CHP İstanbul İl Kongresi'nin bazı çıktıları

Canpolat kaybetti, Çelik kazandı ve böylelikle CHP'nin 38. Olağan Kurultayı "Kurultay gibi Kurultay" olacak.

Cumartesi İstanbul'daydım ve ertesi gün de CHP'nin 38. Olağan İl Kongresi'ni Haliç Kongre Merkezi'nde uzun saatler boyunca izledim. İstanbul'daki eski dostları, gazeteci arkadaşları görmek, güzel karşılaşmalar keyif vericiydi.

ŞİMDİ TÜRKİYE’NİN GÖZÜ CHP KURULTAYINDA

Çok kimse görüş ve değerlendirmelerimi sordu henüz kongrede oylamaya geçilmeden ve onlara özetle şunları söyledim: Kongrede Cemal Canpolat'ın blok listesi kazanırsa Kurultay'ın gazı kaçacaktır, çünkü o zaman Ankara'da kimin genel başkan seçileceği belli olmuş gibidir. Özgür Çelik'in blok listesi kazandığı koşullarda ise çok çekişmeli bir Kurultay süreci yaşanacaktır.

Canpolat kaybetti, Çelik kazandı ve böylelikle CHP'nin 38. Olağan Kurultayı "Kurultay gibi Kurultay" olacak.

ESKİ AYLAR KIRPILINCA YILDIZ OLMUYOR

İstanbul'da kazanan Çelik, kapsayıcı bir profil çizmeye çalıştı ve bu profil kazandı. Bu profil, aynı zamanda partiye egemen olan darlaştırıcı hegemonik yapının yerine partiyi daha geniş bir yelpazede büyütmek isteyen bir profil gibi gözüküyor.

Kılıçdaroğlu her ne kadar tarafsız gözükse de yakın çalışma arkadaşları Canpolat'ın yanında durdu. Zaten söz alıp konuştu bir kısmı, bir kısmı da kongre salonundaydı. Bu cenahın en büyük handikapı "yenilenme" iddiasına karşın bula bula eski bir yüzü aday olarak yarışa sokmalarıydı. Canpolat'ı Kılıçdaroğlu’na vefa duygusuyla destekleyen birçok delege bana bu ismin yanlışlığını açık yüreklilikle ifade etti. Canpolat'a belli ki bir "sefer görev emri" çıkarılmıştı! Benim gördüğüm Canpolat çünkü, Urla'ya yerleşmiş gözüküyordu, orada işletmesi vardı, Urla’da sıklıkla karşılaşmak mümkündü. Kısacası Türk atasözlerinin kıymetini bilmek gerekiyor; eski ayları kırkıp yıldız yapamazsınız. Bilmem anlatabildim mi? Canpolat'ın adaylığına sarılan vizyon, CHP'yi yüzde 22-26 oy tuzağından çıkarabilecek bir vizyon olmaktan uzaktır. Kongrenin ertesi günü bir araya gelip konuştuğum ne kadar genel merkez yanlısı arkadaşım varsa hemen hepsinden bunu duydum ( Bu arada Canpolat'ın siyasi yaşamı da bitmiş demektir).

4 KASIM'A KADAR NE OLACAK?

Peki şimdi ne olacak? 4-5 Kasım'daki Kurultay'a 25 gün var. Bu sürede genel başkan adayları aslında çok büyük çoğunluğu angaje olan Kurultay delegeleri ile yoğun şekilde temas edecek ve saf değiştirmesi için ikna etmeye çalışacaklar. Genel merkez yanlılarının argümanı şu olacak: 2018'de de genel seçimlerde hem de ilk turda kaybetmiş ama bir yıl geçmeden yapılan yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara'nın da aralarında olduğu 11 Büyükşehir'i kazanmıştık. Yine başarabiliriz. Özgür Özel yanlıları ise şu argümanı ileri sürecek: Seçmenimiz elverişli koşullarda kaybedilen bir genel seçim nedeniyle ve özeleştiri yapılmadığı için parti liderliğine küskün ve bir ölçüde de sandığı protesto eğiliminde. Bizimle olursanız partimiz seçmenle barışır ve yeni bir umut dalgası yaratarak ayağa kalkabilir, bu ivmeyle yerel seçimlerde başarılı olur ve 2028 için iktidar rotası çizebiliriz. Bunun tercümesi şu: Ey Kurultay delegesi arkadaş; mevcut liderlikle yerel seçime gidersek belediye başkan adayı veya belediye meclis üyesi adayı olsanız da seçilememe riskiniz yüksek. O yüzden gelin yanımıza, beraber kazanalım. Bu bahiste bir not daha düşeyim; İstanbul'daki kongrenin sonucu Anadolu delegesini ister istemez etkileyecektir.

Sonuçta, delegenin hangi yönde karar vereceği, deseninin nasıl şekilleneceği müthiş bir temas trafiği sonunda ancak 4 Kasım'ın ilk saatlerinde belli olacak.

DİKKAT ÇEKEN BİRKAÇ NOKTA

Altını çizmek istediğim başka noktalar da var kongrede... Örneğin gazeteci profili çok düşüktü. Köşe yazarı olarak Aytunç Erkin, Miyase İlknur ve İsmail Saymaz'ı gördüm yazılı günlük basından. Medyascope ekibinin de içinde olduğu kayda değer dört beş televizyoncuyu bir de. Hilmi Hacaloğlu da oradaydı. İzmir'den gelerek kongrede bulunan birçok isimle de karşılaştım. Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, önceki dönem milletvekili Bedri Serter, Buca ilçe başkanı Çağdaş Kaya, Güzelbahçe Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Günaydın onlardan bazılarıydı. Başka illerden pekçok partili de dikkatimi çekti.

Bir başka önemli nokta da Kılıçdaroğlu ve Özel'in bu önemli kongreye katılmaktan çekinmesiydi kanımca. İstanbul kongresinde konuşup desteklediği adayın kaybetmesi ikisi için de hoş olmazdı.

CHP'NİN BAŞKA TÜRLÜ ŞEYLERE İHTİYACI VAR

Bitirirken CHP İstanbul yönetimine seçilen Oğuz Toprak'tan söz etmek istiyorum; bana aylar önce, genel seçimlerden de oldukça önce bahsettiği çok güzel bir projesi var. O sivil toplum projesini iyice ete kemiğe büründürüp CHP'ye eklemleyebilirse, sıcak bir işbirliği iklimi oluşturabilirse önemli bir katkı olur. Özgür Çelik umarım o projeyi çabucak dinler Toprak'tan. Şöyle bir ipucu vereyim; CHP'nin çok ihtiyacı olan vasatı kırma yolunda bir adım.