Mutabakat metni ve tarım politikası

Özetle, yeni dönemin tarım (ve hayvancılık) politikası akılcı başlıklarla verilmiş. Öte yandan restorasyon, rehabilitasyon ve iyileşme zaman alacak gibi…

Ülkemizin kurumsal yapısı, ekonomisi ve genetik yapısında oluşan erozyonu onarmak ve geleceğin planlanması yapmak amacıyla hazırlanan ortak mutabakat metni kamuoyuna sunuldu.

Özenle hazırlanmış üst başlıklardan oluşan metinde özellikle sektörel politikalar ile bilim politikası kanımca çok önemli ögeler olarak karşımıza geliyor. Dahası, belki rastgeledir ama, metnin bu bölümünün tarım sektörü başlamış olması da ayrıca sevindirici bir nokta…

NE BEKLİYORUZ TARIM SEKTÖRÜNDE?

Bakanlıkların ismi değişse de yaptıkları işler genel anlamıyla değişmez, biliyorsunuz. Çevre Bakanlığı’na iklim kelimesi eklendiğinde bunu açıkça gördük. Gerçi poşet politikasının hakkını vermek gerekir ama konumuz esasında o değil.

Yeni yönetimle beraber tarım bakanlığının adına “gıda güvenliği” eklenmesi, niyetleri de göz önüne aldığımızda, gıdanın o değerli konumunun önemini daha şimdiden hissetmeye başlamış bulunuyoruz. Bu yapısıyla önemli bir başlangıç…

İçeriğe baktığımızda ise yaklaşımların oldukça etkin bir şekilde sıralandığı görmek mümkündür. Hemen dikkatimizi çekenlerin başında il tarım müdürlüklerinde (ilçeler de dahil tabii) çalışanların sahaya yani tarlaya yöneltilmeleri gelmektedir. Ziraat mühendisliği yanında tarım ekonomisi ve işletmeciliği bölümünden mezun binlerce uzmanın artık yüksek hacimli üretim için sahaya inmeleri bu görüş açısıyla mümkün olacaktır.

Buna ek olarak daha birçok politika uygulamalarının yanında en çok öne çıkan planlama faktörleri tarladaki maliyet analizine yönelmiş… Diğer bir ifadeyle tarlanın ve üretim maliyetinin düşürülmesi mutabakat kitabında ince ayrıntısına kadar başlıklandırılmış.

Nedir bunlar?

Hemen inceleyelim…

Mazotta özel tüketim vergisi (neresi özel se artık) kalkıyor, gübrenin ve tohumun yarısı destek olarak çiftçiye veriliyor.

Bununla da kalmıyor gelir artırıcı (maliyet azaltıcı) faktörler…

Tarlada kullanılan elektrik indirimli olarak arz edilecek, faturalar da hasat sonu tahsil edilecek. Taban fiat politikası tüm maliyet etkileri göz önüne alınarak belirlenerek çiftçinin reel geliri artırılacak. Bu politikanın belki de en etkin yaklaşımı ise ürünün tohumu tarlaya düşmeden önce fiyatının belirlenmesidir. Bu da olacak.

Köy nüfusunun kalıcı hale getirilip uzun dönemde de artırılması için 30 yaş altı çiftçilere SGK prim desteği sağlanacak…

Kitapta köy demografik dengesini gözeten faktörler de sıralanmış ayrıca. Köy okullarının yeniden açılması sanırım bu sürecin en heyecan verici noktasıdır. Buna ek olarak köylerde yeni sosyal yaşam alanlarının oluşturulması bunun yardımcı ögesi olarak değerlendirilebilir.

YENİ ÜRETİM MODELİ

Zengin içeriğin yapısını bir kenara bırakırsa, tarımı düzenleyen iki temel noktayı vurgulamak faydalı olacaktır.

Çok sade ve kısaca yazılmış olsa da tarımsal üretimin sürekliliği bağlamında en öne çıkan bu iki noktanın ilki kooperatifçilikte “kurumsal yönetim ve denetim” anlayışının yerleştirilmesi yoluyla üretici birlikleri ve kooperatiflerin kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi ve etkin hale getirilmesi, ikincisi de işletmesi ortaklığı ve sözleşmeli çiftçilik modellerinin ön plana çıkarılmasıdır.

İlki konusunda fazla söylenecek söz yok çünkü olması gerekenin kelimelere dökülmüş hali bu. Öte yandan ikincisi tam anlamıyla Türkiye tarımının belkemiğini oluşturmaktadır.

Bu özellik esasında yıllardan beri vurguladığımız Devlet-Köylü İşbirliği Modeli (DEKİM) yanında özel sektör-devlet tarım işletmeciliği (özellikle makine parkları ve ekim planlaması alanında) hem üretimi en yukarılara taşıyacak hem de maliyetleri (özellikle ortalama maliyeti) aşağılara itecektir.

Tüm bunları olumlu yere konumlandıracak etkenin, yine kitapta verildiği üzere, Anayasa’da belirtilen “destekleme programlarına bütçeden ayrılacak kaynağın gayrisafi milli hasılanın yüzde birinden az olmayacağı” kuralıdır. Bu kural artık işler hale gelecek yeni dönemde.

Özetle, yeni dönemin tarım (ve hayvancılık) politikası akılcı başlıklarla verilmiş. Öte yandan restorasyon, rehabilitasyon ve iyileşme zaman alacak gibi…

Her sektör için geçerli bir durum bu esasında!

Etiketler
Veysel Ulusoy