Transparan Erkekler
Politik havadan çook sıkıldım. Havadan sudan şeyler yazmak geldi içimden. Bahar aylarına uygun. Ama üzerine tek bir yazı çıkartacak konu da bulamadım. Sonrasında kendime yolladığım notlar geldi aklıma. Onları derleyeyim dedim.
SOKAKLAR ERKEKSİZLEŞTİ
Diyeceksiniz ki "Kadının derdine bak." Olsun, deyin. Ama önce biraz okuyun haklı olduğumu göreceksiniz. Öncelikle bir lokantaya veya kafeye gittiniz mi son zamanlarda? Eskiden eşit sayıda kadınlı erkekli olan gruplar artık yok. İki-üç erkekliler hele hiç yok. Onların yerini kadın grupları aldı. Kadınlar giyiniyor, süsleniyor. Ellerine anlam veremediğim pahalılıktaki çantalarını alıp üçlü beşli gruplarla gezmeye çıkıyor. Ağırlıklı salata yiyorlar tabii ki. Başka bir şey sipariş ederlerse de bölüşüyorlar mutlaka. Erkekler piyasadan çekildi. Sonunda çıldırttık adamları. Artık hesap ödemek istemediklerinden mi, yükleme ihtimalimiz olan sorumluluklardan kaçmaktan mı, kafaları darmadağın olduğu için mi bilinmez, ortalıkta yoklar.
Hadi Türkiye'de hayat pahalılığı falan, ama dünyada da aynı durum var. Erkekler bir silikleşti. Adeta transparan hale geldiler, görünmez oldular. Toplumsal roller değiştikçe veya yerine oturdukça erkekler kolayına kaçmaya başladılar. Yine kimi akıllılarınız, "Kahveler adam dolu" diyecek. Ben de cevap vereceğim: "Evladım. Onlar zaten paraları olmadığı için gezemeyenler. Bütün gün bir çay içerek oturuyorlar. Anlattığım o değil." Kızlar benden söylemesi. İşler kötüye gidiyor ona göre.
AMERİKA'DA DURUM DAHA BETER
Geçenlerde Amerika'ya gittim. Biraz da ılıman iklimli bir bölge. Sağlıklı ürünler satan bir kafeye girdim. Sağlıklı lafı tabii ki tırnak içinde. Burada da Türkiye'de olduğu gibi sağlıklı dendiğinde anlaşılan şey daha önce bilmediğin egzotik isimli otlardan yapılmış tatsız tuzsuz kekler veya ağızda mayhoş bir tat bırakan çaylar içmek.
Oturdum saydım. Tam 45 kişi vardı. Sadece dört tanesi erkekti. Onların yüzlerindeki mutsuzluktan partnerlerinin zorla getirdiği anlaşılıyordu. Zorla sağlıklı yaşamaya itilen erkeklerin mutsuzluğu hemen anlaşılıyor.
AVRUPALILAR GÜMRÜK KUYRUĞUNDA
Amerika'ya gittim dedim ya şimdi size içimin yağlarını eriten bir durum. Avrupa'da bir yere gittiğimde hani vizeyi falan geçtim gümrük kapısından giriş ikiye ayrılır. Birinden Avrupa birliği vatandaşları, diğerinden ise bizler. Yani onlardan olmayanlar. Onlar kolayca geçerler. Biz bekleriz kimi zaman bir saati bulur.
İşte Amerika'ya girmek için o AB vatandaşlarıyla birlikte sıra beklemek çok hoşuma gitti. (Herhalde aşağılık kompleksinden) İtalyanı, İngilizi, Fransızı, Türkü hep bir arada bir saat bekledik. Ohhh yahu. Hiç olmazsa bizi biraz anladılar. O 1 saat nasıl çabucak geçti inanamazsınız. Çünkü hep diğerlerine baktım. Alışık olmadıkları bir sistemde kuyruğa girmişlerdi. Aynı durumun tersini de Amerikalılarla birlikte sıraya girdiğim Avrupa gümrüklerinde yaşamaya çalışıyorum. Bu kez Amerikalılar ile birlikte bekleyince kendimi biraz daha "Normal" hissettiğim de yine o ünlü aşağılık kompleksi olsa gerek.