Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Feyzioğlu ve istismar edilen çocuklar

KAYDA GEÇSİN Bir zamanlar benim çocukluğumda bir kayıp kız Ayla’mız vardı . Bakkala giden Ayla eve geri dönmeyince yer yerinden oynadı. Şimdi hemen her gün...

KAYDA GEÇSİN

Bir zamanlar benim çocukluğumda bir kayıp kız Ayla’mız vardı . Bakkala giden Ayla eve geri dönmeyince yer yerinden oynadı.

Şimdi hemen her gün çocukların ,kadınların kayıp, istismar , tecavüz ve cesetlerinin bulunmaları haberlerini dinliyoruz, izliyoruz.

Uzun süredir kanayan , tırmanan bir yara ; çocuk , kadın istismarı , cinayetleri hakkında bazı konuşulanları , önerileri duydukça çözümden sanki her gün biraz daha uzaklaşıyoruz hissi sardı uygar insanları . Bu kafayla nereye gidiyoruz olduk .

İdam cezasına odaklanmak hiç iyi bir fikir olmadı moralite açısından .

İdam cezasıyla ne olacağı , ne olmuşu önlemek mümkün değil, asıl mesele oluşuna izin , mahal vermemek iken hala ‘As P…..gi’ diye bağıranlar var ! yakışmıyor Türkiye’ye , bu muduru Yeni Türkiye .

Hele idam cezasını çözüm zannedip isteyenlerin arasında bazı ünlülerin nerede ise sosyal sorumluluk PR ları kapsamında ‘Ahlar, Vahlar, Lanetler, Şiirler, Benzetmeleri ‘ işin ciddiyetini hiç kavramadıklarını göstermesi bir tarafa bu meseleyi sosyolojik açıdan hafife almaları , sıradan bir trajedi haline getirme eğilimlerine derhal bir son vermek gerekiyor , hele devlet asla bu arabesk ağızlara izin vermeyecek ciddiyettedir.

Doğrusu şaşırdım Demet Akalın’a birifing filan verilmesine .

Devletin ünlülerle sorun çözme huyu bıkkınlık derecesinde ., faydasını da görseler bari !

Hoş işin ciddiyetini fark edemeyen kültürsüzlük kendini uygar zanneden kesimde mevcut olmasa AVM’lerde çocuk büyütmeye , sosyal medyada çocuk resimleri paylaşmaya devam edilmez.

Birleşmiş Milletler bu konuda sosyal medyayı aktif kullanan ebeveynlere yönelik ciddi uyarı ve tavsiyede bulunuyor , çocuklarının fotoğraflarını sosyal medyada paylaşan anne –babaların çocuklarının insan haklarını ihlal ettikleri hususunda.

Bu işin şakası yok anne baba dinlemiyorlar , çocuk benim ne istersem yaparım yok.

Çocukların çok küçük yaşta ebeveynlerinin yaptıkları paylaşımlar sebebiyle istimara açık hale getirilmeleri sebep olarak gösteriliyor .

Bu durumdan rahatsızlık duyan ve ismi verilmeyen iki genç kız ebeveynlerine karşı dava kazandılar .

Bu acı meseleler sözler, kınamalarla halledilemeyecek raddeye gelmiş soğuk kanlılıkla halledilmesi gereken toplumsal bir utancımız halinde .

Sayın Metin Feyzioğlu’nun verdiği ve yurttaşlık bilinci sorumluluğuyla paylaşmamızı istediği bilgi , rakkamlara göre :

Türkiye reşid olmayan kız çocuklarının utanmadan düğün dernek babaları , dedeleri yaşında adamlara ikram edilmelerinde , AB ‘ de 1. Sıradayız .

Çok ayıp .

Çocuğun cinsel istismarında ise dünyada 3. Sırada.

Off çok utanç verici çok .

Bizler dünyada ilk 3’ün arasında başka konularda yer almalıyız bu rezilliklerle değil . Diziler bu işi temizliyor , dengeliyor diyen çıkarsa eski dost filan tanımam fena çakarım ona göre.

Bilhassa gerçek sanatkarların bu durumdan utanç duyuyor olduklarını düşünüyorum , Fransa’ya feminizm dersi vermeden , Kore adaptasyonu dizilerle dünyaya açılmadan önce bir durup düşünmekte fayda var , gerçek bir mücadelenin parçası olacaklarsa sözlerine , hareketlerine ve işlerine çok dikkat etmeliler !

Hepsi bu mücadelenin bir parçası olmak zorunda .

Öfkeli sözleri yarıştırmak da çözüm getirmiyor , fenalıklar tekrarlanıp duruyor , işin esasına , doğrusuna girmek için vakit geldi geçiyor , 20 yıldır Andrew Vachss , Burke yazan , anlatan konuya usanmadan yıllardır dikkat çekmeye çalışan biri olarak hiç olmazsa bu konuda biraz daha özenle çalışılmasını temenni ediyorum .

Çözüm için gerçekten samimi isek yurttaş olarak yapacağımız bu yoldaki doğru insanları desteklemek , idama karşı olanları suçlamak değil.

Bu bağlamda Sayın Metin Feyzioğlu ‘ bu milli bir sorundur ‘ diyor haklıdır , bizim , hepimizin sorunudur ve partiler üstü meseledir. Bu da doğru .

Bu olayların bu rezaletlerin ‘ dünyada da oluyor ‘ olması bir teselli değil , olmamalı , bizde ise hiç olmamalı .

Dünya bu konuda yıllardır açıkça mücadele ediyor , mücadele konusunda bizden öndeler .

Dünyada her 4 çocuktan biri şiddete maruz kalıyor , bu rakkamın % 26’sı cinsel istismara maruz kalan çocuklar.

Tecavüz edilen , cinsel istismara maruz çocukların % 18i kız çocuğu % 8 erkek çocuklar.

Düşük orta gelir ülkelerde cinsel istismar, fiziksel şiddet 17 milyon iken

28 AB ülkesinde 2.5 milyon , bakın hiç yok değil ama farkı görelim .

Dünyada her yıl 15 yaş altı 41 bin çocuk öldürülüyor ….

Her iki saniyede bir kız zorlan evlendirilen kızlar var .

Seks trafiğine satılan istismar edilen kız çocuklarının kurtarılması için çalışan dernekler, ülkeler, kolluk kuvvetleri var , iyi insanlar tükenmedi bu büyük mafyozik yapılarla mücadele kolay değil ve devletin desteği , niyeti olmadan olmaz.

Türkiye reşid olmayan kız çocuklarının evlendirilmesi yani istismar için baş göz edilmesinde AB’de 1. Sırada .

Çocuğun cinsel istismarında dünyada 3. Sırada .

Bunu unutmayalım , ve mücadele niyetimizi devlet, halk olarak mutlaka ortaya açık net koyalım , idam mücadele değildir.

İstismarın %66 sı akraba, tanıdık gibi yakın güvenilir kişiler tarafından işleniyor yani eve girip çıkan güvenilir kişiler

Dahası % 9 aynı evde yaşıyor , çocukların nasıl canavarlarla karşı karşıya olduğu ve sürekli gözetim denetimin şart olduğu bir ortam, hani ne derler ‘gözün üstünde olacak ‘ .

Son 10 yılda artış % 700

Boş konuşmayalım , paylaşın bu bilgileri diyor Prof. Feyzioğlu ….ah vah etmek , şiirler, ağıtlar, kınamalarla çözülemez, ortak bilinçle çözülecek .

Son 16 yılda 18 yaş altında doğum yapan 440 bin çocuk var …çocuk …

Bunun kültür gelenekle izah edilecek bir yanı yok .

Yılda ortalama 3 bin çocuk istismar edilirken cinsel suçların % 46 sı çocuklara yönelik …

482 bin çocuğa son 10 yılda evlenme izni verilmiş …..izin kendi başlıbaşına istismar değil mi ?

Son 8 yıl 104 bin 431 çocuk kaybolmuş …

1.973 çocuk eğitimi bırakmış %97 evlilik ve nişanlılık nedeniyle, bırakanların neredeyse tamamı kız çocukları

Bu utançları idam mı önleyecek ?

Yanlışları ortaya çıkartmadan , kabul etmeden yanlış yapanı asarak düzeltmek , kilişe ağıtlarla zaman kaybetmek çok ayıp , günah oluyor.

Türkiye Pazar gününden sonra bir nevi Spoil sistemine geçiyor, Cumhurbaşkanı çalışacağı ekibini kendi seçmek suretiyle çalışmaya başlayarak , sürüncemede ne varsa temizleyip süratle yol almayı hedefliyor , değişimin dönüm noktası mı olacak göreceğiz , hiç bir mazeret bırakmayan bir sistem , başaramayanı ezip geçen …lazım olan devam eder başarılı olmayan gider sistemi bu , olmadı mı güle güle .

Kalbimden ne geçiyor biliyor musunuz, bütün çatışmalarına rağmen ister misiniz Sayın Cumhurbaşkanı Prof Metin Feyzioğlu’nu bu işi çözmek için görevlendirsin , boş konuşanları kapak yapsın , yapar mı yapar !

İşte o zaman kim durabilir Sayın Cumhurbaşkanın karşısında ?

Ve Prof. Feyzioğlu böyle bir göreve hayır diyebilir mi , beni bu devlet okuttu , yurttaşlık görevim var diyen bir adam , gel bakalım elini taşın altına koy denildiğinde hayır diyebilir mi ?

Türkiye'nin ayağa kalktığı ilk kayıp çocuk vakasıydı küçük Ayla... 9 Ekim 1961 günü İstanbul Bahçelievler'deki evinden 100 metre uzaktaki bakkala gitti. Bisküvi ve çikolata alan küçük kızı bakkaldan çıktıktan sonra bir daha gören olmadı.

1961’den bu ana geldiğimiz noktada :

Son 16 yılda 18 yaş altında doğum yapan 440 bin çocuk var …çocuk …

Yılda ortalama 3 bin çocuk istismar edilirken cinsel suçların % 46 sı çocuklara yönelik …

482 bin çocuğa son 10 yılda evlenme izni verilmiş …..

Son 8 yıl 104 bin 431 çocuk kaybolmuş …

Demet Akalın’a brifing vermek filan nesi , bu haldeyiz yahu .

Saygıyla Kayda Geçsin şu yazdıklarım , ve umarım belki Sayın Cumhurbaşkanı ve Feyzioğlu 70’ine 3,4 basamağı kalmış bir kadını okurlar ve çocuklar , Türkiye için gereğini yaparlar , dualarım kabul olur , çocuklarımız perişan olmaktan bizler bu büyük utançlardan kurtuluruz.

necefugurlu@gmail.com