Kanal İstanbul’un Gıda ve Ekosistem Üzerindeki Etkileri

Kanal İstanbul, Marmara’yı öldürecek. Su kaynaklarımız ve tarım topraklarımız yok olacak. Marmara’da balıkçılığı kaybedeceğiz. Marmara’ya kıyısı olan her kentte ekolojik felaket yaşayacağız. Bu durumu, hiçbir gıda politikasıyla telafi edemeyeceğiz.

Hukuki zemine dayanmayan her adım, hepimizin geleceğini tehdit eder. Kanal İstanbul, AKP iktidarının bu türden hukuki zemine dayanmayan icraatlarından sadece biri. Sazlıdere Barajı etrafındaki inşaat süreci hızlandırıldı. Oysa Sazlıdere, İstanbul’un 6. büyük barajı ve su ihtiyacımızın yüzde 6’sını karşılıyor. 2056 yılına kadar tam kapasiteyle kullanılabilecek bir kaynak.

Bize İstanbul’un su ihtiyacının iki katını karşılayacağını söyledikleri Melen Barajı’nı da rant için yandaş sermayeye teslim ettiler. Milyarlar harcanan baraj şu anda kullanılamaz durumda. Yani Melen de yok. Kanal İstanbul güzergahı, İstanbul’un göl, baraj ve yeraltı su kaynaklarından geçiyor. Her yıl 70 milyon metreküp suyu kaybedeceğiz. Bu da, İstanbul’un yılda 650 günlük suyunun yok olması demek.

İnşaat süreciyle birlikte yeraltı sularımızda tuz miktarı artacak. Bu, suyun acılaşması, topraklarımızda kalsiyum-magnezyum dengesinin bozulması ve tarım tarımsal verimin düşmesi anlamına geliyor. Verimsizleşen arazilerse çoraklaşacak.

Kanal İstanbul’la birlikte, İstanbul’da 20 bin futbol sahası büyüklüğünde ve 200 bin ton buğday üretim kapasitesine sahip tarım arazisi yok olacak. Buna bir de tuzlanma nedeniyle kaybedeceğimiz topraklar eklenecek. Sadece bu kadar arazinin kaybı demek, hepimizin yıllık 4 kilo ekmeklik buğday ya da 70 kilo taze domates hakkının elimizden alınması demek. Her birimizin 10 metrekarelik küçük sebze-meyve bahçesi yok olacak. Bu kaybıysa ithalatla telafi etmek zorunda kalacağız.

Marmara Denizi Ekolojik Olarak Ölecek

Kanal İstanbul, sadece toprağımıza ve suyumuza değil, Marmara Denizi’ne de ölüm getirecek. Deniz suyunun tuzluluk oranı yüzde 18 azalacak. Bu da suyun yoğunluğunu düşürecek ve oksijenin deniz dibine ulaşmasını imkansız kılacak. Marmara’da oksijensiz bölgeler genişleyecek, kitlesel balık ve deniz canlısı ölümleri yaşanacak. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız müsilaj felaketinin yüzlerce kat büyüğünü yaşayacağız.

Sadece Kanal İstanbul’dan Marmara’ya her gün 13 milyon kişinin atık yüküne eşdeğer kirli su taşınacak. Günde 8 gram azot, 0.7 gram da fosfor denize eklenecek. Marmara ölecek. Balıkçılık bitecek. Deniz kokacak. Görüntü kirliliğiyle yaşam alanlarımız yok olacak.

Sadece İstanbul’da değil, Marmara Denizi’ne kıyısı olan her kentte sahile inmek bile tarih olacak. Plajlarımız, sahil yürüyüşlerimiz, denizle kurduğumuz bütün bağlar yok olacak.

Ya Kanal Ya Hayat

Ya Kanal Ya Gıda

Ya Kanal Ya Marmara

Ya Kanal Ya İstanbul

Etiketler
Kanal İstanbul Marmara Denizi Çevre mücadeleleri