Bilim İnsanları İlk “Yapay Dil”i Geliştirdi

Araştırmacılar, tamamen sıvı ortamda çalışabilen ve tatları yüksek doğrulukla ayırt edebilen ilk yapay dili geliştirdi. İnsan dilindeki tat tomurcuklarının çalışma prensibini taklit eden bu teknoloji, hem gıda güvenliği hem de hastalıkların erken teşhisinde kullanılabilecek potansiyel taşıyor.

Bilim İnsanları İlk “Yapay Dil”i Geliştirdi
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Çin Ulusal Nanobilim ve Teknoloji Merkezi’nden Kimya Profesörü Yong Yan, sistemin laboratuvar ekipmanlarına entegre edilerek sıvı numunelerin kimyasal analizinde görev alabileceğini; ayrıca beynin öğrenme sürecini taklit eden “nöromorfik bilişim” alanında önemli bir adım olduğunu belirtti.

Bilim İnsanları İlk “Yapay Dil”i Geliştirdi - Resim : 1

YAPAY DİL NASIL ÜRETİLDİ?

Yapay dil, karbonun ultra ince tabakalarından oluşan grafen oksit zarlar ile tasarlandı. Bu zarlar, tat iyonlarını filtreleyerek algılama ve hafızada tutma yeteneğine sahip. Denemelerde cihaz, dört temel tadı (tatlı, ekşi, tuzlu ve acı) yüzde 72,5 ile yüzde 87,5 doğrulukla ayırt ederken, kahve ve gazlı içecek gibi karmaşık tat profillerinde bu oran yüzde 96’ya yükseldi.

Profesör Yan, “Cihazımız sıvı içinde çalışabiliyor, çevresini algılıyor ve bilgiyi işleyebiliyor. Tıpkı insan sinir sistemi gibi” dedi. Önceki yapay tat sistemleri verileri dış bilgisayarlarda işlerken, yeni sistem hem algılama hem de verilerin büyük kısmının işlenmesini sıvı ortamda gerçekleştiriyor.

Grafen oksit zarlar sayesinde iyonların hareketi 500 kat yavaşlatılıyor ve cihazın hafızası yaklaşık 140 saniye boyunca bilgiyi tutabiliyor. Bu sayede sistem, her yeni deneyimle tatları daha doğru ayırt edebiliyor.

Bilim İnsanları İlk “Yapay Dil”i Geliştirdi - Resim : 2

GELECEKTE BİRÇOK KULLANIM ALANINA SAHİP OLABİLİR

Araştırmacılar, yapay dilin tat analizi yoluyla hastalıkların erken teşhisi, ilaç etkilerinin ölçülmesi, tat alma duyusunu kaybeden hastalara destek sağlanması ve içecek üretiminde kalite kontrol ile gıda güvenliği testlerinde kullanılabileceğini ifade ediyor. Ayrıca su kaynaklarının tat profilleri üzerinden çevresel izleme yapılması da mümkün.

Bununla birlikte sistem henüz pratik kullanıma uygun değil. Yong, cihazın boyutunun küçültülmesi, algılama hassasiyetinin artırılması ve enerji tüketiminin azaltılması gerektiğini belirtiyor. Araştırmacılar, önümüzdeki 10 yıl içinde teknolojinin sağlık, robotik ve çevre alanlarında çığır açıcı yenilikler getireceğine inanıyor.

Araştırmanın detayları, 15 Temmuz’da hakemli bilimsel dergi PNAS’ta yayımlandı.

Kaynak: Haber Merkezi

Etiketler
Bilim