Şu koalisyonlar...

Cumhurbaşkanı Erdoğan koalisyonları kötülemeyi iktidara dayanak yaptı da ne oldu? Kendi tek parti iktidarında Türkiye, ABD desteğinde FETÖ darbe girişimine...

Cumhurbaşkanı Erdoğan koalisyonları kötülemeyi iktidara dayanak yaptı da ne oldu? Kendi tek parti iktidarında Türkiye, ABD desteğinde FETÖ darbe girişimine maruz kaldı! AK Parti iktidarında ekonomi kırılganlığı da aşamadı. Türkiye, bu tek parti iktidarı döneminde ilk 10 ekonomi edebiyatı yapılırken ilk 20’den de düştü! İşin tuhafı, Erdoğan koalisyonu kötüleye kötüleye koalisyona mecbur kaldı! “İttifak” adı altında ancak koalisyonla iktidarını sürdürebiliyor ama bu koalisyon da çare değil, iktidar bloku eriyor ve geliyor gelmekte olan! Muhalefet bloku büyük bir hata yapmazsa sandık gelir gelmez iktidar değişecek.

Şunu demek istiyorum; “ittifak” ya da “koalisyon”… Ha Ali Veli, ha Veli Ali… Aralarındaki fark şu: İttifakta seçim öncesinde partiler bir araya geliyor, koalisyonda ise alınan sonuçlara göre seçim sonrasında. Yani özünde aynı… Şimdi de önümüzdeki ilk cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekili seçiminde iki koalisyon (ittifak) yarışacak; Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı.

Koalisyon ‘öcü’ değil. Demokrasilerde başvurulan bir hükümet biçimidir. Türkiye, koalisyonla 1961’de tanıştı ve merkez sol ve merkez sağın iki partisi CHP ve AP koalisyon kurdu. O zaman koalisyon adı bizde henüz “ortak hükümet” idi. Sonra AK Parti iktidarlarına kadar parlamenter dönemin yarısı koalisyonlarla geçti. Cumhuriyet tarihimizin önemli meselelerinden Kıbrıs buhranı gibi zor bir mesele CHP-MSP koalisyonu döneminde çözüldü Barış Harekatı ile… Türkiye, 1960, 1971, 1980 gibi ara rejimlerden koalisyonlarla çıkmayı başardı. DYP-SHP koalisyonu Türkiye’yi 12 Eylül atmosferinden çıkardı. Kısacası Türkiye koalisyonlar döneminde batmadığı gibi, ekonomik büyümesini tek parti iktidarı ortalamalarına çok yakın olarak sürdürdü ve badireleri atlatmasını bildi.

ALMANYA'DAKİ TRAFİK LAMBASI KOALİSYONU

Bu yazıda asıl son seçimlerden sonra Almanya’da kurulan yeni koalisyondan, iktidar ortaklarından dolayı “Trafik Lambası Koalisyonu” olarak adlandırılan koalisyondan söz etmek istiyorum.

Almanya, dünyanın sayılı ekonomilerinden ve demokrasilerinden birisi. Avrupa’nın da en büyüğü. Üstelik ekonomik, demografik, sosyal ve kültürel açıdan en çok içli dışlı olduğumuz devlet. Almanya çok uzun yıllardır koalisyonlarla yönetilmesine karşın gelişmesini sürdürüyor. Doğu-Batı entegrasyonunu, birleşmesini de koalisyonlarla başardı.

26 Eylül 2021’deki genel seçimlerde ortaya çıkan sonuçlardan sonra SPD-Yeşiller-Hür Demokratlar uzun müzakereler sonrasında koalisyon için anlaştı ve SPD’den 2018-2021 arasında Merkel’in Maliye Bakanı olan (Schröder döneminde de SPG Genel Sekreteriydi) 63 yaşındaki Olaf Scholz 16 yıl sonra Almanya’nın yeni şansölyesi oldu. Angela Merkel dönemi böylece sona erdi. Yeşiller Eşbaşkanı olan Türkiye kökenli Cem Özdemir de kabinede Beslenme ve Tarım Bakanı olarak görev aldı.

Doğu Alman olan merkez sağ siyasetçi Merkel, Almanya’nın doğu-batı entegrasyonunu sağlamasında önemli rol oynadı. Alman siyasi aklı entegrasyon için bu tercihi yaptı. Şimdi yeniden merkez solun başat olduğu bir koalisyonla yönetilecek olan Almanya’da entegrasyonun ötesindeki göç gibi sosyal ve ekonomik meseleler, iklim değişikliği, dijitalleşme ve uluslararası rekabetle ilgili çalışmalar öne çıkacak ama temelde pek fazla bir şey değişmeyecek. Oturmuş bir demokraside bu da çok olağan. Zaten koalisyonun kendisi de olağan Almanya’da. Koalisyonların uzun yıllardır sürdüğü Avrupa’nın göbeğindeki Almanya’da halkın tercihi bu yönde ve kimse de bunu dert etmiyor.

BÜYÜK KOALİSYONA VEDA

Scholz, 736 üyeli parlamentoda 395 milletvekilinin desteğiyle başbakan seçildi. SPD’de sağ kanadı temsil eden Scholz’un merkezdeki kişiliği ve duruşu, hükümet deneyimi istikrar arayışındaki Merkel taraftarlarının bir kısmının oylarını çekti. SPD’ye küsen kimi eski seçmen de geri döndü. Sonuçta SPD’nin oyu seçim anketlerinde yüzde 15 civarındayken sandıkta 25,7 çıktı. Böylece SPD Bundestag’da 206 milletvekilliği aldı. Koalisyon ortakları yeni şansölyeyi ayakta alkışlarken CDU/CSU-AFD-SOL Partili vekiller ise ne ayağa kalktı ne de alkışladı. O kadar da olacak, kıskançlık var işin içinde ne de olsa… “Neden biz değil de onlar?” var… Sonuçta başbakan ve bakanlar Bellevue Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Steinmeir’den mazbatalarını alıp yemin ettiler ve göreve başladılar. Böylelikle Hıristiyan Demokrat-SPD “Grand (Büyük) Koalisyonu” geride kaldı.

Üç partinin 177 sayfalık ayrıntılı bir protokolle uzlaştığı Trafik Lambası Koalisyonu’nun ev ödevini yukarıda kabaca izah ettim ama biraz daha ayrıntıya girmek gerekirse Cumhurbaşkanının mazbata törenindeki konuşmasına dönmek gerekir; Steinmeir, Scholz’un önüne konut açığını kapatma, emekli maaşlarını garantiye alma ve iyileştirme, bilim ve eğitimi güçlendirme, Alman yurttaşlığına geçişi kolaylaştırma işlerini koydu.

YENİ DÖNEMDE ALMANYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Türkiye’nin Batı ile ilişkilerindeki en önemli kapı ekonomik, sosyal ve kültürel bağlarımızın olduğu Almanya. Haliyle Berlin’le ilişkiler her zaman ayrı bir önem taşır. Sosyal demokrat şansölye Schröder döneminde 2005’te AB-Türkiye ilişkileri görece olumlu seyrederken, Merkel döneminde geriye sarmasa da ilerleme sağlanamadı. Merkel, Erdoğan ile topu çevirdi. Bakalım şimdi yeniden sosyal demokrat bir şansölyenin döneminde ilişkiler nasıl olacak? Bunu kuşkusuz zaman gösterecek. Şimdilik belli olan, koalisyonu oluşturan üç partinin Türkiye’ye ilişkin politikaları üzerinde mutabakata varmış olması. Protokolde Türkiye’nin jeopolitik önemi ve reel politik kaygılar vurgulansa da “AB’nin komşusu” olarak bahsedilmesi önemli bir gösterge! Şurası açık ki Almanya’nın yeni koalisyonu Türkiye ile ilişkilerde eleştirel bakışı koruyacak, AB’ye fasıl açılması kolay kolay söz konusu olmayacak, inişli çıkışlı bir ilişki periyodu göreceğiz büyük olasılıkla. Özetle, Merkel ile dengede giden Almanya-Türkiye ilişkileri şimdi yeni bir denge oluşana kadar soru işaretlerine gebe. Türkiye’de seçimlerle birlikte değişim gerçekleşirse, demokrasi ve hukuk açığı kapanırsa soru işaretleri hızla yerini sıcak ilişkilere bırakabilir. Tersi ise soru işaretlerini çoğaltır ve güçlendirir.

Koalisyonlardan girdik yazıya ve Almanya’daki Trafik Lambası Koalisyonu üzerinde durduk. Erken ya da zamanındaki bir seçimde Türkiye’de de bir ittifak (koalisyon) iş başına gelecek. Bu da olağanüstü bir gelişme, sürpriz olmazsa Millet İttifakı olacak. Bu ittifakın lokomotifi de Almanya’daki gibi sosyal demokratlar olacak. Değişim hükümetinin öncelikleri arasında Almanya ve AB ile, genel olarak Batı ile ilişkileri Ankara-bölge merkezli bir anlayışla düzeltmek illa ki olacaktır. Son noktayı şöyle koyalım; Türkiye’deki seçimlere kadar Almanya-Türkiye ilişkileri düşük yoğunluklu ve asgari düzeyde olacak.

Etiketler
Koalisyon