Lanet olsun paraya; tedbir alın canlara

"Fıtrat" diyor, "Maden kazalarını inşallah tarihe gömmek çalışmaları içerisindeyiz" diyor, "Yerli ve millî imkânlarımızın yeterli olacağına...

"Fıtrat" diyor,

"Maden kazalarını inşallah tarihe gömmek çalışmaları içerisindeyiz" diyor,

"Yerli ve millî imkânlarımızın yeterli olacağına inanıyorum" diyor,

"Bunlar he zaman olacaktır",

"Kader planı" diyor,

Recep Tayyip Erdoğan sana soruyorum;

-"Kader Planı" varsa ve inanıyorsan neden binlerce koruma ile geziyorsun?

-Zırhlı araçlarını yurt dışına dahi neden götürüyorsun?

-20 yıllık iktidarında yaklaşık 2 bin işçi maden kazalarında öldüyse önlem almak bugün mü aklına geldi?

-Hem, "Her zaman olacaktır" diyorsun, hem, "tarihe gömmek" diyorsun hangi sözüne inanalım…

Anladık elbette cama bakıp konuşmuyorsun…

"Güvenlik önlemleri" senin için süper maksimum alınıyor Erdoğan…

-Seninki can da işçilerinki patlıcan mı?

Derler ki;

-Ne şehittir ne gazi, pisi pisine gitti Niyazi…

20 yıllık ihmalin, umursamazlığın, vurdum duymazlığın kurbanı oldu 41 kahraman maden işçisi…

Madem, "Maden kazalarını tarihe gömmek" istiyorsun haydi Erdoğan hodri meydan;

-Meclis'te iktidar ve muhalefetin eşit sayıda temsilci vereceği bir araştırma komisyonu kurulmasını sağla,

-Tüm madenlerde üretimi durdur, ihtiyacı ithal et,

-İlgili mühendis odalarının yetkililerinden, özgür bilim insanlarından oluşan komisyonlar kur tüm madenlerdeki eksikleri ve yapılması gereken önlemlerin belirlenmesini sağla.

Madem, işçi dostu gibi davranıyor, madem "iş kazalarından şikayet" ediyorsun haydi Erdoğan hodri meydan;

-Darbeci Evren'in yok ettiği anayasal grev haklarını işçi sendikalarına geri ver.

-Sarı sendikacılık yaptırmaktan vazgeç.

-Sendikalara siyaseti sokma, devlet bürokrasisinin elini sendikalardan çek.

Değerli okurlarım,

Televizyonlarda siyasetçiler, sendikacılar, gazeteciler diyorlar ki;

-"Sayıştay 2019 raporunda uyarmıştı…"

Bu acılı günümüzde acı gerçeği hepinize hatırlatayım.

Recep Tayyip Erdoğan:

-Sayıştay raporlarını ,

-Danıştay kararlarını,

-Yargıtay kararlarını,

-Anayasa Mahkemesi kararlarını,

-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını;

Umursuyor mu? Uyuyor mu? Hayır…

Siz kime ne anlatıyorsunuz Allah aşkına?

Tek Adam Rejiminde;

-Yasama, Yürütme ve Yargı tek kişinin elinde oyuncak olmadı mı?

Siz kime Sayıştay raporu, hak, hukuk, adalet anlatıyorsunuz Allah aşkına?

Patlama olur olmaz, "Trafo patladı" diye dezenformasyon yapanlardan hesap sorulacak mı?

Yeni "Sansür" yasasının 29. maddesini şöyle kabul ettiniz ya;

-"Gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayan kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecek."

Yasa Resmî Gazetede yayınlanmadı vaz geçtim hapis cezasından da haydi Erdoğan

-"Gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayan kişileri" affetsene görevden…

Değerli okurlarım,

"İlk etapta bir karar daha aldık" diyen Erdoğan daha 41 can toprağa verilmeden dedi ki;

-"500 artı 500 olmak üzere, devlet ve ilgili bakanlıklarımız,

-Bunun yanında sendikamız 200,

-Bunun Çalışma Bakanlığı'mız 100,

-Aile Bakanlığı'mız da 50 bin olmak üzere ilk etapta hemen ailelere bu desteğimizi vermiş olacağız…"

Lanet olsun paraya; Tedbir alın canlara...

-İş cinayetlerini, "kan parası" vererek mi ört bas edeceksiniz?

-Ailelerin isyanlarını "kan parası" ile mi bastıracaksınız?

Madem 41 kişinin başına şimdilik(!) 1 milyon 350 bin liradan toplam 55 milyon 350 bin liranız var bu parayı neden madenlerde güvenliği sağlamak için harcamadınız?

-Can parası mı önemli, can mı önemli Erdoğan?

Değerli okurlarım,

Canım çok sıkkın.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin AKP'li Cumhurbaşkanı 41 kişinin ölümüne neden olan iş kazasını, "ihmal ve cinayet" olarak değerlendirmiyor.

Kur'an'da olmayan "Kader" gibi benzer hükümlerle milleti nasıl aldattığını ilahiyatçı İhsan Eliaçık şöyle anlatıyor;

-"Cumhurbaşkanı bu felaket hakkında Kader diyemez, dememeli.

Çünkü, sorumluluğu bilinmezliğe havale edip sorumluluktan kaçmak anlamına gelir.

Kader dinî bir kavram gibi kullanılırsa, sorumlular sorgulanamaz hale gelir.

Kadere iman Emevî devrinden kalma yanlış ezberden başka bir şey değildir.

Kur'an'da kader bir iman esası değildir.

İman esaslarında Allah'a iman ve Peygambere iman vardır. Kadere iman yoktur…"

Erdoğan bu tür felaketleri maalesef, "İslami Lider" gibi değerlendiriyor.

Sorumlu Cumhurbaşkanı olarak hem üzerine hiç toz kondurmuyor hem de atadığı bakan ve bürokratlardan hesap sormuyor Erdoğan…

İşte o zaman hesap sormak biz özgür gazetecilere kalıyor.

Bu satırları okurken, "Yargı" geldi aklınıza değil mi?

Ne yargısı? AKP yargısı mı?

Absürt bir hukuk düzeninde hangi yargıyı aklınızdan geçiriyorsunuz?

Sarı sendika ağalarına da diyorum ki;

-"Yeter artık bırakın işçilerin alın terlerini sülük gibi emmeyi.

-Efsane sendikacı iken suikast sonucu şehit edilen Şemsi Denizer'in 100 bin işçi ve esnaf aileleri ile Ankara'ya yürümesinden ders alın…"

AKP iktidarının ihmali ve gerekli önlemleri almaması nedeniyle hayatlarını kaybeden 41 kardeşime Allah'tan rahmet diliyorum.

Kederli ailelerine sabır ve sağlıklı ömür diliyorum.

Etiketler
Para