CHP'nin umut olması için...

CHP, durumunu egzajere etmeden, partiyi ağlama duvarına çevirmeden, yüzde 22-26 arasındaki oy tuzağını aşmak için; birliğini, bütünlüğünü koruyarak serinkanlı şekilde tartışmaktan korkmamalıdır.

CHP'nin cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekili seçiminden boynu eğik çıkmasının ardından gerek parti kadrolarının gerekse seçmenin yaşadığı ruhsal çöküntüden nasıl çıkılacak?

Şu soruyu duyuyorum; "memlekette bunca sorun varken ve nedeni iktidar iken CHP'nin hali ne olacak tartışmalarına ne gerek var?"

CHP'NİN ALTERNATİF OLMAKTAN UZAKLAŞMASI ENDİŞE VERİCİ

Gerek var hem de çok gerek var çünkü ülkeyi kasıp kavuran sorunların çözümü için seçmen, yurttaş, CHP'nin bir alternatif olmaktan uzaklaşmasından ciddi olarak endişe ediyor. Yerel seçimler öncesinde CHP'nin bu dar vakitte yapısal ve zihniyet sorunlarının tümünü çözmesi çok zor. Çözüm haritasını önüne koysa bile bu yerel seçim takvimini aşar. O yüzden şimdi şöyle bir çatallaşma söz konusu: Bir görüş diyor ki "gerekirse olağanüstü kurultaya gidelim ve genel başkan ile birlikte yönetim değişsin, yeni bir perspektif ortaya koyalım ve yerel seçimler için olumlu bir atmosfer oluşsun..." Başka bir görüş de diyor ki "Kurultay toplansın, genel başkan güven tazelesin ve yerel seçimlere bu şekilde gidilsin; 2018'deki genel seçim yenilgisi sonrasında nasıl 2019 yerel seçimlerinden başarılı çıkıldıysa 2023'teki genel seçim yenilgisi sonrasında da 2024 yerel seçimlerinden başarılı çıkılabilir."

TARTIŞIRKEN BİRLİK VE BERABERLİĞİ KORUMAK ÖNEMLİ

Her iki görüşü savunanlarla da; "değişim" diyenlerle de, "yenileşme" diyenlerle de, hatta "dönüşüm" diyenlerle de temasım var ve hepsine önerim öncelikle partiyi bir arada tutma hususunda hassas olmaları... Çünkü yönetemez duruma gelen iktidarın en büyük beklentisi ve 'silahı' en önemli rakibinin bölünmesi, parçalanmasıdır. Ondan sonra da CHP'nin-sıkı durun- oluşturulacak iklimle kapatılması ve Cumhuriyetin fabrika ayarlarının garantisi olan partinin; Atatürk'ün yaklaşımıyla "Türk modernleşmesinin, devriminin taşıyıcı unsuru" olan CHP'nin bertaraf edilmesi iktidarın aklının bir köşesinde hep var. Zaten bu DP döneminde mecliste kurulan tahkikat komisyonu marifetiyle gündeme geldi. 12 Mart döneminde Ziverbey Köşkü'nde işkence altında Ecevit aleyhine alınan ifadelerle de denendi. 1973 genel seçimlerinde CHP birinci parti çıkmasaydı neler olabilirdi? Nitekim 12 Eylül cuntası ABD'nin yeşil kuşağına selam çakıp CHP'yi kapattı! Ne oldu? CHP, SHP, DSP bölünmüşlüğü İstanbul ve Ankara'yı şimdiki AK Parti'nin öncülü olan unsurlara teslim etti! AK Parti'nin 21 yıllık iktidarı bu eğride ilerledi.

CHP'nin içinde bulunduğu duruma çare arayanlara (yönetimde olanlara ve olmayanlara) bu tarihi gelişmeleri de şimdiki iktidarın aklının bir köşesinde CHP'yi kapatma fikri olduğunu da altını kalın çizgilerle çizerek hatırlatırım. AK Parti'nin iktidarda olduğu 21 yıldaki yandaş medya bu cin fikirlerle dolu; açın bakın arşive...

GÜVENLİ LİMAN NERESİ?

İkinci görüşün liderliğini CHP'de cari genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu yapıyor. Partiyi güvenli limana götürerek bırakma eğilimini ortaya koyması yerel seçimlerden sonrasını işaret ediyor. Değişim ve dönüşüm isteyenlere diyor ki özetle; "Düşün arkama, gelin beraber yerel seçimlerde partinin kuyruğunu beraber dikelim, sonra da yenileşme için beraber ne yapılması gerekiyorsa yapalım." Ortada pek gözükmeyen ve bu görüşü savunan, Kılıçdaroğlu'na destek veren kimi önde gelen ciddiye alınır gördüğüm PM üyeleri de var. Kerhen de olsa bazı belediye başkanları da...

Olağanüstü kurultaya dönük nabız yoklaması olduğu gibi, değişimin olağan kurultayda olmasını savunanlar da var.

ÖZELEŞTİRİ GELMEYİNCE, PARTİ ORGANLARINDA TARTIŞILMAYINCA...

Bu çerçevede "değişim" diyenlerin parti organlarında üst düzeydeki isimlerinin katıldığı zoom toplantısının benzeri görüldüğü kadarıyla yüz yüze veya zoom ile epeydir yapılıyor. Ülke düzeyinde partinin içinde bulunduğu durumu aşması yönünde benzer pekçok platform, çevre bir araya geliyor. Ayrıca seçimin hemen ardından "değişim" videosu yayınlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan bir site kuruluşu ve görüş alınması atağı yanında Oksijen'de yayınlanan "Türkiye İçin Yeniden" makalesi geldi. Yakında bir de "manifesto" bekleniyor. Yaşayan üç eski genel başkan da gelişmelerin uzağında değil. Özellikle Karayalçın bütün kesimlerle diyalog halinde ve fikirlerini, tüzük önerilerini paylaşıyor. Fakat buna mukabil CHP'nin yetkili organlarından hala ne bir köklü seçim değerlendirmesi geldi, ne ilçe ve il danışma kurullarının toplanması söz konusu oldu. Hal böyle olunca dışarıdaki arayışlar artarak sürüyor. Denilebilir ki parti yönetimi kurultay kararı aldı ve kurultay süreci işliyor... Ancak adamakıllı bir özeleştiri ve değerlendirme yapılmaması ve tam tersine yenilginin başarı gibi sunulması eğilimi parti kadrolarını ve kemik seçmeni üzüyor, geriyor. Dışarıdaki arayışlar da işte bu ihtiyaca cevap veriyor. İkinci görüş ekseninde olan Soyer’in açıkladığı "Siyaset Belgesi-İzmir Duruşu" gibi bir tavır keşke vakit kaybetmeden CHP Genel Merkezi'nden gelseydi.

HERKES SON DERECE DÜŞÜNCELİ...

Sonuçta gelinen noktada görülüyor ki açığa çıkan zoom toplantısının ardından CHP Grup Başkanı Özgür Özel'in de Cumhuriyet'e verdiği mülakat sonrasında; İmamoğlu ve Özel birlikte hareket etme eğiliminde. Milletvekili grubu seçmenle içli dışlı ve sahaya baktığında mutlaka bir mesaj alıyor ve düşünceli. Son PM toplantısındaki oylamada ortaya çıkan tablo ise bir dönem daha isteyen belediye başkanlarını tedirgin edici. Olağan kurultay yapılsa bile oluşacak yeni PM'de de ne olacağı hiç belli olmaz. Çünkü bu defa başkan adaylıkları PM'de ciddi tartışmalarla ve oylamayla belli olacak. Kılıçdaroğlu ile seçime gidilirse bu tartışma ve oylamalar daha da çetin geçebilir.

KISA, ORTA, UZUN VADEDE YAPILMASI GEREKENLER

Bütün mesele kısa, orta ve uzun vadede şu: 1) CHP, yerel seçimlerden mutlaka başarıyla çıkmalıdır. Çünkü kaybedilen genel seçimin ardından yerel seçimde de yara alınırsa 2028'deki genel seçimler öncesindeki toparlanma çok daha zor olur. O yüzden yerel seçimde elde edilecek başarı ilerisi için motivasyon oluşturacak. 2)CHP'nin birlik ve bütünlüğünü koruyarak bir an önce yerel seçime nasıl bir parti yönetimi mimarisi ile gideceğine karar vermesi ve seçmeni etrafında konsolide etmesi, sandığa küskünlüğü durdurması gerekiyor. 3)CHP 38. Olağan Kurultayı partinin temel sorunlarını masaya adamakıllı yatıracak şekilde bir hafta kadar sürmesi planlanarak örgütlenmelidir. Tüzük değişiklikleri, 2008'den bu yana geçerli olan program yenilenmesi de içinde olmak üzere yapısal örgüt reformu, tercihler ve kimlik-duruş meseleleri mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır. 4)CHP'nin üye yapısı bu bağlamda gözden geçirilmeli, buharlaşan, ulaşılamayan üyelerin kaydı cesaretle silinmeli; olmayan kesimlerden yeni üyelerle partinin üye sayısı kademeli olarak 2-3 katına çıkarılmalıdır. Bunu yapamayan, yapmaktan imtina eden ilçe ve il başkanları görevde tutulmamalıdır. Örgütler tarama ve davet usulüyle mahallindeki pırıltılı, genç üyelerle buluşmaya özen göstermelidir. Çünkü partinin bir de vasata teslim olma ve yaşlılık sorunu vardır. CHP, iktidar istiyorsa toplumun en iyileriyle buluşmak durumundadır. 5)CHP, bütün toplumun, herkesin partisi olmayı, bir kitle ve halk partisi olmayı başarmak durumundadır. Tabii ki tercihleriyle emeğin, her sosyal kesimden üretenin omurgasını oluşturduğu bir parti olmak durumundadır ancak asla ve kata kimlik partisi tuzağına düşmemelidir; geniş bir yelpaze açmalı; hiçbir kesimin, zümrenin partideki adı konmamış hegemonyasına müsaade etmemeli, göz yummamalıdır. Aksi halde genel iktidara erişemez, gittikçe de küçülür. 6)CHP'nin İlk Hedefler Beyannamesi ve Ak Günlere Bildirgesi’nin 2023-24 versiyonunu ortaya koyan inandırıcı ve toplumun arkasında kalmayan genç ve taze kadrolar CHP'nin 2028'deki iktidarının garantisi olacaktır. 6)CHP, çok partili dönemin DP'nin iktidara geldiği ilk üç seçiminde İsmet İnönü ile yüzde 39, 35 ve 41 oy almıştır. 1961'de İsmet İnönü ile yüzde 36 oy alan CHP, Demirel ile yükselen AP karşısında 65 ve 69 seçimlerinde yine İnönü ile yüzde 27-28 bandına tutunmuştur. 73 ve 77 genel seçimlerinde CHP, Ecevit ile yüzde 33 ve yüzde 41 küsur ile birinci parti çıkarak İnönü'nün 61-64 arası ilk defa kurduğu gibi koalisyon hükümetleri kurmuştur. 83-87-91 genel seçimlerinde yasaklı CHP döneminde sol oylar yüzde 30-33 bandında tutunmuş; ancak 95-99 seçimlerinde 25-30 düzeyine gerilemiştir (Bunda bölünme ve ilk iki büyük kentin belediyesinin kaybedilmesinin rolü büyük). 2002'den itibaren CHP bütün sol oylar kendisinde birleşse de yüzde 26'da kalmıştır ve sonraki seçimlerde de azar azar sürekli gerilemiştir. 7)CHP, tez zamanda bir "tüzük ve program partisi" mi, "genel başkan partisi" mi olmak istiyor; buna bir karar vermelidir. CHP, her genel başkanın bir yere çektiği bir parti görünümünden uzaklaşmalı; tek başına iktidar hedefi gözetmeli ve buna uygun bir siyaset zemini ve örgütlenme inşasına yönelmelidir. CHP'nin Atatürk'ten sonra partiyi kuran ve taşıyan iki numaralı ismi İsmet İnönü'ye karşı aday çıkardı bu parti. O halde herkese, her genel başkana karşı aday çıkması gayet normaldir. Olağandır. Çok saydığım, babamın ismini aldığı İsmet İnönü, Ecevit'e karşı parti içi yarışı kaybettiğinde genel başkanlık seçimi öncesinde genel başkanlıktan, parti üyeliğinden ve milletvekilliğinden istifa etmişti. Çünkü partiyi Atatürk ve kendisiyle özdeş görüyordu. Bu yanlıştı. Oysa Atatürk, CHP'yi Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça Türk modernleşmesinin ve devriminin taşıyıcı unsuru olarak düşündü yukarıda da belirttiğim gibi ve kuşkusuz parti kendisinden ve İnönü'den sonra da devam edecekti. Etti de nitekim. Günü zamanı geldiğinde genel başkanlar partilerinin önünü açmak için yarışarak da yarışmadan da koltuğunu bırakmak durumunda. Hatta yapılacak tüzük değişikliğinde bir önceki genel seçime göre partinin oyunu düşüren veya iki seçim üst üste kaybeden genel başkanının istifa etmiş sayılacağı maddesi yer almalıdır kanımca.

GÜNÜMÜZÜN "İLK HEDEFLER BEYANNAMESİ" VE "AK GÜNLERE BİLDİRGESİ" ŞART

Yukarıdaki istatistik tablosu ile şunu anlatmak istiyorum: CHP'nin en yüksek oylara eriştiği 1957 ve 1977 genel seçimleri sonucu; radikal bir düzen değişikliği önerisinin İlk Hedefler Beyannamesi öncülü olan seçim programı ve AK Günlere Bildirgesi ile alınmıştır. Özeti şudur; emek, üretim, özgürlük, demokrasi, örgütlenme (sendika, oda, baro, kooperatif, vb.) aydınlanma, Altı Ok, çağdaş sosyal demokrasi, inançlara saygılı laiklik.

CHP'Yİ AĞLAMA DUVARINA ÇEVİRMEDEN YÜZDE 22-26 OY TUZAĞINI AŞMAK...

CHP, durumunu egzajere etmeden, partiyi ağlama duvarına çevirmeden, yüzde 22-26 arasındaki oy tuzağını aşmak için; birliğini, bütünlüğünü koruyarak serinkanlı şekilde tartışmaktan korkmamalıdır. Cesur ve dev adımlar atmalıdır. Kaleme aldığım CHP'ye ilişkin yazılarımın biricik çıkış noktası da partinin tek başına iddia ortaya koyabilecek bir parti kıvamına gelebilmesine katkıda bulunmak amacı taşıyor. Hepsi bu. Umarım herşey çok güzel olur ve parti o kıvama ulaşır, Türkiye de hak ettiği çağdaş uygarlık yolunda yürüme rotasını yeniden yakalar. Türkiye’den kaçmak isteyen gençler Türkiye’nin kalkınması için, gelişmesi için seferber olur.