6.2 Büyüklüğündeki Depremle Yürekler Ağza Gelmişti: Uzman İsim İstanbul Depreminin Yönünü Açıkladı
İstanbul'da meydana gelen depremin ardından 'Büyük İstanbul Depremi'ne ilişkin endişeler sürerken uzman isim depremin yönünü açıkladı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi kurucusu ve emekli Jeoloji Mühendisi Dr. Mehmet Salih Bayraktutan deprem göçünün doğudan batıya doğru ilerlediğini savundu.

İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından mega kent başta olmak üzere çevre illerde yaşayan vatandaşlar da diken üstünde yaşamaya başladı. İstanbul depremine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erzurum Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi kurucusu ve emekli Jeoloji Mühendisi Dr. Mehmet Salih Bayraktutan, Marmara Denizi’nde Silivri ve Marmaraereğlisi açıklarındaki depremlerin doğudan batıya ilerleyen deprem göçünün göstergesi olduğunu söyledi. Bayraktutan, İstanbul'da büyük bir deprem beklemediğini söyledi.
Marmara Denizi’nde, İstanbul’un Silivri ilçesi açıklarında 23 Nisan’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem ve ardından yaşanan artçılar ile Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi açıklarındaki 3.7 büyüklüğündeki artçı şokla ilgili uzmanların değerlendirmeleri sürerken, bir değerlendirme de emekli Jeoloji Mühendisi Dr. Mehmet Salih Bayraktutan’dan geldi.
Korkutan 6.2 büyüklüğündeki depremin Marmara’nın ortasında meydana geldiğini anımsatan Bayraktutan, "3.7 büyüklüğündeki Tekirdağ'da Marmaraereğlisi'nin 25 kilometre kadar güneyinde denizin ortasında meydana gelmiştir. Dolayısıyla son 3-4 yılda bölgede meydana gelen depremler 6.2 büyüklüğündeki depremden sonra doğuya değil, batıya doğru göç ettiğini görmekteyiz. Silivri ve Ereğli depremleri bunun en kuvvetli kanıtlarıdır. Yıllardan beri savunduğum gibi İstanbul'da çok büyük bir deprem beklemiyorum.
Halkı boşuna panikletmek, psikolojisini bozmak devletin de kentsel dönüşümünü yanlış yönlendirmek hem bilimsel, bilim ahlakı, hem de halkı paniğe sokarak yaralanmalara sebep olmak gibi açılardan üzüntü vericidir. Kaldı ki bu yanlış ve ters yorumların meşhur profesörler tarafından yapılması, yıllardır sürdürülmesi ve medyanın bunlara alet olması ülkemiz açısından büyük talihsizliktir" değerlendirmesini yaptı.
Kuzey Anadolu Fayı’nın devamının Marmara Denizi’ni tek segment olarak geçmediğine dikkat çeken Bayraktutan, şunları kaydetti:
"Bölge birçok fay segmentlerinden ve aralarında çamur akıntılarından oluşan heyelanlardan ibarettir. 17 Ağustos 1999 depremi ile doğudan gelen etkinlik Gebze'de sona ermiştir. Güney kolu Gölcük Karamürsel, Yalova üzerinden Çınarcık kuzeylerinde sona ermiştir. Dolayısıyla Gebze ile batıdaki Büyükçekmece arasında doğrultu-atımlı fay karakteri kaybolmuş, normal faya dönmüştür.
Çok kalın çamur heyelanı içinde asismik yani deprem oluşturmayan malzeme olduğundan, burada bu kesimde sismik titreşim yapmaya uygun ortam yoktur. Batı ucu Büyükçekmece, doğusu Gebze olan bu bölge İstanbul Boğazı’nın her iki tarafında eşit uzunlukta ve yaklaşık 25'şer kilometre boyundadır. Silivri'de 6.2 büyüklüğündeki deprem bazı uzmanların iddia ettiği gibi beklenen daha büyük bir deprem yoktur olmayacaktır. Silivri'nin batısında meydana gelecek depremler 6'dan büyük olabilir. Yunanistan'a doğru giderek büyüklüğü artarak devam edebilir. Örnek olarak geçmişte 1912'de meydana gelen Şarköy depremi gibi. 9 Ağustos 1912'de Tekirdağ ilinin Şarköy ilçesinin Mürefte beldesinde 7.3 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti."
Kaynak: DHA