Gezi Davası'nın ardından başlatılan 'Adalet Nöbeti'nin ikinci yıl dönümü: Hukuksuzluğa son verin

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve ve bağlı meslek odaları tarafından Gezi Davası'nda çıkan kararların ardından başlayan Adalet Nöbeti’nin ikinci yıl dönümünde İzmir'den adalet çağrısı geldi.

Gezi Davası'nın ardından başlatılan 'Adalet Nöbeti'nin ikinci yıl dönümü: Hukuksuzluğa son verin

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve bağlı meslek odaları, Gezi Davası kararlarına karşı başlatılan Adalet Nöbeti’nin ikinci yıl dönümü kapsamında İzmir Mimarlık Merkezi önünde açıklama yaptı.

TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Yıldırım’ın okuduğu açıklamada, Gezi Davası tutuklularının serbest bırakılması talep edildi. Ayrıca, Gezi Direnişi hakkında iktidar güdümündeki mahkeme tarafından verilen hukuksuz kararın üzerinden tam iki yıl geçtiği vurgulandı. Bu süreçte TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Hakan Atalay, Tayfun Kahraman, Can Atalay ve Osman Kavala'nın cezaevinde tutulduğu belirtildi.

Açıklamada, bu kararın sadece belirli kişilere yönelik olmadığı ve hukuk skandalına işaret ettiği ifade edildi.

TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Yıldırım’ın okuduğu açıklama şöyle:

"Hukuksuzluğun ikinci yılında inatla haykırıyoruz! Gezi Davası tutukluları serbest bırakılsın! Bugün 24 Nisan 2024. Ülkemizin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi hakkında iktidar güdümündeki mahkeme tarafından verilen hukuksuz kararın üzerinden tam iki yıl geçti. Bu iki yıl boyunca büyük bir hukuk skandalına şahitlik ettik. TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Hakan Atalay bu süreçte serbest bırakılsa da Şehir Plancıları Odamızın İstanbul Şubesi’nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 2 yıldır, Osman Kavala ise 6 buçuk yıldır cezaevinde tutuluyor. Artık hepimiz biliyoruz ki bu karar, sadece arkadaşlarımıza yönelik değildir.

'Bu Ülkeyi Yönetenlerin Antidemokratik Zihniyetinin Göstergesidir'

Bu karar, 2013 Mayıs-Haziran aylarında iktidarı sarsıp korkutan milyonlara yöneliktir; milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik istemleri bastırmaya ve kamu idarelerine yakışmayacak bir şekilde öç almaya, cezalandırmaya yöneliktir. Her tarafı lime lime dökülen tek adam rejimi, hukuku adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır. Halkın taleplerini özgürce ifade etmesini, bunun için meydanlara çıkmasını bir darbe girişimi olarak gören bu dava, bu ülkeyi yönetenlerin antidemokratik zihniyetinin göstergesidir. Mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirerek toplumu aydınlatan ve iktidarı uyaran mühendis, mimar ve şehir plancılarını darbeci olarak suçlamak, ülkenin bilim dışı, akıl dışı kararlar ve zihniyet tarafından yönetildiğinin göstergesidir. Ancak şunu unutmasınlar; bu ülke sahipsiz değildir.

'Bu Sesi Ne Hapsedebilir Ne de Durdurabilirsiniz'

Gezi bu ülkenin yarınlarına sahip çıkan, hakları ve geleceği için mücadele eden, AKP’nin her tarafımızı saran gerici politikalarına itiraz eden milyonların sesidir. Bu sesi ne hapsedebilirsiniz, ne durdurabilirsiniz! Biz buradayız. Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır. İktidarın ve yandaş medyanın pervasız saldırılarına rağmen, hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır.

'Gezi Bu Ülkenin Kendisidir'

Gezi Direnişi’nin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davası’nda yargılanan ve cezalandırılan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Gezi biziz. Gezi, açlığa, yoksulluğa, baskıya, zulme karşı yükselttiğimiz en örgütlü sesimizdir. Bir avuç sermayedara, bir avuç zorbaya karşı milyonların haykırışıdır Gezi. Parklarımız, ağaçlarımız, ormanlarımız, derelerimiz… Gezi bu ülkenin kendisidir. Tarihidir, mirasıdır, geleceğidir. Arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerimizi söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelemize devam edeceğiz. Ve buradan bir kez daha inatla söylemeye devam ediyoruz; halkın haklı mücadelesini durduramazsınız. Gezi’nin karşısında duramazsınız. Hukuksuzluğun 2'inci yılında Gezi davasında tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Bu hukuksuzluğa son verin! Arkadaşlarımızı serbest bırakın!"