini savundu.

Ezgi Sevgi Can, mahkemede, “Bu sadece evrak sahteciliği değil, işkencenin örtbas edilmesi davasıdır” diyerek tepkisini dile getirdi. Ailenin avukatları, Onur’un gözaltında kötü muamele ve çıplak aramaya maruz kaldığını, bu travmanın intiharıyla sonuçlandığını vurguladı.

Onur Yaser Can Davasında Kritik Dönemeç: 15 Yıllık Adalet Mücadelesi... İşkence Yargılanıyor! - Resim : 3

YENİ GELİŞMELER: İŞKENCE VE CİNSEL SALDIRI İDDİALARI

Dava, 2021’de yeni bir evreye girdi. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, ailenin itirazı üzerine dört polis ve bir bilirkişi hakkında “işkence”, “cinsel saldırı” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından soruşturma izni verdi. 2022’de İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan yargılamada, Onur’un gözaltında yaşadığı çıplak aramanın işkence kapsamında değerlendirilmesi gerektiği tartışıldı. Mahkemeye sunulan kamera kayıtları, polislerin Onur’a fiziksel şiddet uyguladığını gösterdi.

Tanıklar, Onur’un gözaltı sonrası ruh halinin tamamen değiştiğini anlattı. Yakın arkadaşı Burak Acıl, “Onur, takip edildiğini ve muhbir olmaya zorlandığını söylüyordu” dedi. Başka bir tanık, Onur’un karakolda aşağılandığını ve tutanaklara eklenen yanlış ifadeleri imzalamaya zorlandığını belirtti. Ezgi, abisinin çıplak şekilde intihar etmesinin, yaşadığı travmanın bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Onur Yaser Can Davasında Kritik Dönemeç: 15 Yıllık Adalet Mücadelesi... İşkence Yargılanıyor! - Resim : 4

14 YIL SONRA ADALET UMUDU

2024’te dava önemli bir dönüm noktasına ulaştı. İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği, 2011’deki takipsizlik kararını kaldırarak dört polisin “işkence”, “cinsel saldırı” ve “intihara sürükleme” suçlamalarından yargılanmasının önünü açtı. Danıştay 2. Dairesi, sanık polislerin “güvenilirliklerini kanıtlayamadığını” belirtti. Bu karar, Ezgi’nin ve kaybettiği ailesinin 14 yıllık mücadelesinin bir zaferi olarak görüldü. Ezgi, sosyal medyada, “Annem ve babamın çabaları boşa gitmedi. İşkence suçunda zaman aşımı yoktur” paylaşımıyla umudunu dile getirdi.

Onur Yaser Can Davasında Kritik Dönemeç: 15 Yıllık Adalet Mücadelesi... İşkence Yargılanıyor! - Resim : 5

TOPLUMSAL DESTEK

Onur Yaser Can davası, bir ailenin trajedisinden öte, Türkiye’de işkence ve cezasızlıkla mücadelede bir sembol haline geldi. CHP, TİP ve HDP’den milletvekilleri, duruşmalara katılarak aileye destek oldu. CHP’li isimler Canan Kaftancıoğlu ve Sezgin Tanrıkulu, adliye önünde basın açıklamaları yaptı. Onur Yaser ve Hatice Can İçin Adalet Platformu, X üzerinden davayı duyurarak kamuoyu oluşturdu.

SON DURUM VE BEKLENTİ

5 Haziran 2023’te İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi, dört polise “resmi belgeyi yok etme” suçundan 6’şar yıl hapis cezası verdi. Ancak işkence ve intihara sürükleme suçlamaları için ayrı bir soruşturma talebi, 20 Haziran 2025’teki duruşmaya ertelendi. Bu duruşma, işkence iddialarının resmen yargıya taşınması için kritik bir adım olacak. Ezgi Sevgi Can, “Hukuksuz kararlarla bizi yıldırmaya çalışıyorlar, ama pes etmeyeceğiz” dedi.

Onur Yaser Can Davasında Kritik Dönemeç: 15 Yıllık Adalet Mücadelesi... İşkence Yargılanıyor! - Resim : 6

BİR AİLENİN ÇÖKÜŞÜ, BİR MÜCADELENİN YÜKSELİŞİ

Onur Yaser Can davası, yalnızca bir gencin kaybıyla sınırlı kalmadı; bir ailenin yok oluşuna ve adalet sistemindeki aksaklıklara dikkat çekti. Ezgi’nin, “Abim, annem ve babam hayatta olsaydı, Türkiye değerli bir mimarı ve onun yetiştirdiği iki insanı kaybetmemiş olurdu” sözleri, davanın insani boyutunu yansıtıyor. 15 yıllık bu mücadele, işkenceye karşı adalet arayışında önemli bir örnek olmaya devam ediyor.

Etiketler
İşkence Dava