Kuruyan Göller İçin Acil Eylem Planı: Uzmanların 'Öldü' Dediği Beyşehir İlk Sırada
Tarım ve Orman Bakanlığı, kuraklık tehdidi altındaki göller için acil eylem planı hazırladı. Uzmanların 'Öldü, başımız sağ olsun' dediği Beyşehir Gölü başta olmak üzere 8 göl için modern sulama sistemleri, yeraltı suları kontrolü ve su verimliliği projeleri devreye sokulacak. Müdahalede geç kalınması tepki çekerken, hayata geçirilecek projelerin gölleri yeniden hayata döndürüp döndürmeyeceği bilinmiyor...
Türkiye'nin gölleri alarm veriyor. Son olarak, Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü'nde su, bazı yerlerde kıyıdan yaklaşık 300 metre çekilmiş ve Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, ''Söyleyeceğimiz tek bir şey var, Beyşehir Gölü vefat etmiştir. Tüm Türkiye’nin başı sağ olsun." ifadelerini kullanmıştı. Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü için bakanlık harekete geçti.
Tarım ve Orman Bakanlığı, kuraklık tehdidi altındaki göller için hazırladığı acil eylem planını devreye soktu. Özellikle Beyşehir Gölü başta olmak üzere, Akşehir, Eber, Bafa, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca göllerinde su seviyesi düşüşü, su kalitesinde bozulma ve sazlık alan kayıplarının önlenmesi için kapsamlı tedbirler hayata geçirilecek. Bakanlığın müdahalede geç kalması tepki çekerken, uygulanacak planın göller için 'can suyu' olup olmayacağı henüz belirsiz.
PLAN HAZIRLANDI
Plana göre, sulama sistemlerinin modernizasyonu, yeraltı suyu kullanımının kontrolü, havzalar arası su transferleri, içme-kullanma suyu şebekelerinde kayıpların azaltılması, kullanılmış suların yeniden değerlendirilmesi ve su verimliliği projeleri öne çıkıyor. Bakanlık, bu uygulamalarla hem ekolojik dengeyi korumayı hem de sosyoekonomik kayıpların önüne geçmeyi hedefliyor.
'BEYŞEHİR GÖLÜ YAŞAMSAL ÖNEME SAHİP'
Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, planın önemine dikkat çekerek, “Beyşehir Gölü ekolojik ve sosyoekonomik açıdan yaşamsal öneme sahip. Gölün tamamen kuruması balıkların, kuşların ve sazlıkların yok olması, genetik çeşitliliğin kaybı demek olur. Ayrıca göl çevresindeki bataklık ve sazlık alanların kaybı, ekosistemin besin zincirini ve göç yollarını da ciddi şekilde etkiler. Bu alanlardaki kirlilik yükü, özellikle tarımsal drenajlardan gelen fosfor ve azot miktarları, su kalitesini düşürmekte ve sucul türlerin yaşam alanlarını tehdit etmektedir. Bu nedenle atılan adımlarda çok dikkatli olunmalıdır." ifadelerini kullandı.
'ARTIK TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUK'
Prof. Dr. Ayas, yeraltı sularının kontrol altına alınmasının en kritik adım olduğunu vurguladı. Sulama sistemlerinin modernizasyonu sayesinde tarımsal kullanımda büyük tasarruf sağlanabileceğini söyleyen Ayas, “Artık bu adımlar bir tercih değil, zorunluluk. Kullanılmış suların yeniden değerlendirilmesi ve şebekelerdeki kayıpların azaltılması, uzun vadeli kazanımlar sağlayacaktır.” dedi.
'SU TRANSFERİNİN RİSKİ BÜYÜK'
Ancak, planda yer alan havzalar arası su transferine temkinli yaklaşan Ayas, bu yöntemin ekolojik dengesizlikler yaratabileceği uyarısında bulundu. Bir gölü hayata döndürürken başka havzaların tehdit altına girebileceği uyarısını yapan Ayas, "Bu yöntem ekolojik dengesizliklere yol açabilir. Su transferi, teknik olarak uygulanabilir ama riskleri büyük. Su ile farklı türler de taşınabilir, bu da biyolojik çeşitliliği tehdit eder. Ayrıca, suyu alınan havzada da ekolojik bozulmalar yaşanabilir, yeraltı suyu beslenmesi zayıflayabilir ve habitatlar olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle çok boyutlu değerlendirilmesi gereken bir konu. Transferin yapılacak ve yapıldığı alanlardaki su kirliliği de belirleyici tehdit unsuru." diye konuştu.
'SORUN, KONTROLSÜZ SU KULLANIMI'
Ayas, eylem planının doğru bir başlangıç olduğunu ancak göllerin eski sağlığına kavuşmasının uzun yıllar alabileceğini belirtti. Ayas, "Göller açısından en büyük sorun hala kontrolsüz su kullanımı. Plan, bu yüzden kritik bir müdahale ve yalnızca Beyşehir değil, kuraklık tehdidi yaşayan bütün göller için hayata geçirilmeli. Aynı zamanda göllerdeki kirlilik yükünün azaltılması, tarımsal drenajların kontrolü ve ekosistem dostu yönetim stratejileriyle desteklenmeli. Plan, Türkiye'nin su geleceği için uygulanması gereken bir zorunluluk." diye konuştu.
Kaynak: AA
İller Farklı, Manzara Aynı: Ladik ve Beyşehir Gölleri Can ÇekişiyorÇevre
İstanbul’un Barajları Alarm Veriyor: Son 10 Yılın DibindeGüncel