Sorulmayan sorular

KAYDA GEÇSİN Ülkemizin uygarlık standartlarının evrensel ölçeklere göre epey farklılık taşıdığı bir gerçek , bu bağlamda bazı soruların sorulmasını...

KAYDA GEÇSİN

Ülkemizin uygarlık standartlarının evrensel ölçeklere göre epey farklılık taşıdığı bir gerçek , bu bağlamda bazı soruların sorulmasını hep bekledim ama nafile , galiba hiç sorulmayacak bari biz kendi kendimize soralım ki kayda geçsin

Hırsızlık türleri arasında akademik hırsızlık hırsızlık sayılmıyor mu ?

Eğer sayılıyorsa niye aşırmacılara bir şey yapılmıyor , ünvanları devam ettiğine göre akademik hırsızlık prestijli , ünvanlı bir hırsızlık mı oluyor ?

Sanatsal Hırsızlık sanatkarane olabilir mi ?

Çalıntı eserin sağını solunu takatukalayıp orijinalinden daha güzel hale getirme ihtimali var mıdır ?

Yani esasen başkasına ait özgün eserleri çalıp çalıp daha ‘güzel’ yapmak için ıslah projesi mi bu aşırma dizi , filimler , romanlar .

Yani bizimkilerin insanlığa bir çeşit armağanı mı ? Hani durum biz düzeltelim gibilerden !

Birbirinin aynı konuları olan yüzlerce filimde , göstermek yerine car car anlatmak üzerine ciddi bir sinema inşa edilebilir mi ?

Edilemez ise böyle bir sinemanın tarihine övgüler ne bok yemektir ?

Biyografik çalışmalarla bir insanın kendi gerçeğini değiştirmesi mümkün müdür , yani yalan dolanla yepyeni bir geçmiş inşaa edilebilir mi ?

Örneğin reşit değil iken ailesi tarafından sahnelere fırlatılan bir çocuk ailesinin mutaassıp olduğundan bahsedince geçmişi mutaassıp olur mu ?

Gecikmiş itirazların bir kıymeti var mıdır ?

Koskoca dağı altın çıkartmak için yolunmuş tavuk kıçına çevirırlerken farkına varmayanların , birden bu günlerde ‘farkındalık ‘kazanmaları ; ‘dağlar dağlar yol ver geçem , sevdiğimi son bir olsun yakından görem ‘ şarkı sözleri örneğinde olduğu gibi birileri dağı sevgili misali götürmüş , bu hıyar şimdi dağa yalvarıyor , yahu aklın neredeydi sevgilini kaldırırlarken uyuyor muydun denmez mi ?

Nitelikli Bilgi önemsiz bir ayrıntı mı , söylenen her boka inanmak en iyisi mi , ekran nöbetçisi akademisyenlerinin şöhretli olanlarının her söylediği doğru varsaymak iyi bir şey mi ?

Popülizm ,

Siyasette , tıp , hukuk ve her alanda dal budak sardıkça ülke gelişir mi , iş değil show iyi kazanıyorsa , bunlarla iş yapanların durumu ne oluyor .

Belediye başkanları neden önemli insanların nikahlarını kıymaya meraklıdır, vatandaşın nikahını nikah memurları kıyıyorsa ben oyunu aldığım vatandaşlara ayırım yapamam , saniyen bu görevi yapmaları için nikah memurları var benim ise onların görevlerini yapmam anlamsız diyen bir belediye başkanı daha halkçı olmaz mı ?

Bilmedikleri konularda saatlerce dır dır dır konuşan , yazan insanlar marifetli sayılabilirler mi, neticede kolay iş değil insanın hiç anlamadığı , bilmediği konularda konuşması , insan ne söyleyeceğini şaşırır bunlar tıkır tıkır konuşuyorlar saatlerce .

Aşılamayan evrensel bazı sorunlar da var çok geride kaldık ;

Mesela ‘Trans’ meselesi ülkemizde nasıl aşılacak , ABD’ de de tuvaletlerde iş patladı , burada tık yok , hani nerede ise transların ülkemizde keyfi yerinde diyeceğiz utanmasak …

Eğlence dünyasında patron düzeyinde kadınlara taciz de patlamadı ; nerede ise bizde taciz olmaz demek zorunda kalınacak , yoksa yok kardeşim bizde namuslu adamlar , Türk Weinstein’ı bulunamadı , hani birisi bulundu o da zaten patron değildi ve masum çıktı şimdi adam hesap soruyor !

ROK ‘un bilinen davasındaki savunmasında ise Boşnak’lara olan sevgisi dışında Boşnak’larında ona sevgisi dikkat çekici,

Aliya İzzet Begoviç’in hayatını gün be gün biliyor olması ise müthiş , 1981 doğumlu Kütahyalı’nın 1925 – 2003 doğumlu rahmetli Begoviç’i gün be gün takibi bir Türk bilimkurgusu olmalı .

ROK’un savunmasındaki ‘ 20 aydır ekrandan uzağım, dolayısıyla çok ciddi bir sosyal ceza yaptırımı çekmiş durumdayım, tüm gelirimi kaybettim, aile durumum zora düştü, çok üzüldüm.’ Sözleri ise vicdanları sızlatıyor , kimlerin mi ,

İçeride yatan gazeteciler , iş bulamayan , haksız yere kovulan ,işten yetersiz diye çıkartılan demiyorum, ambargo konulan yıllardır haksız rekabete uğrayanlar dururken ROK 20 aydır ekrandan uzak kalmaya dayanamıyor , gelirinide kaybetmiş , eşler bu günler için Allah’tan eşinin işi var yıllardır o bile olmayanlar var .

Nagehan Kütahyalı ekranlardan ülke yönetenlere en fazla ayar veren şahsiyet bedava yapmıyor herhalde .

Ve Program arkadaşlarının dinlenmediğinden şikayetle Adaletten şikayetçi oluyor ROK .

Mahkeme laubaliliği dinlemeye gerek duymamış , zaten bu davanın bir başka yanı kamu yayıncılığında kabul edilemeyecek kronik hal almış laubalilik değil mi , savunmasında da yer vermiş zaten , dışarı çıkmış , o sırada Ahmet Çakar kusturacam demişmiş , of of of .

ROK mahkemeyi politik buluyor , ilahi , söyleyene bakar mısınız

Oğuz Haksever vedasında ise kendisine ‘eşlik’ edenlere teşekkür ediyor assolist vedası gibi olmuş bakalım hangi yeni kanalda kendisine kimler eşlik edecek .Sorulmayan sorular dedik sormaya çalıştık , çünkü soran yok , haddimizi aşmadan saygıyla kayda geçsin