Akşener’in dediği, hayalci beklentiler ve gerçekler

Bu noktada 1994 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara'nın nasıl kaybedildiğini de hatırlatmak isterim. Umarım bu tarihi ders herkes gibi Akşener’in de notları arasındadır.

İYİ Parti, haftalardır 26 Ağustos'ta Afyon Kocatepe'de Akşener’in önemli açıklamalar yapacağını duyuruyordu.

Ancak ne var ki Akşener önceki gün Kocatepe'de "25 Ekim'de hür ve milli siyaset anlayışımızın temel taşlarını içeren beyannamemizi milletimizin takdirine sunacağız." (Demokratik Milli Yükseliş Beyannamesi) cümlesini kurarak beklenen açıklamayı erteledi.

DAĞ FARE DOĞURDU

Peki Akşener 26 Ağustos'ta ne dedi? Akşener, iktidarı ve muhalefetin lokomotifi CHP'yi eleştirdi. 26 Ağustos'ta Büyük Taarruz'un 101. yıldönümünde Kocatepe'yi iç siyasetin fonu olarak kullandı. İktidarın 90 gününü masaya yatırdı. Zafer Partisi'nin rüzgarını görüp sığınmacı konusu üzerinde durdu. Özetle 14 ve 28 Mayıs seçimlerini değerlendirdi, partneri CHP'yi ve Kılıçdaroğlu yanında üstü kapalı olarak İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarını eleştirdi. Akşener, kendisi açısından sürece yönelik özeleştiri de yaptı. Bunun özü ise; Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu veya Yavaş'ın cumhurbaşkanı adaylığını sağlayamamasıydı.

YEREL SEÇİM YAKLAŞIMI CHP İLE MEVZİİ İŞBİRLİĞİNİ İŞARET EDİYOR

Akşener konuşmasında üçüncü olarak da yaklaşan yerel seçimlere değinerek şunları söyledi:

"Önümüzde yerel seçimler var. 2023 seçimlerini çantada keklik görenler, yerel seçimleri böyle değerlendirmeye çalışıyorlar. Yereli ortadan kaldırmak, demokrasiyi ortadan kaldırmaktır. İttifak kurmak belirlenen adayların seçilmesine katkı sağlıyor. Ancak başarıyı ilkesel şekilde yapılmasıyla getiriyor.

Önümüzdeki yerel seçimlerde İYİ Parti olarak kendi kadrolarımızla milletimizin huzuruna çıkacağız. Yerel seçimi, genel seçim olarak okumadan, milletimizin iradesinin tecellisine imkan sağlayacağız. Tüm siyasi partilere açık ve net çağrı yapıyorum. Gelin hep birlikte vatandaşımızın tercihlerini yansıtacağı bir rekabet ortamı oluşturalım. Siyasi pragmatizm çıkmasını sağlayalım. Gelin hep beraber ayrı ayrı seçimlere girelim. İşbirliği elbette olabilir. Ama bütün siyasi partiler her birimiz tek tek girelim. Ancak biz İYİ Parti olarak gizli gündemleri olan, kendi menfaatleri için bizim sırtımızda kurban kesen mevcut güç ve siyaset ilişkilerine destek arayan, bölücülerle görüşen hiç kimseyle herhangi bir yerde işbirliği yapmayacağız."

Akşener’in yerel seçimlere ilişkin değinisinin satır aralarına baktığımda dikkat çeken noktaları şöyle maddelemek mümkün:

1)İYİ Parti, AKP ile asla işbirliği yapmayacak. Keza, MHP'nin AK Parti'ye stepne durumu sürdükçe MHP ile de seçim işbirliği söz konusu değil.

2)İYİ Parti, yerel seçimlere her partinin ayrı ayrı girip boyunun ölçüsünü almasından yana.

3)Ancak her partinin seçimlere ayrı ayrı girmemesi durumunda İYİ Parti'nin de işbirliklerine yönelmesi doğaldır. Fakat bu işbirlikleri lokal olacaktır, yer yer parti, yer yer aday bazlı olacaktır. İYİ Parti'nin kırmızı çizgileri bu işbirliğinde esas olacaktır.

ÜÇÜNCÜ YOL ARAYIŞI DOĞAL AMA...

İYİ Parti'nin üçüncü yol arayışı doğal ve bu doğrultuda adımlar atması da olağan. Ancak genel seçim perspektifinde atılacak üçüncü yol adımlarının düz bir mantıkla yerel seçimlerde atılmasının şu sakıncası var: Genel seçimlerden ve cumhurbaşkanlığı seçiminden kazanarak çıkan bir iktidar partisine kendini kanıtlama kaygısıyla hak etmediği kadar Büyükşehir, İl ve İlçe belediyesini âdeta ikram etmek zaten yerel seçimlerde büyük hayal kırıklığı yaşayan seçmeni iyice sandığa küstürür. Bu noktada 1994 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara'nın nasıl kaybedildiğini de hatırlatmak isterim. Umarım bu tarihi ders herkes gibi Akşener’in de notları arasındadır. 1994'teki İstanbul ve Ankara çıkışı AK Parti'nin önünü açmış, 28 Şubat ise Türkiye'yi AK Parti'nin kucağına oturtan sürecin âdeta ebeliğini yapmıştır.

İKTİDARI ŞIMARTIP GEMİ AZIYA ALDIRMAMAK GEREK

Uyarım, İYİ Parti'nin hiç aday çıkarmaması anlamına gelmez. Tabii ki İYİ Parti de aday çıkarabilir, çıkarması doğaldır. Kimse İYI Parti'den CHP ile ilişkileri ve pozisyonu açısından 2019 yerel seçimlerindeki gıbı olmasını beklememeli. Fakat iki parti arasında rasyonel bir işbirliği iktidar partisinin-blokunun yerel seçimlerde istediğini alamaması için şart. Aksi taktirde genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçiminden 10 ay sonra gelen bir yerel seçim galibiyetinin iktidarı ne kadar şımartacağını ve pervazsızlaştıracağını; muhalefete gönül veren seçmeni nasıl da adeta yıkacağını görmek için kahin olmaya gerek yok.

CHP'DEKİ GELİŞMELER İŞBİRLİĞİNİ ETKİLER Mİ?

Bu arada, İYİ Parti'nin CHP ile yerel seçimlerde mevzii işbirliği için CHP'nin olağan kurultayından nasıl bir görünümle çıkacağını beklediği de anlaşılıyor. Akşener’in konuşmasının satır aralarında bunu da okudum. Hemen altını çizeyim; CHP, kurultaydan nasıl bir görünümle çıkarsa çıksın yaşadıklarından birşeyler öğrenmiş olarak çıkacak. Bu bağlamda 2024 yerel seçimleri için CHP-İYİ Parti arasında onurlu bir mevzii işbirliği yapılacaktır ve yapılmalıdır da. Türkiye'yi, Türkiye’nin fabrika ayarlarını, demokrasiyi ve özgürlükleri önceleyenler yerel seçimlerde "her koyun kendi bacağından asılır" diyemez. Ki, AK Parti ve MHP'nin seçimde işbirliği yapacağı şimdiden belli. İktidar blokunun küçük ortakları YRP, BBP ve HÜDA-PAR da iki büyük ortağın yanında duracaktır.

Bitirirken Millet İttifakı’nı oluşturan bütün muhalefete uyarım da şu: Yerel seçimde sakın ola ki "altılı masa" diye tutturup bir de ikibin küsur maddeden oluşan bir yerel seçim manifestosu hazırlamaya kalkmayın!

CHP'NİN RÜZGARINI ARTIRACAK DURUŞ VE AVANTAJI

Danışma kurullarında veya küçük kurultay yerine örneğin bir arama konferansında genel seçimin özeleştirisini yapmayan CHP, bunu kurultayında yaparsa ve ülkenin önüne tatmin edici bir yönetici vitrin ile çıkarsa; tüzüğünü-programını CHP’ye yakışan şekilde yenilirse seçmenin travması ve "neden elverişli koşullardaki seçimi alamadın?" öfkesi atlatılabilir ve CHP yerel seçimlere uygun işbirlikleri ile de iddialı hazırlanabilir, girebilir. Şu notu da düşeyim; CHP'nin oyu yerel seçimlerde genel seçimlere göre 3-3,5 puan fazla oluyor. Örneğin eş zamanlı yapılan 1999 seçimlerinde CHP'nin oyu genelde 8 küsur, yerelde ise 11 küsur olmuştu. Yalnız CHP'nin başta üç büyük şehir olmak üzere başarılı belediye başkanlarını ikinci dönem için erken açıklayarak ilerlemesi; bilhassa 11 Büyükşehir'in başkanları arasındaki muhtemelen birkaç aday değişikliğini kırıp dökmeden yapması gerekiyor. Tahminim, on bir içinden üç dört büyükşehir adayının değişeceği yönünde.

Bu hamur daha çok su kaldırır. Bir dahaki yazıda CHP'nin yerel seçim kampanyasını emanet ettiği ajans ve başkanı ile ilgili, ayrıca kampanyanın genel formatıyla ilgili olarak ilgi çekeceğini umduğum bir yazıda görüşmek üzere...