Kalp Krizi Geçiren Annesinden İlham Aldı, Projesiyle Birinci Oldu
Lise öğrencisi Nisa İrem Kılıçkıran, annesinin geçirdiği kalp krizi sonrası, sınıf arkadaşı Melike Naz Şahan ile birlikte kendiliğinden eriyebilen, düşük maliyetli ve takip sistemiyle desteklenen biyobozunur stent geliştirdi. İki genç, projeleriyle TÜBİTAK bölge birincisi oldu.
This is a modal window.
Kayseri’de lise son sınıf öğrencisi Nisa İrem Kılıçkıran, annesinin bir yıl önce yaşadığı kalp krizi sonrası yaşadıkları süreçten etkilenerek sınıf arkadaşı Melike Naz Şahan ile birlikte yenilikçi bir projeye imza attı. Kalp damar tıkanıklıkları için kullanılan ve zamanla vücutta çözünebilen, aynı zamanda nanoparçacık destekli biyobozunur bir stent geliştiren iki genç, projeleriyle TÜBİTAK yarışmasında bölge birincisi oldu ve Türkiye finallerine katılmaya hak kazandı.
KİŞİYE ÖZEL ÜRETİM
Melikgazi Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi öğrencileri Kılıçkıran ve Şahan, projelerinde biyobozunur yapıdaki ‘polikaprolakton’ maddesini tercih etti. 3 boyutlu biyoyazıcı teknolojisiyle her hastaya özel üretim yapılabilmesi, projenin dikkat çeken yönlerinden biri oldu. Geliştirdikleri stent hem zamanla eriyor hem de diğer stentlere kıyasla 20 kat daha düşük maliyetli. Ek olarak, hastaların tedavi sürecini izlemek amacıyla doktor ve hasta arasında veri paylaşımına olanak sağlayan bir web tabanlı sistem de projeye entegre edildi.
ANNESİNİN RAHATSIZLIĞI İLHAM OLDU
Projeyi geliştirme sürecini anlatan Kılıçkıran, "Bir yıl önce bir proje geliştirme kararı aldık. Bu projeye başlamaktaki amacımız annemin kalp rahatsızlığı yaşamasıydı. Kalp rahatsızlığı sonucunda stent takıldı. Stent takıldıktan sonra pıhtı atma gibi durumlar yaşandı. Bu durumlardan yola çıkarak bir TÜBİTAK projesi yapma kararı aldık. Projemizde, biyobozunur olmasına önem verdik. Bunun için de 'polikaprolakton' dediğimiz biyobozunur bir malzeme tercih ettik. Stentimizi geliştirirken biyoyazıcılardan destek aldık. Bu şekilde de kişiye özel üretim sağlandı. Stentimizi bir sene gibi bir sürede geliştirdik. Stentimizin yanı sıra stent takibinin yapılabileceği bir web tabanlı sistem geliştirdik. Bu sistem sayesinde stentin takibi hasta ve doktor arasındaki iletişim sağlanabilmekte." dedi.
MR VE TOMOGRAFİDE GÖRÜLEBİLİYOR
Melike Naz Şahan ise projelerinin hem tıbbi hem de sosyal anlamda büyük katkı sağlama potansiyeli taşıdığını belirterek, "Bizim projemiz sağlık alanında yenilikle kalmayıp aynı zamanda toplumsal alanda da büyük bir fayda sağlamayı, büyük bir yenilik getirmeyi amaçlıyor. Bizim aslında bu projeye başlama sebebimiz, yakın arkadaşımın annesinin kalp krizi geçirmesiydi. Bunun için ne yapabiliriz diye düşündük ve stentler üzerinde yoğunlaştık. Stentlerde de biyobozunur stent türünü tercih ettik, çünkü en uygulanabilir olanı oydu. Ürettiğimiz biyobozunur stent sayesinde de günümüzde kullanılan biyobozunur stentlerin aksine nanoparçacık entegrasyonu MR (Manyetik rezonans görüntüleme) ve bilgisayarlı tomografi de görüntülenebilir hale getirdik. Bu da bizim için çok büyük bir fayda sağladı." ifadelerini kullandı.
İKİNCİ AMELİYAT GEREKMEDEN TEDAVİ MÜMKÜN
Fizik öğretmenleri Ferhat Çekim ise öğrencilerinin başarısıyla gurur duyduğunu belirterek şunları söyledi:
"Öğrencilerimiz, 1 yıl önce bana gelerek, Nisa arkadaşımızın annesinin rahatsızlanması sonucu bir fikir ortaya attı. Öğrencimizin annesinin kalp tıkanıklığı, damar tıkanıklığının olması ve bu konuda neler yapabileceğimizi ve bu sürecin çok zor şartlarda atlattıklarını bildiğimden dolayı öğrencilerle beraber, 'Biz neler yapabiliriz?' diye düşündük. Dar bütçelerle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Fakat Erciyes Üniversitesi ERNAM (Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi) laboratuvarından da çok büyük destekler aldık. Kullanılan metal stentler damar tıkanıklığı açıyor fakat tekrar ikinci bir ameliyat sonucu bu tıkanıklıklar giderildikten sonra ameliyatta beraber bu stentler çıkarılıyor. Bizler ise biyobozunur nanopartiküllü bir stent çalışması üzerine yoğunlaştık. Damarı açtıktan belli bir süre sonra kendi bünyesinde damarın içerisinde eriyip kendi kendine hem tedavi etmekte hem de tekrar ikinci bir ameliyata gerek kalmadan hastamız şifa bulmakta."
Öğrenciler, mayıs ayında düzenlenecek TÜBİTAK Türkiye finallerinde projelerini jüriye sunacak.
Kaynak: DHA