Hatice Turhan Yazdı... Döviz Yasağı Neye Neden Olur?

Değerli vekilim "Halka döviz satışı yasaklansın" vecizesi ile bana eski günleri ve önemli bir kişiyi hatırlattı. Güney Zobu’yu. Namı diğer Rocky. Veya Türkçe söylenişiyle Raki.

Size Raki’nin özelinden yola çıkarak o zamanları anlatmak isterim. Bir zamanlar Türkiye’de döviz taşımak yasaktı. Üstünde 5-10 dolar bulunan bile hapse girebiliyordu. Bu yüzden de bolca dolandırıcılığa konu oluyordu.

Güney Zobu müthiş bir dolandırıcıydı. Kendisiyle tanışma fırsatı bulmuştum. Havalı mı havalı, etkileyici mi etkileyici. Zaten daha havalı olmayan ve ağzı laf yapmayan dolandırıcı hiç görmedim. Güney Zobu, ünlü film yıldızı Melike Zobu’nun da babasıydı.

Dövizin yasak olduğu yıllarda işler el altından ve karaborsadan sürüyordu. Raki, resmi kurdan düşük fiyatla dolar satmayı vaat ettikleri kurbanlarını sahte dolar vererek kandırıyor; alışveriş esnasında sahte polis baskınıyla da işin içinden sıyrılıyordu. Zira karaborsadan döviz almak suç olduğu için kimse şikayetçi olmayı düşünemiyordu.

Raki’nin bu tezgahlardaki rolü; Türkiye'de görev yapıp Türk parasına ihtiyaç duyduğu için elindeki dövizi düşük fiyattan bozdurmaya çalışan Amerikan subayı teğmen James McKenzie olarak kurbanları kafalamaktı. Raki ayrıca Amerika'dayken tanıştığı Pensilvanya Barosu Başkanı'nın kızı Elizabeth Maria ile evlendiğinden dolayı Amerikalı rolünü oynamak için gireceği karaktere detaylarıyla hazırlanmakta ve kullanacağı malzemeleri bulmakta zorluk çekmiyordu.

Bir süre sonra yöntem değiştirdi. Alışveriş sırasında para şeklinde kesilerek çaputa sarılan gazete kağıtlarını kurbana yutturduktan sonra bir karambol yaratıp ortadan kayboluyordu. Kendisine mekan olarak birden fazla giriş çıkışı olan Park otel, Hilton ve Divan otel gibi yerleri seçip garsonlara da bol bahşiş dağıtarak kaçış esnasında onlardan da yardım alıyor ve 'çift kapı' adını verdiği yöntemle bir kapıdan girip hedefi çarptıktan sonra diğer kapıdan çıkıp paçayı kurtarıyordu.

Gayrimüslim hedeflerine 'kunduzi', yerli hedeflerine de 'zebra' lakabını takan Zobu onlar için şiir de yazardı.

"Çaput verdim mark diye,
kahrolası dürzüye,
ne de güzel kazık çaktım,
İranlı kunduziye!"

Birkaç kez yakalanmasına ramak kalan Raki bir kez daha taktik değiştirdi. Cihangir'de çift giriş çıkışı bulunan bir apartmandan iki daire kiralamış ve kendisini Almanya'dan gelen ve mark bozdurmak isteyen bir gurbetçi olarak tanıtıp dolandırıcılık işlerine devam etmişti. Bu kez hedeften parayı aldıktan sonra kendi dövizini hedefin gözü önünde bir dolaba kilitleyip hedeften aldığı parayı bankaya yatırıp geleceğini söyleyerek uzaklaşıyordu. Aslında dolabın bir de arka tarafı vardı. Yan daireden dolabın içini boşaltıyordu. Kurban da kilitli ve içinde parasının durduğunu sandığı dolabın önünde bekliyordu.

1990 yılında Bursa Cezaevi'nde yatan Raki, cezaevine sahte tahliye evrakı yollatarak elini kolunu sallayarak firar etti. 2 yıl kaçak yaşadıktan sonra gelen bir ihbar üzerine yakalandı.

Dolandırıcıların favorisi döviz yasağı neyse ki, 1980 yılında “24 Ocak Kararları"yla ortadan kalktı. Yüzde 32,7 devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidildi. Tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırıldı. Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırıldı. Dış ticaret serbestleştirildi. Yabancı sermaye yatırımları teşvik edildi. Kar transferlerine kolaylık sağlandı. Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri desteklendi. İthalat kademeli olarak libere edildi. İhracat; vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ihracatçılara ithal girdide gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemiyle teşvik edildi. Dövize çevrilebilir mevduat uygulamasına son verildi. Döviz piyasası üzerindeki kontroller kaldırıldı, faiz oranları serbest bırakıldı ve reel faiz politikasına geçildi.

Şimdi yine değerli vekilimin dediği gibi yapar isek korkarım yeni Rakilerle karşılaşırız.

Etiketler
Dolar Döviz