Seçimin not defteri…

Her gün başka bir itiraz icat ederek ülkenin itibarının sarsıldığını bugüne kadar az mı yazdık, söyledik, dile getirdik, konuştuk. Değişen ne oldu? Ya da niye...

Her gün başka bir itiraz icat ederek ülkenin itibarının sarsıldığını bugüne kadar az mı yazdık, söyledik, dile getirdik, konuştuk. Değişen ne oldu? Ya da niye olsun?

Yasal mıdır? Ya da nasıl iştir? Başta ulaştırma, çevre, enerji bakanlarının seçim kaybettiği, köşe bucaktan gelenlerin(!) seçim kazandığı ülkemizde seçim olmadı, yeniden sayım kararı almak ve saymalara doyamamak!

Vicdani midir? Ya da yasalarda yeri var mıdır? Sayılardan, saymalardan, olmadı baştan demelerden, taktiklerden, didinmelerden tehditlerden, “vermem de vermemlerden!” halkı bıktırma noktasına getirmek?

Hukuki midir? Ya da ayıp değil midir? Karşı taraf kazandığında; “13- 14 bin oy bizi kesmez, seçim yenilensin, huzur veren seçim yapılsın” demek? İktidar kazandığında “sandık güvenliği tam!” diye iddia etmek?

Unutulmuş mudur? Ya da az şey midir? 20. 08. 2017’de CB’nın; “Unutmayın İstanbul’da teklersek, Türkiye’de tökezleriz” sözleri?

Unutulacak mıdır? Ya da haksızlık değil midir? Şahsi ve siyasi nüfuza açık bilumum saraylara durmadan yenilerinin ekleniyor olması! Ankara’dan 1115 kilometre ötede Van Gölü kıyısında, Ahlat’ta yeni bir sarayın yakında bitecek olması! Ve Marmaris’te yapılan yazlık saray için binlerce ağacın yok edilmesi?

Olağan mıdır? Ya da kırılma noktası mıdır? Seçimlerden 16 gün sonra bavullarla YSK’ye gelen yetkililerin; Organize seçim yolsuzluğu gerekçesiyle olağanüstü itiraz dilekçesi vermesi?

Özetle öylesine akla mantığa sığmayacak, yasalara, kurallara uymayacak, akıldan mantıktan uzak, insaftan, haktan, hukuktan, sağduyudan yoksun uygulamalar var ki yazmakla bitmez. Aklımızla, düşüncelerimizle, tercihlerimizle, duygularımızla, seçimlerimizle, vicdanımızla alay eden bunca çıkış karşısında ne desek boş, ne yazsak anlamsız. Nokta…

Ankara’da yetkililer 25 yıllık enkazın özetini açıklıyor!

Bozulan silüetiyle Anıtkabir, küçülen arazisiyle AOÇ, yerle bir edilen simge ve tarihi binalar, kişisel zevk için 2 milyon metrekarelik alanda, 4 milyar TL harcanarak yapılan plastik dinozorlu Ankapark, imar planı değiştirilen ODTÜ, Cumhuriyet döneminin göz kırpmadan yıkılan simgesel yapıları. Örneğin İller Bankası, Danıştay Binası, Etibank, Hayvanat Bahçesi, Merkez Lokantası, TBMM Lojmanları vb.

Yani bir zamanlar Atatürk’ün geceleri geç saatlere kadar gece lambasının ışığında “Cumhuriyeti” yazdığı ve arada Çankaya sırtlarından gururla seyrettiği Ankara! Şimdilerde cumhuriyetin yağmalandığı ve yok edildiği şehre dönmüş! Bu israf projelerinden geriye ne mi kalmış? Ödenemeyen borçlar, işlevsiz, tasarımsız, sanatsız ve anlamsız kapılar, büyük ve tarihi kent kimliğinden uzaklaştırılan bir Ankara…

Gelelim günümüze! Yükselen enflasyon, derinleşen kriz, damadın sık sık açtığı gelecek zaman içerikli çaresiz paketler, paketlere yönelik yurtiçi ve yurtdışı yorumlar! Bitmedi biter mi? Yay gibi gerilen sinirler, gergin ve tedirgin bir toplum, bilgi bombardımanı altında bireyin kendini daha güçsüz ve değersiz hisssettiği bir ülke. “Bu kaos bitsin diye hem camiye hem kiliseye gidip dua ettim!” diyen kadınlar, “Çocuklar gece uyumak bilmiyor!” diye yakınan anneler, “Ameliyat sonrası yoğun bakım da uyanır uyanmaz mazbata verildi mi diye soran hastalarım var!” diyen doktorlar. Ayıp olmuyor mu? Olmuyor.

Yine “ben kazandım çünkü hakkımdı, o kazandı çünkü şaibe var” mantığıyla ülke yönetilir mi? Yönetiliyor…

13 -14 bin oy farkıyla seçim mi kazanılır diyenlerin dikkatine!

Artvin Yusufeli 3 oy farkla kazanılmış. Muş Malazgirt 3 oy, Yalova Çınarcık 16 oy, Denizli Baklan 17 oy, Manisa Yunusemre 21 oy, İsparta Gelendost 32 oy, Ankara Beypazarı 113 oyla kazanılmış. İyi mi?

Polis sirenleri, ev baskınları, tek tek çalınan kapı zilleri, mavi kırmızı çakar lambalarla yolu kesmeler, 5 yaşındaki çocuğa sorgulamalar, canla başla çalışan ve malzeme bulmak için görevlendirilen kolluk güçleri…

Ne diyor ozan? “Perişan olduğum, saçımı yolduğum, sararıp solduğum umurunda mı?”

Etiketler
Seçim