İklim değişikliğini tersine çevirmeye tabağınızdan başlayın

Kuraklık, yangınlar, seller, eriyen buzullar, yok olan deniz canlılarıyla birlikte varlığı tehlikeye düşen denizler, okyanuslar… Biricik evimiz Dünya, iklim değişikliğinin sebep olduğu sonuçlarla alarm veriyor. Ve gerçek şu ki, Dünya yoksa biz de yokuz.

Fosil yakıtların aşırı kullanımı, orman tahribatı ve sanayileşmenin etkileri, dünya ikliminin giderek daha karmaşık bir sorun haline gelmesine yol açıyor.

Ancak çözüm hükümetlerin ve endüstrilerin yanı sıra her birimizin bireysel çabalarını da içeriyor.

Peki iklim değişikliğini tersine çevirmeye tabaklarımızdan başlamak için neler yapabiliriz?

İŞİN BAŞI EĞİTİM

Kuşku yok ki işe öncelikle eğitimden başlamalıyız.

Kendimizi ve başkalarını iklim değişikliği konusunda bilinçlendirmek ve eğitmek, daha büyük bir değişim için ilk adım olmalı.

Toplumsal farkındalık için sorumlu bir birey olarak yerel düzeyde çevre projelerine katılmalı ya da desteklemeliyiz.

Soframızdaki tek kullanımlık plastik ürünlerden kaçınmalıyız.

Market alışverişlerimizde, yerel ve organik ürünleri tercih ederek ve plastik ambalajlı ürünlerden kaçınmalıyız.

Soframıza gelen ürünleri sürdürülebilir arasından seçmeye özen göstermeliyiz.

Yemeklerimizi hazırlarken ve yıkarken su tüketimini azaltmalıyız.

Tabaklarımıza aldığımız yemek miktarını kontrol ederek gıda israfını en aza indirip kaynakların verimli kullanılmasına yardımcı olmalıyız.

TERCİHLERİMİZİ DEĞİŞTİRMELİYİZ

Hepsinden önemlisi yemek tercihlerimizi gözden geçirmeliyiz.

Daha fazla sebze ve meyve yemeli, yerel ürünlere yönelmeli ve et tüketimini azaltmalıyız.

Çünkü iklim değişikliğine etki eden unsurlardan biri de hayvansal gıda tüketimi.

Artık biliyoruz ki, az et tüketimi yüksek etli diyetlere göre yarı yarıya emisyonu azaltıyor.

Vegan beslenme ise yüzde 75’lik bir azalma sağlıyor.

Araştırmalar, bitki bazlı diyetlerin su kullanımını %54, vahşi yaşam tahribatını %66 ve metan üretimini %93 oranında azalttığını gösteriyor.

Bu misyonu üstlenen Türkiye’de ve dünyadaki az sayıda markada bitkisel bazlı lezzetli et ürünlerini sadece veganlar için değil herkes için üretmeye başladılar.

Besin değeri yüksek, sağlıklı, doğa dostu ürünler ile hayvansal ürün tüketiminden uzak yaşam isteyenler ve hayvansal gıdalara alternatif bir beslenme arayışında olanlar için de üretim yapıyorlar.

SAĞLIĞIMIZ İÇİN DE YARARI VAR

Düşük etli, vejetaryen, vegan diyetler ve hayvansal ürünlerden kaçınmanın sağlığımız açısından pek çok yararı var.

Bitki bazlı beslenmek fiziksel egzersiz kalitesini yükseltiyor.

Hormonları dengelemekle birlikte, cilt güzelliği ve kilo kontrolü sağlıyor.

SORUMLUKTAN KAÇMAMALIYIZ

Tabaklarımızdan başlayarak küçük adımlar atmaya başlamak, büyük bir etki yaratabilir.

Unutmayalım ki iklim değişikliği ile mücadele, hepimizin sorumluluğundadır ve birlikte hareket ettiğimizde daha büyük başarılar elde edebiliriz.

Gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.

ALKIŞLAR “ETSİZ PAZARTESİ”YE

Bu misyonu üstlenerek ülkemizde üretim yapan az sayıdaki markadan biri olan Veggy de bireysel etkiden toplumsal değişim yaratmak için yola çıkmış.

Küçük hareketlerin dünya için büyük değişimler sağlayacağını düşünerek, herkesi “Etsiz Pazartesi” çağrısına kulak vermeye davet ediyor.

Bu çağrıya kulak veren bireylerin beslenme tercihlerini tamamen değiştiremeseler de “Etsiz Pazartesi”lerde bir tam gün boyunca hayvansal kaynaklı etten uzak durmaları isteniyor.

Ve atacakları bu küçük adımla dünya için çok daha büyük bir dönüşümün parçası olmaları bekleniyor.

Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir gezegen bırakmamıza yardımcı olacak “Etsiz Pazartesi” hareketi başlatan, katkı sağlayan ve sürdüren herkesi tüm kalbimle alkışlıyorum.