Göz Göz Süper Lig’e çok yakışacak, her şey çok güzel olacak

Göztepe, Süper Lig’e renk ve heyecan getirecek… Kalite getirecek… İstanbul ve Trabzon’dan sonra zirve yarışına ilk sezon olmasa da ikinci sezonundan itibaren Göz Göz de katılacak.

Göztepe, 14 yıl aradan sonra 2016-17 sezonunun play-off finalinde penaltılarla Süper Lig’e çıkmıştı. İş insanı ve doğuştan Göztepeli Mehmet Sepil, A.Ş. olan Göztepe’nin profesyonel futbolunu 2. Lig’deyken devralmış; Göztepe 2’den 1. Lige çıkmış, akabinde 1. Lig’deki ikinci sezonunda Süper Lig’e yükselme başarısını göstermişti. Bu süreci lansmanı Göz Göz Mağazası’nda yapılan, Başkan Sepil, Efsane Göztepe’nin unutulmaz isimleri ile dönemin teknik direktörü ve futbol takını temsilen iki futbolcunun katıldığı “Göztepe’nin Son Dört Sezonu” kitabımda etraflı anlatmıştım.

Göztepe, Süper Lig’de beş sezon oynadı, hatta ilk sezonunda Tamer Tuna takımın başındayken altıncı oldu. İkinci sezonda küme düşme tehlikesi yaşadı, yüreği ağzına geldi, Tamer Tuna son dokuz maçta takımın başına yeniden getirildi ve mucizevi bir kurtuluş gerçekleşti. Son maçta Ankaragücü’nü son dakikalarda gelen penaltı golü ile 2-1 ile geçen Göz Göz ligde kaldı. Üçüncü ve dördüncü sezonlarda büyük bir sıkıntı yaşamadan ligi tamamlayan sarı kırmızılılar beşinci sezonda gelen üst üste şanssızlıklar, pandeminin yıkıcı etkileri ile birleşince küme düştü. Bu arada dördüncü sezonda Göztepe Gürsel Aksel Stadı Sepil’in de üstün gayreti ve katkıları ile hizmete girdi. BJK ile oynanan açılış maçını Göz 2-1 kazandı. Stattaki ilk golü Halil attı.

KOKOVİÇ İLE OLAMAZDI

Sepil, TFF 1’e yeniden dönen Göztepe’nin profesyonel futboldaki yüzde 70 hissesini Sport Republic’e devretti. Rasmus Ankersen yeni başkandı artık ve Sepil olimpik branşlardan sorumlu YK Üyesi olarak yeni bir görev üstlendi. İvan Mance, Sportif Direktör oldu. Futbol takımında Kokoviç metodoloji direktörü, Ekrem Dağ baş antrenör, Şakir Özkayımoğlu antrenör olarak görev aldı. Sezon başlamadan Ankersen’e hedeflerinin ne olduğunu sorduğumda verdiği yanıttan anladım ki ilk sezonda ille de şampiyonluk hedefi yoktu. Ancak, şampiyonluk gelirse de gelirdi! Takım iniş çıkışlı sezonda play-off’a kaldı ancak ilk turda elendi. İkinci sezonda Kokoviç tribünden kulübeye indi ancak takım iyi gitmiyordu fakat camia, tribün de şampiyonluk istiyordu. Yönetim de artık ligi ilk sezon tanımıştı, Süper Lig'e yönelmek istiyordu. Böylece 14. haftada teknik direktör ve ekibiyle yollar ayrıldı. Görev, Bulgaristan ve Kazakistan’da başarılarla dolu bir kariyeri olan, 30 yıl önce bir sezon da FB’de forvet olarak top koşturan Stanimir Stoilov’a verildi.

KOMŞU STOİLOV İLE HEDEFE DOĞRU…

Stolilov, Kokoviç’ten devraldığı takıma kısa zamanda bambaşka bir kimlik kazandırdı. Aynı futbolcularla ve aynı sistemle dört maç üst üste gelen galibiyet camiayı ve tribünü ayağa kaldırmaya yetti. Kokoviç’in pesimist anlayışı gitmiş, pro-aktif bir Göz Göz gelmişti. Takım önde basıyor, pres yapıyor, ikinci topları alıyor ve şu çekiyordu artık. Geride ve orta alandaki yan pas-geri pas trafiğine son verildi, takım dikine oynamaya ve geriden daha hızlı çıkmaya başladı. Bu arada Stoilov kendi sistemindeki dörtlü defans yerine üçlü defansı bozmadı, futbolcuların alıştığı sistemi sürdürerek doğru bir karar verdi. Artık Göztepe çok oturmuş bir takım olan lider Eyüpspor’u olmasa da Süper Lig’e direk gidecek ikinci takım gözüken Kocaelispor’u yakalayacak bir düzeye gelmişti. Süper Lig hedefine kanaat getiren yönetim devre arasında hocanın istediği birkaç takviyeyi de yapınca Göz Göz’ün gol yolları iyice açıldı. Romulo, Ramon ilaç gibi geldi. İki oyuncu da kritik golleri ve asistleriyle katkılı oldu. Stoperde Helinton geriden çıkışı hızlandırdı. Şunu da belirteyim, kaptanlardan Atınç 11’den kesilse de küsmedi. Yeri geldi forma giymedi ısınsa da, yeri geldi son anlarda oyuna dahil oldu ancak arkadaşlarını hep destekledi. Keza kaptan İsmail de sakatlığı nedeniyle haftalarca iki defa takımdan ayrı kalsa da takıma dışarıdan destek oldu azami. Bu da takımdaşlığın önemli bir göstergesiydi. Sürekli üzerine koyan bir takım vardı artık ve açık puan farkı ile takım ikinci sıraya oturmuştu. Stoilov’un kenardan oyunu çok iyi okuması, yerinde doğru hamleler yapması, skoru bulduğunda azami değişiklik yaparak hemen herkese forma vermeye çalışması; Urla’daki disiplinli çalışması başarının anahtarıydı.

Şampiyonluğun mimarı Stoilov’ın yaptığı iki dokunuş var ki ayrı bir not düşmeden olmaz. Hoca, Doğan’ın sakatlığı sonrasında cesur bir karar vererek i defansın önüne kesici olarak izlediği 19 yaşındaki U-19 takımı futbolcusu Dennis’i monte etti. Bu oyuncu da fırsatı çok iyi kullandı ve başarılı oldu. Hocanın ikinci ve altın bir dokunuşu var ki on numara doğrusu. Defansın önündeki Yalçın’ı forvet arkasına çekerek serbest oynattı ve bu dokunuşun hem takım oyununa hem de skora katkısı mükemmel oldu. Yalçın eski yerinde ayağında da top tutan bir oyuncu olduğu için tehlikeye de yol açıyordu. İleri çıkınca hücuma katkısı üst düzeyde oldu; nitekim üçüncü bölgedeki aktivitesi yanında tam dokuz gol kaydederek takımın en skorer ismi oldu.

Göz Göz Süper Lig’e çok yakışacak, her şey çok güzel olacak - Resim : 1

32. HAFTADA GELEN ŞAMPİYONLUKLA İLK DEFA SEVİNEN BİR HOCA

32. haftada evdeki Gençlerbirliği maçına gelindiğinde üçüncü Çorumspor ile puan farkı sekizdi. Çorumspor kaybetti aynı saatte oynanan maçta, Göz Göz ise sancılı da olsa 2-0 ile kazandı ve matematiksel olarak Süper Lig’e çıkan ikinci takım oldu. Artık şampiyondu, taraftarının “Şampiyonluk istiyoruz bu sene…” tezahüratını duyan yönetim-teknik ekip ve futbolcular gereğini yapmıştı. Kenarda hep ciddiyetiyle gördüğümüz Stoilov 5-1 galip gelinen Eyüpspor maçından sonra bile sevinç gösterisi yapmamış futbolcularla ve hemen tünele yönelmişti her maçtan sonra yaptığı gibi. Bu defa takımla birlikte sevindi, ora sahada taraftara üçlü bile çektirdi. Çünkü sonucu almıştı. Maçtan önce Sepil’in locasında Ankersen ve Sepil ile görüştüğümde kıpır kıpırlardı. Onlar da ortak oldu sahadaki sevince maç sonunda. Sahadaki kutlamalardan sonra ikinci kutlama adresi ise Urla’daki Sepil’in şirket binasıydı. Sepil, her ne kadar olimpik branşlardan sorumlu olsa da, o alanda kıskanılacak bir yürüyüşe imza atsa da profesyonel futbola desteğini sürdürdü. Nitekim yönetim de onu cumartesi günkü son maçta “onursal başkan” ilan ederek onore edecek. Hep söylediğim gibi, Sepil Göztepe’nin başına konan bir talih kuşu ve kıymeti, anlamı gelecekte çok daha iyi anlaşılarak kulübün tarihine altın harflerle geçecek.

Göz Göz Süper Lig’e çok yakışacak, her şey çok güzel olacak - Resim : 2

Cumartesi 16.00’da oynanacak Bodrumspor maçının ardından stattaki kutlamalar da tarihe geçecek. Yalnız, daha önce duyurulan Levent Yüksel gelip Medcezir’i söyleyemeyecek fakat uzaktan bağlantı kurulacak kendisiyle. Ancak tribünlerin bu sezonun en güzel Medcezir’ini söyleyeceğini, “Fırtınam..Felaketim..Hasretim” nakaratının ta Karşıyaka’dan bile duyulacağını not edeyim. Kimbilir ne kareografi göreceğiz maç öncesinde de. Tabii maç sonrasında bir de Güzelyalı’ı görmek gerek, Paten’i ve çevresini…

BİRİNCİLİK GÖZ GÖZ’E YAKIŞIR

Geride kalan salı günü Urla Adnan Süvari Tesisleri’ndeydim. İvan Mance, Stolilov ve Kaptan İsmail’le konuştuk antrenman öncesi. Toplantı ve antrenman; sanki son maç değil de ilk maç gibi ciddi. Ne de olsa Eyüpspor yenilirse, Göztepe de yenerse birincilik geliyor. Bu arada Erzurumspor’un maçın İstanbul’da oynanması isteğine olumlu yanıt vermesini anlayamadım! Zaten bu TFF’yi hiçbir zaman anlayabilmiş değilim bu sezon boyunca! Göztepe, 33. haftada evinde 5-1 yendiği lider Eyüpspor’u deplasmanda da hem de ilk 11’de sürekli yer verilen oyuncularla çıktığı maçta 3-0 ile geçti. Bu sonuç sarı kırmızılılara ikili averaj üstünlüğünü getirdi. Stoilov’un 11’de yer vererek onore ettiği kaptan Atınç da çok iyiydi, yönetime ve hocaya “Bu takımın Süper Lig’de de parçası olmak istiyorum” mesajı verdi.

Göz Göz anlaşılıyor ki Stoilov ile devam edecek. Salı günü Urla’da bunu teyit eden konuşmalar oldu. İvan Mance de, Stoliov da bunu teyit etti. Zaten hocanın mukavelesi de devam ediyor. Sadece 2 yenilgi ve 4 beraberlik istatistiği ile, en az gol yiyen takım ve en çok gol atan ikinci takım istatistiğiyle sezonun son haftasına gelen Göztepe’nin hocası oynattığı futbolla da onay aldı. Hoca’ya 10 üzerinden 8,5 veriyorum ve bu başarısını Süper Lig’de sürdüreceğine inanıyorum.

Göz Göz Süper Lig’e çok yakışacak, her şey çok güzel olacak - Resim : 3

GÖZTEPE, TÜRK FUTBOLUNDA ESKİSİ GİBİ ÖNEMLİ VE İDDİALI OLACAK

Süper Lig (1959-60’ta ilk başladığında Milli Lig, sonra 1. Lig ve şimdi Süper Lig) ilk başladığında ülkemizde futbolun ilk oynandığı şehir olan İzmir hepsi de şimdi asırlık marka olan 5 takımla temsil ediliyordu; Karşıyaka, Altay, Altınordu, İzmirspor ve Göztepe. Geride kalan sezonda İstanbul’dan 8 takım varken (gelecek sezon da 6 veya 7 takım olacak) Türkiye’nin en büyük üçüncü şehrinin temsil edilmemesi Süper Lig adına handikaptı. Göztepe, gelecek sezonda, 2024-25 sezonunda 100. Yılında Süper Lig’de İzmir’i temsil edecek. Umarım “Süper Lig’de iki..üç..daha fazla İzmir takımı” sloganım gerçek olur bir gün.

Göztepe, Süper Lig’e renk ve heyecan getirecek… Kalite getirecek… İstanbul ve Trabzon’dan sonra zirve yarışına ilk sezon olmasa da ikinci sezonundan itibaren Göz Göz de katılacak. Göztepe, tesisleri, stadı, kurumsal yapısı ve yönetim anlayışıyla, gittikçe genişleyen ve eğitimli genç kuşaklarla beslenen tutkulu taraftarıyla, iç camiasıyla (eski futbolcuları-yöneticileri, aileleri vb.) ve en önemlisi göz kamaştırıcı tarihiyle (Avrupa’da dördüncü olan ve yarı final oynayan ilk Türk takımı) zoru başaran bir kulüp olacaktır. Yeni döneminde Süper Lig’in demirbaş takımlarından birisi olacağından ve ileri hedeflere yürüyeceğinden eminim. Her Göztepelinin hayali yeniden Avrupa, yeniden bir kez olduğu gibi Türkiye Ligi ve iki kez olduğu gibi Türkiye Kupası şampiyonluğu.

Göz Göz Süper Lig’e çok yakışacak, her şey çok güzel olacak - Resim : 4

ANKERSEN’İN KİTAPLARI TÜRKÇEYE ÇEVRİLMELİ

Bugün, son maç öncesi Göztepe Başkanı Rasmus Ankersen ile buluşacağız. Bakalım neler söyleyecek? Ankersen’i çok tuttum. Futbol üzerine kitapları da var. Çok genç yaşta sakatlanınca futbol oynamayı bırakmak zorunda kalsa da futbolun içinde kalmak istemiş. Onun kitaplarını keşke kulüp çevirtip yayınlasa ve Göz Göz Mağazalarında taraftara, futbol kamuoyuna sunulsa…

Ankersen, Mance ve Stolilov’un Gençlerbirliği maçının sonrasından lig sonuna kadar yaptığı açıklamalar üzerinde başka bir yazı ile durmak istiyorum çünkü bu yazı oldukça uzadı.

“14 HAZİRAN BU SENE MUHTEŞEM OLACAK”

Bitirirken şunu not edeyim; Göztepe için bundan sonra her şey çok güzel olacak, İzmir’in sarı kırmızılıları Süper Lig’e ve ileride Avrupa’ya çok yakışacak. Bir notum daha var; 14 Haziran, Göztepe’nin 99. Kuruluş Yıldönümü ve kulüpten çok önemli bir ismin bendenize özel mesajıyla, (adı bende kalsın) “14 Haziran bu sene muhteşem olacak.”