Çanakçı; İktidar piyasaları öldürdü

Ekonomist olduğunu söyleyen AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dedi ki; - "Şu anda gerek Avrupa'dan gerek dünyanın değişik yerlerinden Türkiye'de...

Ekonomist olduğunu söyleyen AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dedi ki;

- "Şu anda gerek Avrupa'dan gerek dünyanın değişik yerlerinden Türkiye'de yatırım için kapımızı çalanlar var. Tabii hassasiyetleri sebebiyle bu firmaların kimler olduğu konusuna girmeyeceğim ancak şu an itibarıyla toplamda 20 milyar dolar gibi Türkiye'de yatırım yapma konumunda olan firmalar var. Bu rakam inşallah daha da yükselecek, öyle gözüküyor."

Erdoğan'a soruyorum; Bu hassasiyetleri neden? Türkiye'de yatırım yapacak firmaları gururla neden açıklamıyorsunuz?

Ekonomist Erdoğan sözlerine devam ediyor:

- "Şu anda mali noktada dışarıdan parasını Türkiye'de park eden firmalar da başladı.

Onlardan borçlanmamız Merkez Bankası olarak güçlenmemize neden oluyor.

Bir diğer taraftan da özellikle ihracatta malum öyle ürünler var ki bunlar ithale dayalı, bu ürünlerde de dövize ihtiyacınız var, bunları da bu yolla karşılamış oluyoruz."

Ekonomist Erdoğan bu borçlanmayı gururla açıkladı ama bu durumu gerçek bir ekonomiste sormak istedim.

Önce DEVA Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çanakçı'nın kısa özgeçmişini vereyim.

- 1986; Devlet Planlama Teşkilatı'nda uzman yardımcısı olarak göreve başladı. 1992 yılında uzman oldu.

- 1989-1991 yılları arasında ABD'de Michigan State Üniversitesinden Ekonomi konusunda yüksek lisans derecesi aldı.

- Mayıs 1994 - Aralık 2000 döneminde Devlet Planlama Teşkilatı'nda Konjonktür Dairesi Başkanlığı görevini yürüttü.

- Aralık 2000'de atandığı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nda 10 Aralık 2002'ye kadar Ekonomik Değerlendirmeler Dairesi Başkanı olarak görev yaptı.

- 11 Aralık 2002 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu İkinci Başkanı olarak atandı.

- 5 Mayıs 2003 tarihinde ise Hazine Müsteşarlığı görevine başladı.

- 17 Temmuz 2014 tarihinde IMF'de icra direktörü olarak görevlendirildi. Ağustos 2014'te Hazine Müsteşarlığından ayrıldı.

- 1 Kasım 2014 tarihi itibarıyla IMF'deki görevine başladı.

- Türkiye, Beyaz Rusya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Kosova, Slovak Cumhuriyeti ve Slovenya'dan oluşan grubu temsilen 2 yıllık bir süre için Türkiye'nin üstlendiği icra direktörlüğü görevini yürüttü…

Sözde değil özde ekonomist olan Çanakçı'ya sordum:

- Parasını Türkiye'ye park eden firmalardan borçlanma ile merkez bankasının güçlenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çanakçı dedi ki;

- "Borçlanma Merkez Bankasını güçlendirmez zayıf olduğunu gösterir.

Borçlanma Merkez Bankasının net rezervini değiştirmez.

Merkez Bankasının net rezervi ciddi biçimde eksi olmaya devam ediyor.

İktidar piyasaları öldürdü.

Piyasalardan borçlanamayınca diğer ülkelerden borçlanma zorunda kaldı.

Dış borçlanmanın hiçbir türü iyi değildir.

Ancak en kötü ve sıkıntılı olan dış borçlanma ülkelerin hükümetleri arasındaki borçlanmadır.

Bu borçların hangi koşullar ve şartlar çerçevesinde sağlandığı bilinmiyor.

Bu tür dış borçlanmalar dış politikada bağımsızlığı ve esnekliği yok eder."

Nas var ama çifte kavrulmuş faiz sistemi bekledikleri gibi artmadı.

Kur Korumalı Mevduat toplamak için televizyonlara kamu spotu şeklinde bedava reklam vermeye başladılar;

- Hazine ve Maliye Bakanlığı,

- İletişim Başkanlığı,

- Merkez Bankası…

Erdoğan yönetiminde Türk ekonomisi 128 milyar dolar buharlaşınca öyle çöktü ki;

- Parasını Türkiye'de park eden firmalar var,

- Borçla açığını kapatmaya çalışan Merkez Bankası var,

- Reklamla para toplamaya çalışan kurumlar var…

Değerli okurlarım,

İlahiyatçı yazar Ömer Sağlam sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:

- BU KİMİN DİYANETİ?

Diyanet'in Cuma hutbesinin konusu, okulların açılacak olması sebebiyle İslam'ın ilme ve bilgiye verdiği önem idi.

Peygamberin konuya ilişkin bütün hadisleri sayıldı döküldü.

Hutbeyi dinlerken birkaç gün önce okuduğum bir haber geldi aklıma.

Haber, "Nobel Fizik Ödülü ön jüri üyesi Prof. Dr. Yaman Barlas'ın Boğaziçi Üniversitesi'ndeki görevine son verildiği öğrenildi" diyordu.

Düşündüm ki; acaba İslam hangi ilme ve bilgiye önem veriyor?

İşin en tuhaf yanı ise Diyanet takviminin bugünkü yaprağında, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşuna, Yunan'ın denize dökülüşüne ve Milli Mücadele'nin zaferle neticelenmesine ilişkin hiçbir bilgi yok!

Oysa aynı Diyanet, 31 Ağustos tarihli takvim yaprağına İkinci Abdülhamit'in tahta çıkışını bile not etmiş; üstelik "II. Abdülhamid Hân Tahta Çıktı(1876)" diyerek.

Sadece o mu; İmam-ı Azam Ebu Hanife'ye "Kâfir" diyen Arapçı Türk İmam Buhârî'nin vefatını bile not etmiş Diyanet!

Peki dostlar, bu Diyanet kimin Diyaneti?

Atatürk ve silah arkadaşları kurmadı mı bu Diyanet İşleri Başkanlığını?"

Diyanet hutbelerinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurtuluş ve kuruluş günleri ile Gazi Mustafa Kemal hakkında maalesef tek kelime etmiyor.

Diyanet'i bir kez daha şiddetle kınıyorum…