İktidar bloku birlikte, muhalefet ayrı olursa…

Umuyor ve diliyorum ki CHP ve İYİ Parti yerel seçimlerde iktidarı daha da şımartacak bir sonuç ortaya çıkmaması için millete ümit verir. Bütünüyle muhalefet, “muhalefet” olmanın gereğini yapar.

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’e geçmiş olsun. Sağlıkla çalışmalarını sürdürmesini dilerim. Onun Cumhur İttifakı partilerinin de muhalefet partilerinin de seçime ayrı girme önerisinin verili koşullarda ‘ütopik’ kaçtığını daha önce belirtmiştim. Daha sonra partisinin GİK’inde 81 ilde yerel seçimlere ayrı girme kararı alınsa da TV5 yayınında önceki hafta, bu gibi açıklamaların güreşteki peşreve benzediğini söylemiştim. Hala da öyle düşünüyorum. Zaten CHP kanadı da söz konusu açıklamalara serinkanlı yaklaşıyor, polemiğe girmiyor. Çünkü CHP ile İYİ Parti’nin verili koşullardaki durumu “ne seninle ne sensiz” gibi gözüküyor.

YEREL SEÇİMİN DİNAMİKLERİ

Yerel seçimleri etkileyecek genelde iki dinamik, büyükşehirlerde ise üçüncü bir dinamik var: 1)CHP’nin 38. Olağan Kurultayı sonrasında ve ardından tüzük kurultayında ortaya çıkacak tablo. 2)İktidar blokunun seçimde işbirliği yapacağı kesin; muhalefet işbirliği olanaklarını değerlendirecek mi, yoksa genel seçimden sonra birbirine düştüğü gibi mi devam edecek? 3)Büyükşehirleri etkileyecek dinamik ise ekonomik koşulların halkın yaşamına yansıması, ücretlerin ve emekli maaşlarının erimesi, artan konut sorunu ve hayat pahalılığı, geçim zorluğu, kontrolsüz aşırı sığınmacılar.

CHP seçmeninin derin hayal kırıklığı ve bir özeleştiri mekanizmasının işlememesinin yarattığı öfkenin onarılmadığı koşullarda sandığa katılımını negatif etkileyecek bir iklim herkesin malumu. Dolayısıyla CHP’nin işbirliği olanaklarını zorlamadan önce söz konusu onarıma mesai harcaması kaçınılmaz.

İŞBİRLİĞİ ŞART

İYİ Parti ve diğer muhalefet partilerinin de sorumlu hareket ederek “kişilikli/onurlu işbirliği” üzerinde durmaları, genel iktidarı alan Cumhur İttifakı’nın yerel seçimleri de kazanarak daha fazla ‘şımarmasının’ önünü açmamaları gerekiyor. Hakikaten özellikle CHP ve İYİ Parti kişilikli ve onurlu bir işbirliği zeminini oluştururlarsa genel olarak muhalefetin de bu zeminden uzak kalmayacağını düşünüyorum. Hatta uzak kalırlarsa tabanlarının uzak kalmayacağını…

Umutlu taraftan bakalım… CHP, tabanının moralini düzeltir, seçmenle ilişkisini onarırsa; üzerine bir de CHP-İYİ Parti işbirliği gerçekleşip bu işbirliği lokal de olsa memlekete yayılırsa muhalefet 11 Büyükşehiri koruduğu gibi Bursa, Balıkesir, Manisa, Denizli gibi merkezlerde iddia ortaya koyabilir, elindeki belediyelerinin sayısını artırabilir.

CHP’NİN REKTİFİKASYONU İŞBİRLİĞİ KADAR ÖNEMLİ

Tabii bu noktada YSP’nin ve TİP’in duruşu, tavrı da belirleyici etkenler arasında. En kötü senaryo ise iktidar partilerinin birlikte gireceği 2024 yerel seçimlerine belli başlı muhalefet partilerinin seçimlere ayrı ayrı girmesi. Bu bağlamda CHP’nin kurultayında çıkacak tablo ve seçmenle kuracağı kontak olumlu olursa CHP kısmi başarı yakalayabilir. Ancak CHP’nin kendisini rektifiye edememesi ve seçmenle kontak kuramaması durumunda seçim işbirliği bile olumlu sonuç vermeyebilir.

BAKMAK VE GÖRMEK

Şimdiden, seçimlere altı ay kala, seçim takvimine ise 4,5 ay kala bu uyarıları yapmak boynumuzun borcu. Gerçek Gündem arşivi, Cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekili seçimlerine ilişkin analiz ve uyarılarımla dolu. Hepsi de ne yazık ki doğru çıktı ve realize oldu. Keşke bu satırların yazarı yanılsaydı. “Millet İttifakı, Cumhurbaşkanı adayını üç ayrı anket firmasına anket yaptırarak seçmene sorsun, aday masada belirlenmesin, seçmenle inatlaşılmaz” derken biz; malum üç TV kanalı en riskli aday üzerinde durdu. Maalesef, Kılıçdaroğlu adeta illüzyona uğratıldı. Sanki gözleri bağlandı. Oysa seçim yığınak hataları ve eksiklikleri yapılmasa da kazanılsa Kılıçdaroğlu “oyun kurucu” olarak demokrasi tarihine geçebilirdi. Akşener de masayı en başta kazanacak adayı belirlemek için ölçme ve değerlendirme yoluna yöneltmek yerine, demeçlerinde, açıklamalarında “kazanacak aday” edebiyatı yaptı, durdu. O da sağduyuyu temsil edemedi. “Cumhur İttifakı yüzde 41-43 arasında alacağı oyla parlamento çoğunluğunu alır, o yüzden Millet İttifakı milletvekili listelerini yaparken dikkatli olmalı ve optimal isimlerle listesini oluşturmalı” derken biz, malum üç TV kanalı Millet İttifakı’nın 360’la mı, 400’ün üzerinde bir sayı ile mi parlamentoda üstünlük sağlayacağını tartışıp durdu.

Umuyor ve diliyorum ki CHP ve İYİ Parti yerel seçimlerde iktidarı daha da şımartacak bir sonuç ortaya çıkmaması için millete ümit verir. Bütünüyle muhalefet, “muhalefet” olmanın gereğini yapar.

Yazıya son noktayı da şöyle koyalım; İYİ Parti’nin “üçüncü yol” açma, “milliyetçi lig” zeminini inşa etmeye dönük iklim oluşturma siyasetini anlıyorum. Saygı da duyuyorum. Fakat ağır bir genel seçim yenilgisi (hem cumhurbaşkanlığı hem parlamento çoğunluğu kaybedildi) sonrasındaki yerel seçimde de yenilgi muhalefeti sürklase eder. İktidar o zaman 26 yılı aldığı gibi 31 yılı da büyük ölçüde kazanacak bir psikolojik üstünlük elde edebilir: Muhalefet o zaman kendisini toparlasa da bir atımda değil, iki atımda iktidara uzanabilecek kıvama gelebilir. Anlatmak istediğim bu. Bilmem anlatabildim mi?