Organize aptallık Anafor Draco kayda geçsin

Abdullah Çiftçi dünyayı parmağında oynatanlara verilen ‘Ortak Akıl ‘ adını ‘Organize Akıl’ olarak değiştirdi ekranlarda , haksız da değil , ortadaki...

Abdullah Çiftçi dünyayı parmağında oynatanlara verilen ‘Ortak Akıl ‘ adını ‘Organize Akıl’ olarak değiştirdi ekranlarda , haksız da değil , ortadaki hakikaten müthiş çok yönlü bir menfaat para organizasyonunu görmemek imkansız , paranın ve dolayısıyla parayı idare edenlerin doğal olarak olmadıkları yer yok , hatta kendilerini güçlü göstermek için olduklarından da fazla belki her iş onların başının altından çıkıyormuş gibi de yapıyor olabilirler .

Hal böyle iken ne olursa olsun amaçlarına ulaşabilmek için paragöz akılsız ‘Organize Akılsızlar’a ihtiyaçları var . Ne yazık bu konuda gönüllüler çok ve belki asıl sorun da bu .

Hani uzun bir süredir liyakatsiziğin , ehliyetsizliğin baş tacı edildiğini tartışıyoruz ya ,işte akılsızların , ehil olmayanlarının yükselişinin sırrı acaba burada yatıyor olabilir mi Abdullah Bey ?

Yahu bunu keşke artık bunu cesur aydınlarımız tartışsalar örneklerle attıkları palavralarla.

Peki bunlara karşı kafamızı kullanma ihtimalinini , ihmallerimizi ne zaman konuşacağız?

Ve çoğu alay konusu haldeyken yani en zayıf anlarındalar ve karşıları boş.

Her tarafı dökülen devlet parası ile çekilen tarihi diziye güncel ezotorik sokuşturmalar için danışmanlık yaptığını , bizleri uyardığını söyleyen var ! Yahu siz önce diziyi doğru dürüst çekin sokuşturma kusur kalsın , kapak oldunuz yahu .

Korona pandemisini bile PR haline getirdiler , PR cı bilmişler pandemiden rant bekliyor halk ise acil rasyonel kararlar , elde hediye torbaları takım elbise vatandaş ziyaretleri heyetleri alay konusu.

Belediyelerin çocuklara masal oyun vb çekimleri hizmetmiş gibi , sevimsiz abla masal görütüleri alay konusu , niye böyle şeyleri görev bilir yaparlar bu da alay konusu.

Koskoca kadın sanatçı korona nasihatleriyle dolu yeme içme şarkı yap , büyüklerimizle birlikte diyor sonra kafiye uysun diye evde oturun demiş , aslında cin gibidir demek ki böyle bir boktan şarkı ısmarlanmış , aceleye gelmiş !

Ona da alay konusu olmak kalmış.

Hele kamu spotu , memlekette doktor kalmadı dizideki hayali Otis doktor (Otislere laf yok ayrı konu ) nasihat veriyor ve gerçek otislerin içtenliğinden zekasından eser yok şirinlik yapıyor , korona şirinliği …. alay konusu.

Diğerleri arasında ise kimileri kendi değerlerini önemsemeden yaptıkları işlerde alay konusu olmaya alışıklar diye mi seçildiler bilemem onu kamu spotu yapımcılarına sorun .

Sabah ve aynı akşam programda iktidar izinli kadrosundan dekolteden çekinmeyen bir kadın ‘ gazeteci – yorumcu ‘ ne denirse kafa sallıyor , Maaşallah araba arkasına bir zamanlar süs diye koyulan biblolar gibi alay konusu.

Organize aptallık böyle bir şey , Allah için cesur insanlar kendini bedeli karşılığı alay konusu yapmaktan çekinmiyorlar.

Algı yönetimine gelince Aşk üçgenleri , zengin oğlan fakir kapıcı kızı dizileriyle demokratikleştik hatta globalleştik zannederken alay konusu olduk ve hala bunlarla köşe olanlar sanki gerçeklermiş gibi konuşup güya isyan filan ediyorlarsa bize hava hoş ama alay konusu olmaları ötesinde durum ciddi.

Ne akıl ne milli haysiyet kaldı .

Netflix Polonya’yalılarla dizi yapmış , yaptırmış, kendi sorunlarını öyle güzel arasına sokmuşlar ki , Iceland bir başka polisiye dizisinde kendilerini dertlerini anlatmış , GüneyAmerika Mechanismo öyle, en son Bronx Yahudisi kızın zorlan evlendirildiği Ortodox mahalleden özgürlüğüne kaçışı var , hep bir dert anlatılıyor diziler , say say bitmez bir bizimkiler içler acısı , o diziler, filimler bunların yanında insanı üzüyor .

Kendi olamamak gibi bir sorunları var .

Sonra kast sistemine geçişten , chip takılmaktan , takılı olanlardan , robotlardan bahsediyorlar , algı yönetimi diyorlar ekranlarda …

Robotlar zaten algısı yönetilebilenler , robot mu bunlar , ABD seyahatleri filan arızanan çipleri yenilemek için mi bizi bu kabusa uyaranlar iyi de bunların hepsi ortada , gizli saklı değil .

Kim ne planlamış olursa olsun , onların ne yaptığı değil bizlerin gönüllü teslimiyeti , ‘ortak akılsızık’ kabul edilebilir mi yahu .

Ve alay konusu ne varsa, kimsenin etkilendiği (Allahtan ) izlediği yok , 85 milyon üzerinden kendini kandıran ama mükemmel işleyen bir maişet motoru var ortada , kendilerini alay konusu yapıp para kazanıyorlar.

Ve medyayı Ziya Paşa’nın tabiriyle artık ‘Asiyabı Medyayı bir har olsa döndürür’ hale getirdiler .

Kimse kusura bakmasın elbette bir iki istisna bu kaideyi bozmuyor , onlarda evde otursalar daha iyi geçenlerde muhalif olduğu iddiasında bir prof iktidara akıl veriyordu ,uyarıyorum diye !

Peki Ne yapacağız ?

Ünvan kullanmayan çok değerli Anayasacı diyelim müsaadeleriyle Murat Sevinç’in 11. 12 . 2016 da Diken’de çıkan bir yazısını okumanızı tavsiye ederim . (http://www.diken.com.tr/ insan-derisiyle-kapli-anayasa/ ) Şöyle yazmış Sayın Sevinç : ‘ Rahmetli Tarık Zafer Tunaya’nın kitap önsözünden yola çıkarak ‘ Hoca’nın sözünü ettiği mücadelenin sonucudur, burjuvazinin (Kral ve Kilise’ye karşı mücadelesinde) hak ve özgürlükleri hem‘sözleşmeye bağlamak’ istemesi hem de özgülükleri kâğıda dökmek ‘zorunda’ kalması. Bu nedenle anayasalar, insan derisiyle kaplıdır. Yüzyıllarca dökülen kanın, yitirilen canların, görülen işkencelerin, ‘söz’ olup bir kitapçığa sığmasıdır ‘ diyor .

Kaliteli demokrasi , hukuk devleti, sosyal devlet isterken nerelere

geldik ? Kültürle folkloru karıştıran, sıradanlıkta sanat arıyan, detonelere konser veren zihniyetlerin hala kendi avantalarının reklamını yaptıkları Korona Virüslü bir ortamda taşra eziklerinin şarap markalarıyla kendilerinden daha ezik zenginlere bilirkişilik taslaması zavallılığını aşamadık.

Mücadelede kral ve kilise, din adamlarının yanındaki bu arsız, yalaka takımda var artık bunların paradan başka algıladıkları herhangi bir başka fikir, duygu yok.

Atinalılar M.Ö 7 de Aristo bilgileriyle donatılmış Draco’ya dünyanın ilk yazılı kanun metnini ısmarlamışlar , çok sert yasalar , onun için mürekkep değil insan kanıyla yazılmış anayasa deniyor .

Bir lahana çalmanın cezası bile ölüm ! Öte yandan üst sınıfların alt sınıflara borçlarında daha hoş görülü kanunlar, , halbuki maksat zengin ve güçlülerin halkı ezmesini önlemek ,

Şimdilerde her gece cır cır nasihat , öyle değil böyle , bir de ‘Senin Atatürk sevmezin başka benimki başka ‘ çıktı başımıza ,herkes kendininkini utanmadan koruyor , göklere çıkarabiliyor , görmezden gelebiliyor bunlar kayıtlarda hep.

Yahu acil kararlar gereken bir pandemi karşısında , hayat memat meselesinde bile saçmalayabilmek , çete dayanışması nasıl bir vakit kaybıdır , nasıl bir anafordur masum insanları da içine çeken .

Yoksa sağ kalan aklıbaşında insanlar artık kaçıyorlar mı ekranlardan ?

Saygıyla Efendim Kayda Geçsin Elimden Gelen Budur necefugurlu@gmail.com