Milli Eğitim Bakanı’nın mektubuna açık cevap

İcatlar bitmedi…Temel Lise adı altında apartman dairelerine okullar açıldı. Üstüne devlet okullarına gönderilmesi gereken eğitim öğretim desteği Temel Liselere verildi. Apartman dairesinde lise! Kimin aklına gelirdi? Bu fikri ortaya atan arkadaşımızı da kutladığımı iletmenizi istiyorum.

Sayın Bakan,

Mektubunuzu aldım. Bu yapay zeka ürünü mektup fikri için sizi kutlar, teşekkürlerimi iletirim. Yapay zekaya mektup yazdırma fikri sizin değilse bu fikre sizi inandıran arkadaşımızı kutladığımı kendisine iletirseniz çok mutlu olurum. Sağlığınızın, sıhhatinizin yerinde olduğunu ümit ediyorum. Eğitim sisteminin ne kadar harika olduğunu, öğretmenlerin beyaz önlüğü giyince sorunlarının tamamının çözüldüğünü, çocuklarımızın çok dengeli! beslendiklerini, öğretim programlarının dinselleştirilmesi sonucunda akademik başarının olağanüstü arttığını basına yansıyan açıklamalarınızdan okumaktayım.

Bakan olduktan sonra iş yoğunluğunuzun arttığını gözlemlemekteyim. O nedenle ziyaretinize gelemediğimi üzüntüyle belirtmek isterim. Sayın Bakan, 2013 yılından bu yana doğrudan Milli Eğitim politikalarının içerisinde bulunmaktasınız. İşinizin ne kadar zor ve yorucu olduğunu bilmekteyim. Bu nedenle neredeyse her hafta eğitimle ilgili eleştirilerim ve önerilerimin olduğu bir köşe yazısı yazarak size yardımcı olmak istediğimi biliyorsunuz.

Sayın Bakan,

Beş yıl müsteşarlık yaptınız, yaklaşık 6 aydır da Milli Eğitim Bakanlığı görevini yürütüyorsunuz. Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yaptığınız süre içerisinde hangi icraatlara imza attığınızı ve eğitimimin içinde olduğu durumu öncelikle sizin sonra ise kamuoyunun bilmesi gerektiğini düşündüğüm için bu mektubu kaleme alıyorum.

Sayın Bakan, müsteşarlığınız döneminde öncelikle Andımız kaldırıldı.

2014 yılında kapatırmış gibi yapılan dershaneler, Bakanlık koltuğuna oturur oturmaz yönetmelikte yaptığınız değişiklik ile yeniden açıldı. 2014 yılında adını değiştirip bir bilim alanında kurs vermelerini sağlamıştınız. O zaman da herkes dershanelerin gerçekten kapatıldığını sanmıştı. Bu yönetmelik değişikliği ile eski dershane, yenilerdeki adı özel öğretim kurumu olan yerlerin her alanda kurs vermesini sağladınız. Bu yaptığınız yönetmelik değişikliğini yine kimse hissedemedi Sayın Bakan. Tabi ya, hep sizden bahsediyoruz. Biraz da kendimden bahsetmeliyim. Sayın Bakan ben çok uzun yıllar futbol oynadım. Ama bu dershane meselesinde sendikaları kontrpiyede bırakacak kıvraklığı hiçbir futbolcuda görmedim.

Hele şu bir gece kendiniz hariç yaklaşık 50 bin yöneticinin görevden alınmasını sağlayan kanun çıkarken verdiğiniz mücadele… Unutulmazdı. Kulakları çınlasın neredeyse o kanunla Nabi Hoca bile görevden alınacaktı. Gerçekten sizi kutluyorum. O günü çok iyi hatırlıyorum. Muhalif milletvekilleri MEB’in tüm yöneticileri görevden alınırken neden müsteşar dışarda kalıyor, dediklerinde bile Nabi Hoca fark edemedi. Bunu nasıl yaptığınızı bilmiyorum ama insanları etkileme gücünüze hayran olduğunu belirtmek istiyorum.

Geçenlerde özel okul öğretmenleri ile ilgili söylediklerinizi de çok etkileyici buldum. Hani 2013 yılına kadar devlet okullarında çalışanlardan daha az maaş alamaz diyordu kanunda. Siz ise Bakan olur olmaz özel okul öğretmenlerinin maaşları ile ilgili durumu yasal zemine çekemeyiz dediniz. Bunu da kimse hissetmedi Sayın Bakan. İşte istikrar.

MEB’in teftiş sisteminde sayısız değişiklik yapıldı. Eğitim Denetçilerinin unvanı Maarif Müfettişi olarak değiştirildi. Proje okulu uygulaması yine sizin döneminizde icat edildi. Biz öğretmenler sık sık icat çıkarmayın çocuklar deriz. Gördüğüm kadarıyla sizin de çevrenizde icat çıkarmak için mücadele eden çok fedakar arkadaşlarımız bulunuyor. Çok da vakit harcamadan hemen çabucak ne güzel icatlar buluyorlar. Proje okulu icadı ile yaklaşık 150 bin öğretmeni puanla atanmaktan kurtardılar. Çok şükür bu okullara atanmak için sizin gibi değerli bakanlarımıza yetki verilmesini sağladılar.

İcatlar bitmedi…Temel Lise adı altında apartman dairelerine okullar açıldı. Üstüne devlet okullarına gönderilmesi gereken eğitim öğretim desteği Temel Liselere verildi. Apartman dairesinde lise! Kimin aklına gelirdi? Bu fikri ortaya atan arkadaşımızı da kutladığımı iletmenizi istiyorum.

Aklıma gelmişken Sayın Bakan, eş, dost, akraba, yandaş arkadaşları da sormak isterim. Hani mesleki eğitimin başına getirilen bir cerrah arkadaşımız vardı. Hala görevlerini başarı ile devam ettiriyorlar mı?

Yıllar önce sanırım siz müsteşar, İsmet Yılmaz da Bakan iken, din öğretimine daire başkanı yapılan bir koruma müdürü vardı. O nasıl, iyi mi? Hala görevlerinin başında mı?

Geçmiş yıllarda Ölçme Değerlendirme Genel Müdürlüğüne atanan tıp doktoru kardeşimiz vardı. Onu da sormak isterim?

İmam hatip okullarını kendi öz çocuğu gibi koruyup kollayan, tüm pozitif ayrıcalıkları buralara yapan arkadaşımız nasıllar? Çok özverili bir kardeşimizdir, gecesini gündüzüne katar kendisi, varsa yoksa imam hatipler diye… Çok kıymetli, çoook değerli kardeşimiz…

Hani bir bakanımızın kardeşi genel müdür yapılmıştı. O kardeşimiz nasıllar? Sanırım başka bir göreve getirilmiş. Sayın Bakanım gördüğünüzde ona da çok selamlarımı iletin lütfen…

Sayın Bakan, önceki bakanımız Sayın Mahmut Özer beyin şoförleri özel kalemden sanırım şube müdürlüğüne atanmıştı. Ama atama yazısını hatırladığım kadarıyla sonradan iptal etmişlerdi. O kardeşimiz nasıl? Hala özel kalemde mi? Yoksa Mahmut beyle mi gitti?

Biliyorum Sayın Bakan, mektubum biraz uzadı. Ama sormak istediğim o kadar çok şey var ki? Aklımdayken önceki bakanımızın Zonguldak’tan, Tokat’tan getirip MEB’de görev verdiği eşi, dostu, yandaşları nasıllar?

Bir de Sayın Özer’in giderayak 76. maddeden şube müdürlüğüne atadığı kardeşlerimin hasretle gözlerinden öpüyorum.

Sayın Bakan, neredeyse unutuyordum. Müsteşarlığınız döneminde sadece sözlü sınav puanı ile atamaları yapılan 1709 ŞUBE MÜDÜRÜ kardeşimin de hasretle gözlerinden öpüyorum.

Mülakatları mülakat gibi yapacağız dediğiniz ya… 2016 yılından bu yana yapılan mülakatların hepsini tartışmaya açtınız. Ama yine kimse bir şey yapamadı. Yine siz bildiğinizi yaptınız. İşte sizin bu cesaretinize hayranım…

MEB’in 975 bin öğretmeni varken tarikat ve cemaatlerin legal yapıları vakıf ve derneklerle protokol icadı gerçekten müthiş bir fikir. Baktınız birçok öğretmenin sınıfına giremiyorsunuz. Protokoller yaparak öğretmenlikle alakası olmayan tarikat ve cemaatçileri bu vakıf ve dernekler aracılığı ile sınıflara soktunuz. Sayın Bakan bu kimin aklına gelirdi. Tabi ki sizlerin… Sizin gibi yetenekli insanların. Çok şükür öğretmenlerin nerdeyse tamamı sindi. Şu, sendikalar, eğitim paydaşları dururken İsmailağa Cemaati’nden eğitim politikaları ile ilgili görüş almanız. Bu duygusal bağınızı çok takdir ediyorum. İnsan geçmişte diyalog halinde olduğu kişileri unutmamalı. Geçenlerde bindiğim uçağın pilotu eski arkadaşım çıktı. Biraz da ben kullanayım dedim, vermedi. Çok alındım. Çok üzüldüm. Ama siz öyle misiniz? Hangi tarikat ya da cemaat şeyhi arasa, Bakanlık koltuğuna bile oturtursunuz onları. İşte vefa bu…O da sizde fazlasıyla var.

Şu yatılı okulları kapatıp çocukları tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahrum bırakmak… Bir de buraları teftiş etmemek. Bu icadı bulan arkadaşımız hala MEB bünyesindeyse maaşla ödüllendirilmeli Sayın Bakan.

2017 yılında yapılan TEOG sınavında ülke genelinde 17 bin, Batman’da bir okulun bir sınıfında 10 öğrenci birinci olduğunda, “TEOG bir sınav değildir” cevabınıza muhalefet verecek cevap bile bulamamıştı. Kimse TEOG bir sınav değilse nedir o zaman diyemedi. Neden bu sınavdaki şaibe araştırılmıyor diyemedi. Tam bir ters köşe yapmıştınız…

Sayın Bakan, öğretmenlere performans sistemi de sizin döneminizde icat edildi. Öğrenci, veli ve okul müdürü öğretmene not verecekti. Böylece öğretmenler velilerin ve müdürlerin emir eri olacaktı. Çok az kalmıştı bunu başarmaya, ancak olmadı. Sanırım sonuçlandıramadığınız tek proje buydu.

Müsteşarlıktan sonra rektörlük sürecinde kendinize özel kanun çıkartılıp rektör olmak için profesörlükte 3 yıl bekleme şartını kaldırtıp, rektörlüğe atandıktan hemen sonra kanunu tekrar eski haline getirtip, başkalarının bundan faydalanmasını engelleme icadı muhteşemdi Sayın Bakan. Gerçekten sizin bu icatları bulan arkadaşları kıskanıyorum. Çok şanslısınız…

Bakanlık koltuğuna oturur oturmaz karma eğitimi tartışmaya açtınız. “Keşke şeriatı övecek kadar bilgim olsa” dediniz. Ders çizelgelerini değiştirip ikinci din dersini zorunlu hale getirdiniz. Ama yine kimse fark etmedi. Sessiz sakin… Sayın bakan bu sakinliğinize de hayran olduğumu belirtmek isterim. Birkaç hafta sonra müfredatı da değiştireceksiniz, yine kimse fark etmeyecek. Aman kimse duymasın…

Sayın Bakan,

Gördüğünüz gibi döneminizde ne çok iş yapmışsınız. O kadar çok iş yapmışsınız ki diğer yaptıklarınız maalesef sığmadı köşeme. Diğer yaptığınız icraatları izninizle ileriki günlerde yazmak isterim.

Evet Sayın Bakan, bir de yapmadıklarınızı hatırlatmak isterim.

Sayın Bakan, 25 yıllık bir öğretmenin 24 bin lira maaş aldığından,

Kirasını ödeyemeyen öğretmenlerin birlikte eve çıktığından,

Ataması yapılmayan öğretmen sayısının 1 milyona dayandığından,

Okullarda yeteri kadar temizlik-güvenlik görevlisi olmadığından,

Okulların önünde uyuşturucu satıldığından,

Okul müdürlerinin sendikanı değiştir ders programını yaparım dediğinden,

Çocukların beslenme çantasının boş olduğundan,

Çocukların okulda 7-8 saat aç ve susuz kaldığından,

Bir simidin 10 lira, yarım litre suyun 8 lira olduğundan,

Okul sütü projesinin kaldırıldığından,

Öğretmenlere şiddet olaylarının arttığından,

Sendikadan icazet almadan proje okullarına geçilemediğinden,

Açılmasına izin verdiğiniz ortaokul düzeyindeki yurtlarda yaşananlardan,

MEB’in ihalelerini kimlerin aldığından,

haberiniz var mı Sayın BAKAN!

Son olarak Sayın Bakan, yaptığınız icatlarla ilgili bir yazımdan dolayı bana dava açmıştınız. Duruşma gününün hala belli olmadığını belirtmek isterim.

Ali TAŞTAN