Geçmişten Günümüze Bir Lezzet Köprüsü

İstanbul, tarih boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapmış, zengin bir mutfak mirasına sahip olan eşsiz bir şehir. Sultanahmet’in mistik atmosferinde Şef Selen Mağzalcıoğlu liderliğinde hizmet veren 7 Mila bu büyüleyici şehirde Mezopotamya mutfağının zenginliğiyle damakları fetheden zamansız bir gastronomik deneyim sunuyor.

Mezopotamya, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri olarak, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda eşsiz mutfak kültürüyle de dikkat çekiyor.

Verimli toprakları ve farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması, bölgenin mutfağını benzersiz kılıyor. Mardin, bu zengin mutfak kültürünün önemli temsilcilerinden biri olarak öne çıkıyor.

Baharatların, taze otların ve yöresel malzemelerin ustaca kullanıldığı Mardin mutfağı, damaklarda unutulmaz tatlar bırakıyor. İşte bu zengin miras, 7 Mila İstanbul'un mutfak anlayışının temelini oluşturuyor.

Geçmişten Günümüze Bir Lezzet Köprüsü - Resim : 1

Gün batımının kızıla büründüğü, tarihin esintilerinin hala hissedildiği bu şehirde, geçmişten günümüze uzanan enfes tatları bir araya getiren 7 Mila, şehrin kalbinde konumlanmış modern ve zarif bir mekân olarak dikkat çekiyor.

Kapısından girdiğiniz anda sıcak bir atmosfer ve samimi bir ortam sizi karşılıyor. Kurucusu Selen Mağzalcıoğlu Mardinli.

Geçmişten Günümüze Bir Lezzet Köprüsü - Resim : 2

Şehrin ve Mezopotamya’nın sahip olduğu zengin mutfak kültürünün temsilcisi olan yemeklerin pişirildiği bir evde büyümüş ve ilk eğitimini de bu evin mutfağında annesinden almış.

Sonrasında yurt içi ve dışında gastronomi eğitimi görmüş.

Bugün de annesinin mutfağında pişen yemekleri aldığı eğitimlerden edindiği deneyimle yorumlayarak misafirlerine sunuyor.

Mardin ve Mezopotamya’nın zengin mutfağına yeni bir soluk getiren 7 Mila, Şef Selen Mağzalcıoğlu liderliğindeki yetenekli ekip tarafından yönetiliyor.

Geleneksel lezzetleri modern ve yaratıcı bir şekilde yorumlayan restoran, damakları bilinen tatların farklı yorumlarıyla buluşturuyor. Yemeklerin lezzetleri kadar sunumları da şık ve etkileyici.

Selen Şef, büyüdüğü şehrin sahip olduğu değerleri tabaklarına yansıtmaya özen gösteriyor ve bundan büyük bir keyif alıyor.

7 Mila'nın yeni menüsünde yer alan lezzetleri geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğim tadımda deneyimleme şansım oldu.

Geçmişten Günümüze Bir Lezzet Köprüsü - Resim : 3

Bu gastronomik yolculukta damak hafızama kazınan lezzetlerin başında kuşkusuz taş fırında pişmiş etli ekmek yorumuna eşlik eden ağır ateşte pişirilmiş kuzu pirzola ile mevsim sebzelerinin geldiğini söyleyebilirim.

Geçmişten Günümüze Bir Lezzet Köprüsü - Resim : 4

Alevle buluşmuş kalamar şiş, tütsülü aromasıyla damağımda hoş iz bırakırken, yanında sunulan lime dokunuşlu edamame ve çıtır soğanlı salata, Asya'nın rafineliği ile Mezopotamya'nın sunumunu bir araya getirdiğini söylemem yanlış olmayacaktır.

Geçmişten Günümüze Bir Lezzet Köprüsü - Resim : 5

Çıtır baklava hamuruna sarılıp fırınlanan yumuşacık kaburga etinin altına serilen ipeksi soğan püresi ise geleneksel tatlarla modern yorumun şaşırtıcı uyumunu gözler önüne seriyordu.

Geçmişten Günümüze Bir Lezzet Köprüsü - Resim : 6

Enginar, zarifçe açılmış yapraklarıyla bir çiçek gibi sunulurken, ortasındaki susamlı ve soğanlı iç harç, doğallık ve rafineliği bir tabakta buluşturarak hem göze hem de damağa hitap ediyor.

Geçmişten Günümüze Bir Lezzet Köprüsü - Resim : 7

Son olarak, bakır kâsede sunulan sütlaç, üzerine serpilen kavrulmuş fındık, orman meyveleri ve pişmaniye ile bambaşka bir tat deneyimi yaşatıyor.

7 Mila'yı benzersiz kılan sadece yemekleri değil, muhteşem manzarası da göz kamaştırıyor.

Geçmişten Günümüze Bir Lezzet Köprüsü - Resim : 8

Özellikle akşam saatlerinde, güneşin batışıyla birlikte ışıklandırılan tarihi yapılar, unutulmaz bir atmosfer yaratıyor.

Eğer siz de Mezopotamya’nın lezzetlerini yeni bir perspektifle denemek isterseniz, 7 Mila'yı ziyaret edebilirsiniz.