Rashomon

Nihayetinde siyah beyaz sinematografinin dünya çapında başyapıtı olmakla kalmayıp, farklı bakış açılarından aynı hikayenin farklı anlatılması ile sinemada anlatım alanında devrim yapan ve bu teknikle sayısız filme ilham veren, "Rashomon" ortaya çıkar.

Egoizmin ,insanoğlunun doğuştan gelen ve kefareti en güç ödenen günahı olduğuna inanan Kurosawa, yazar Akutagawa'nın kısa öyküsünü insanoğlunun bencilliği ve yalan söyleme yeteneği üzerine yapılmış harika bir senaryo haline getirir.

Mesele nedir ?

Bakış açısı kurgusu, güvenilmez anlatıcı.

Farklı karakterlerden farklı hikayeler dinleriz.

Rashomon - Resim : 1

Hakikatin öznel olduğunu anlatır bize.

Bugünkü Tarantino filmleri başta olmak üzere bir çok suç/aksiyon filminde bu anlatı tekniği kullanılır
Filmin açılışı yıkık bir yapının altında düşünen iki adamın görüntüsüyle açılır. Alabildiğine yağan yağmurun altında, bu viraneye sığınmışlardır.

Burası kentin giriş kapılarından biri olan Rashomon kapısıdır, düşünceli adamlardan biri rahip, diğeriyse oduncudur.

Onlara daha sonra başıboş bir gezgin katılır.

Savaşlar, afetler, kıtlıklar, hastalılar, haydutlar… hepsi insanları yıldırmıştır.

Rahip, insanlığa olan inancını kaybetmek üzere olduğundan bahseder.

Tüm bunlar tam da savaş sonrasının tükenmiş Japonya’sını tasvir eder.

Hikaye, samuray ve eşinin başına gelenlerdir.

Cinayete dâhil olan herkes onu farklı anlatır.

Filmin hikâyesi, bir mahkeme ekseninde cinayetin sorgulanması üzerinden ilerler.

Ortada nesnel olan tek bir gerçek vardır ancak olayı yaşayanlar onu farklı şekilde anlatır.

Her üçü de cinayetin sorumluluğunu üstlenir ancak bunun vicdani sorumluluğunu diğerlerine yükler.

Yalan söylemelerinin gerisinde insani zayıflıkları, korkuları, bencillikleri vardır.

Her biri kendilerini, gerçekte olduklarından daha büyük anlatır; onurlu, erdemli, savaşçı, vicdanlı gibi.

Aslında hiçbiridir.

Rashomon - Resim : 2

Hepsini birbirlerinden ya da diğer insanlardan ayıran pek bir şey yoktur.

Başkalarına yalan söylerken kendilerini de inanmak istedikleri yalanlar uğruna kandırırlar.

Kurosawa’nın deyişiyle bu film, “İnsanlığın bencilliği ve yalan söyleme yeteneği üzerine yapılmış baş döndürücü ve derinlemesine bir denemedir”.

Çünkü insan, göründüğü kadar erdemli olmayan, güçsüzlüğünü yalanlarla örtbas etmeye çalışan bir canlıdır.

Kalbinin derinliklerinde tıpkı Rashomon’un Nara ormanlarındaki gibi gizli karanlıklar vardır.

Bu sebeple yönetmen, insanın bu gizil karanlıklarını metafor olarak kullandığı orman perspektifinde alabildiğine sorgular.

Sık ağaçlarla örülü orman içinde gün yüzüne çıkmamış günahkâr sırlar barındırır, tıpkı bastırılan düşüncelerin insan zihninin bilinçdışında saklandığı gibi.

Bu sebeplerle gerçek, bir ön kabul olmayıp , onu betimleyen öznenin inşa ettiği bir kurgudur.

Her şeye rağmen yönetmen, insanlığa umut bağlamayı sürdürür.

Dünyanın iyilikle var olabileceğini öngören bir hümanizmayı ortaya koyar.

Bir ormanın en derin noktalarına girerek ışık gölge oyunları yapan ve siyah mürekkeple renklendirdikleri yağmuru bir oyuncu gibi "oynatan" görüntü yönetmeni Miyagava ile beraber bir sinematografi tabusunu yıkarak, kamerayı ilk defa doğrudan güneşe çevirirler.

Nihayetinde siyah beyaz sinematografinin dünya çapında başyapıtı olmakla kalmayıp, farklı bakış açılarından aynı hikayenin farklı anlatılması ile sinemada anlatım alanında devrim yapan ve bu teknikle sayısız filme ilham veren, "Rashomon" ortaya çıkar.

Rashomon - Resim : 3

Amerikan film akademisi bu filmle ne yapacağını bilemediği için "En iyi yabancı film Oscar'ı kategorisi " yaratmak zorunda kalırken; Rashomon Venedik film festivalinden çok büyük yönetmenlerin çok büyük filmlerini geçerek büyük ödülle döndüğünde, Kurosawa'nın aklından geçen ilk şey artık soğuk pirince talim etmek zorunda olmayacağı düşüncesidir.

Etiketler
Film Sinema