Muhalefet ve iktidar blokunda durum

6’lı Masa’nın ve muhalefetin birbirine sımsıkı tutunması, seçim günü de dahil olmak üzere dayanışmasını gevşetmemesi şart.

Seçime şurada yedi ay kaldı, kalmadı… Muhalefette başlıca bloku oluşturan ve iktidara alternatif olan 6’lı Masa’nın ikinci tur ikinci toplantısı geride kaldı. Daha önce 6’lı Masa “ortak cumhurbaşkanı adayı”, “ortak program” belirlemişti. Seçim güvenliği gibi alt komisyonlar da öteden beri çalışıyor. Son toplantıda da aday üzerinde durulmadı ve üstelik ortak cumhurbaşkanı adayının seçim takvimi açıklandığında ya da seçime üç ay kala vb. açıklanacağı resmen olmasa da dile getiriliyor. Bu da kanımca yerinde ve doğal. Muhalefet, iktidarın kamuoyunu ‘kışkırtmasına’ göre acele ederek aday belirlemek durumunda değil. Bu konuda soğukkanlılığını korumalı…

Yine resmen açıklanmasa da öyle gözüküyor ki 6’lı Masa, potansiyel ortak cumhurbaşkanı adaylarının yıpratılmaması hususunu aralarında konuşmuş… Bu da olumlu bir adım. Ki, potansiyel adayların yıpratılmaması gereği üzerine daha önce altını çizerek yazmıştım. Keza daha önceki yazılarımda üzerinde durduğum, takvimin daralmasından dolayı 6’lı Masa’nın artık 15’te bir toplanması da kabul gördü ve bir sonraki toplantının 28 Kasım’da yapılacağı deklare edildi. Bu toplantıda yol haritasının açıklanacağı anlaşılıyor. Son toplantıda yine öyle anlaşılıyor ki CHP’nin Kılıçdaroğlu’nun ağzından çok önceden kamuoyuna dolayımlı olarak sufle ettiği gibi, 6’lı Masa, altı parti ile sınırlandırıldı. “BTP’yi almıyoruz” denmedi ama kurumsal olarak kapı da kapatıldı. Belki 6’lı Masa, Cumhur İttifakı’nın yaptığı gibi BTP ile hatta başka partilerle de kurumsal olmayan ittifaklara doğru yelken açacak. Bu tarz bile ittifaka dahil olmayan küçük ölçekli muhalefet partilerine önerim ise; eğer memleketi ve milleti çok düşünüyorlarsa armudun sapı üzümün çöpü demeden “bir defalığına” tek taraflı olarak 6’lı Masa’yı desteklediğini seçmene deklare etmeleri…

6’LI MASA’NIN BAŞLICA GERİLİMİ VE ÇÖZÜMÜ

6’lı Masa’daki başlıca gerilim ise Kılıçdaroğlu’nun “ortak aday” olma arzusunu çeşitli şekillerde ve platformlarda ortaya koyması, buna karşılık İYİ Parti kesiminden “kazanacak aday” vurgusunun gelmesi… En doğrusu ise kanımca potansiyel adayların “muhalefete oy verecek olan tüm seçmene” sorulması; gerekirse bir değil, iki değil, üç ayrı güvenilir anket kuruluşuna anket yaptırılması… Bu ankette şu üç soru önemli:

1)Hangi İttifakın cumhurbaşkanı adayına oy vermeyi düşünüyorsunuz veya vereceksiniz?

2)-Eğer 6’lı Masa adayına oy verecekse seçmen- Gönlünüzde bir aday var mı?

3)-Gönlünde bir aday yoksa- A, B, C, D, E, F, G’den hangisi sizce daha uygun ve kazanabilir aday, bunlardan hangisi önceliğiniz?

Üç ayrı anket kuruluşuna 6’lı Masa’dan bir komisyonca yaptırılacak ve doğru örnekleme, doğru sorulara dayalı anketlerin 2.ve 3. soruya verilen yanıtların bileşkesi kazanacak adaydır. Gerisi, yani hangi ismin kabul göreceği teferruattır. Benim de gönlümde bir aday var ama en doğru ben bilmem; muhalefete oy verecek seçmen bilir; hep diyoruz ya; “ortak akıl”; o bilir…

KILIÇDAROĞLU HER DURUMDA MUHALEFETİN BAŞARISININ VE YENİDEN DEMOKRASİNİN MİMARI OLUR

Yukarıda izah ettiğim yöntemle belirlenecek isim 6’lı Masa’nın adayı olacak ve inşallah bütün muhalefetin de güvenini kazanacak, onayını alacaktır. O isim Kılıçdaroğlu olmuş, başkası olmuş hiç önemli değil. Ama şunu belirteyim; Kılıçdaroğlu, kendisi aday olmasa dahi, “kazanan” olmasa dahi “kazandıran” olacaktır 31 Mart 2019’dan bu yanaki hatta 2018’de İYİ Parti’yi seçime sokmayı başaran aklı ve performansıyla. Yeri gelmişken şunu da belirteyim; AK Parti 20 yıldır iktidarda ama Kılıçdaroğlu 12 yıldır CHP’nin başında ve 2011 genel seçimlerinde ilk kez Erdoğan’ın karşısına çıktı. Partisinin oyunu da 1980’lerden sonra en yüksek oran olan yüzde 26,1’e çıkardı (Kanımca o seçimden önceki MYK, Kılıçdaroğlu’nun en güçlü ve temsil düzeyi yüksek MYK’sıydı ve o seçimle meclise girenler de Kılıçdaroğlu dönemindeki en güçlü grubu oluşturdu). Ve 7 yıl 9 ay sonra Erdoğan’ın sırtını 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde yere yapıştırmayı başardı. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun aklı ve duruşu ile Millet İttifakı Türkiye’nin 11 Büyükşehir’ini, yarısından fazlasını yönetiyor.

Şöyle bağlayayım 6’lı Masa ile muhalefet ile ilgili değerlendirmemi; eğer 6’lı Masa büyük bir hata yapmazsa, soğukkanlı ve dayanışma içerisinde yoluna devam ederse ortak adayla cumhurbaşkanlığını da parlamento çoğunluğunu da kazanacak.

ERDOĞAN’IN TAKTİĞİ

Memleketi en büyük halk düşmanı enflasyon canavarına; kontrolsüz göçe, işsizliğe, hayat pahalılığına ve özellikle eğitimli nitelikli işsizliğe, kıvrandıracak hale getirdiği evsizliğe teslim eden ve çıkış yolunu bulamayan Cumhur İttifakı’nın umudu ve beklentisi ise 6’da Masa’da çatlak ve aynı zamanda 6’lı Masa ve HDP’nin iktidara karşı dolaylı da olsa sandıkta ortak tutum almasını engellemek… Bu uğurda yapmayacağı yok! Nitekim enteresan hareketler görülüyor… Demirtaş, özel jetle ailesini sağlık nedeniyle ziyarete götürülüyor… Uzun süredir demans olduğu belirtilen Tuğluk seçim atmosferine girilen koşullarda cezaevinden salınıyor... AK Parti heyeti ‘bayram havasında’ HDP heyetini ziyaret ediyor… 6’lı Masa’yı HDP ile işbirliği yapmakla suçlayan AK Parti ve küçük ortağı bu atraksiyonları yapıyor (Dr. Bahçeli’nin HDP konusunda birkaç gün içinde iki ayrı pozisyon alması da ilginç bu arada)!

Ve hatırlayalım; Erdoğan sosyal demokrasiden Günay'ı ve Yiğit'i, DYP'nin başından Soylu'yu, ANAP'ın başından Mumcu'yu nasıl koparıp almıştı... Liberal yetmez ama evetçileri de kendisine destekçi yapmıştı!

AK Parti ‘yargı sopasıyla’ da seçim sürecine müdahalede bulunma eğiliminde. Muhalefetin potansiyel adaylarından Ekrem İmamoğlu’nun üzerinde zoraki gözüken dava adeta demoklesin kılıcı sallandırılıyor!

AK Parti büyük ölçüde erozyona uğramış gözüküyor. MHP mitinglerini kimin doldurduğu sorusu çengel gibi ortada asılı… Anketler bu partinin de 7 olan baraj sınırında gezindiğini gösteriyor. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın klasik metodudur; kendisinin zayıf olduğu, kan kaybettiği koşullarda rakiplerini de zayıflatmak… İşte şimdi tam da bu yoldan yürüyor Erdoğan.

6’LI MASA, MUHALEFET SEÇMENLE İNATLAŞMAMALI

Ve işte tam da bu nedenle 6’lı Masa’nın ve muhalefetin birbirine sımsıkı tutunması, seçim günü de dahil olmak üzere dayanışmasını gevşetmemesi şarttır. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında Erdoğan’ın “20 yıllık rövanş arayışının” son bulması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin önce fabrika ayarlarına dönüp sonra da ikinci yüzyılı için atağa geçmesi için seçmenle inatlaşmadan yürümesi beklenmektedir. Dün İzmir’de TPB İzmir Şubesi’nin CHP PM Üyesi Hakkı Süha Okay ve İzmir Milletvekili Atilla Sertel’in katılımıyla düzenlediği panelde Okay mealen şu cümleyi kurdu: “Seçmen bizim önümüzde…”

Madem seçmen sizin önünüzde, o halde seçmene yaklaşacak, omuz omuza olacak ve de tekrar pahasına altını çizeyim; seçmenle sakın ola ki inatlaşmayacaksınız. Yanlış anlaşılmasın; “inatlaşıyorsunuz” demiyorum ama bundan sakının demek istiyorum.

Etiketler
Muhalefet Seçim