Gıda Eğitiminde Reform Şart: Yeni Müfredat ve Ulusal Akademi Modeli
Elimizde çökmüş bir gıda sistemi var. Bu sistemi hızlı bir şekilde sürdürülebilir ve dirençli bir hale getirebiliriz. Tarım ve Orman Bakanlığı yapısından üç yeni bakanlık ve Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu oluşturan bir sisteme ihtiyacımız var. Bu ayrı bir konu.
Bir de bu sistemde nitelikli kadrolara ihtiyacımız var. Gıda alanında akademik eğitimde çöküş yaşıyoruz. Nitelikli, çeşitli yetkinliklere sahip, becerileri gelişmiş mühendisler yetiştiremiyoruz. Mesleklerimize ve meslek örgütlerimize sahip çıkmamızın önüne geçiliyor. Sahte diplomayla gıda mühendisliği yapanlara rastlıyoruz. Gıda eğitiminde koca bir kara deliğin içine düşmüş durumdayız. Bunu da Köy Enstitüleri ve Gıda Akademileri modelini baz alarak, doğru gıda politikaları üreterek aşmak zorundayız.
Atatürk Orman Çiftliği, Ulusal Gıda Akademisi’ne Dönüştürülmeli
Tarımın simgesi, gıda güvenliğinin kalesi olan bir demirbaş var elimizde: Atatürk Orman Çiftliği. Burada yapmamız gereken, Atatürk Orman Çiftliği içinde uygun bir yapıyı sadece gıda, ziraat, veterinerlik ve kimya alanında eğitim veren bir akademik enstitüye dönüştürmek ve çiftliği de bu akademinin uygulama çiftliği olarak tahsis etmek.
Burası gıda akademisi sisteminin merkezi, yeni nesil köy enstitüleriyle gıda akademisini birbirine bağlayan bir kurum olmalı. Sonrasında, ülke genelinde gıda, ziraat, kimya ve veterinerlik alanlarında eğitim verecek üniversitelerin hangileri olacağına karar vermeliyiz. Tabii, bu üniversitelerin sayısı da yirmiyi geçmemeli.
Elimizde yirmi üniversite ve Atatürk Orman Çiftliği’nde bir enstitü var. Bunların hepsini Ulusal Gıda Akademisi olarak bir araya getirmeliyiz. Bu akademiye de kendi kararlarını kendi alabileceği otonomi, özel bütçe ve özerklik sağlamalıyız.
Köy Enstitüleri Geri Gelmeli
Şimdi bir de hem Ulusal Gıda Akademisi’ne özel yetenekler hem de gıda-tarım alanına ara iş gücü kazandıracak yeni nesil köy enstitülerine ihtiyacımız var. Türkiye’nin yedi bölgesinden seçilmiş illerde, her biri ayrı eğitim niteliğine sahip, yönetimi Ulusal Gıda Akademisi’ne bağlı ortaöğretim kurumları kurmalıyız.
Her biri; gıda makineleri, gıda teknolojisi, tarım, su ürünleri-hayvancılık, gıda işletmesi, gıda yazılımı-elektronik sistemleri üzerine eğitimlerde özelleşecek ve en iyilerini akademiye sınavsız olarak kazandıracak. Öte yandan buraya öğrenci kabulünü sınavla değil, şeffaf bir mülakatla sağlamamız gerekiyor. Gıda-tarım alanının her bir kademesine nitelikler kazandırmaktan, gıda sisteminin her bir bileşeninde radikal değişiklikler yapmaktan başka bir yolumuz yok.