Yavuz Ağıralioğlu: Gitmem için her şey yapılıyormuş da sanki ben yüzsüzlük edip kalıyormuşum gibi... Rencide oluyorum yahu!

İYİ Parti Başkanlık Divan’ından çıkarılan İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, İsmail Saymaz'a konuştu. Ağıralioğlu, "Gitmem için her şeyi yapıyormuşsunuz da sanki ben yüzsüzlük edip kalıyormuşum gibi... Rencide oluyorum yahu!" dedi.

Yavuz Ağıralioğlu: Gitmem için her şey yapılıyormuş da sanki ben yüzsüzlük edip kalıyormuşum gibi... Rencide oluyorum yahu!

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşesinde Türk Dünyası ve Yurt Dışı Türkler Başkanlığı'ndan alınan İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu ile görüşmelerini aktardı. Görevden alınan Ağıralioğlu'na başka bir görev de verilmemişti.

Saymaz, "İyi Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, Başkanlık Divanı'ndan alındıktan iki gün sonra, cumayı cumartesiye bağlayan gece sahura dakikalar kalmışken Genel Başkanı Meral Akşener'e Ramazan için kutlama mesajı gönderdi. Mesajında, yol arkadaşlığı ve kardeşlik hislerini vurguladı. Hakkındaki kararı anlayamadığını ve tarif etmekte zorlandığını vurguladı. Akşener hemen karşılık verdi. Yanıt olumluydu. Ağıralioğlu, bu hafta Akşener ile görüşmeyi bekliyor." diye yazdı.

Partiden kopmak istemediğini söyleyen Ağıralioğlu, "Ben yol arkadaşı ve kardeş olmak istiyorum." dedi.

Ağıralioğlu röportajının bir bölümü şöyle:

Başkanlık Divanı'nın dışında bırakılacağınızdan haberiniz var mıydı?

Hiçbir şey söylenmedi. Hatta endişeye gerek olmadığı, ucu bana gelen radikal bir değişiklik olmayacağını duymuştum.

Bir gerekçe de belirtilmedi.

Olması lazım, evet. Bu çok rencide edici bir şey. Usulü karardan daha rencide edici.

Neden?

Ya habersiz yapılır mı? Bazı siyasi aktörler genel başkanlarına yük olur. "Bunu kabul edemem" der. Ben öyle biri değilim. Partinin siyasi koordinatlarında yapılması gerekenleri diskura çevirebilecek bir yol arkadaşıyım. Geçimsiz değilim. Benim gibi birine bu şekilde görev değişikliği yaptırılmaz. Dersiniz ki "Mecliste olmanızı istiyorum." Başım üstüne. "Ayrılmanı istiyorum." Başım üstüne. En rencide edici olan kısmı, benim ve sizin aynı anda öğrenmemizdi. Ben dört senedir Akşener'in yol arkadaşı ve kurmayıyım.

Akşener ile görüşmenizin siyasi anlamı nedir?

Diyeceğim ki varlığımdan mı, siyaset etme şeklimden mi ve hassasiyetlerimden mi... Neyi taşıyamadınız? Herkesin sığdığı Başkanlık Divanı'na Yavuz Ağıralioğlu niye sığamadı? Dört yıldır size, partimize ve arkadaşlarımıza hiç mahcubiyet yaşatmadım. Ağıralioğlu'nun kadro dışı bırakılması teşkilatımıza sorulsun. Bir kişi dese ki "Gitsin!" Mümkün değil! Bütün teşkilatın gardı düştü. Parti içinde mücadele etmem, delege hesabı yapmam, ilçeye adam vermem, kongrelere karışmam. Bu iradenizi nasıl anlamalıyım?

Sizce neden böyle bir karar alındı?

Ben mizacen şöyleyim: genel başkanlar ihtiyaç duyarsa arar, yapmam gereken bir şey varsa söyler. Gidip lüzumsuz görüşmek, şirinlik yapmak, sohbet etmek; öyle bir tarzım yoktur. Bu şöyle görünüyor olabilir: "Ne ukala adam!"

Genel başkan kararları kendine mahsus gerekçelerle verebilir. Bunlar siyasi karardır. Sonuçlarını, sevinenler ve üzülenlerden takip edersiniz. Sevinenlere ve üzülenlere 3-4 gündür bakıyorum. FETÖ'cüler zil takıp oynuyor. PKK'lılar ve HDP'liler sevinmiş. İyi Parti'yi "HDP'yi dert etmeyin, mühim olan Erdoğan'ın gitmesi" zeminine çekmek isteyen herkes davul zurna çalıyor.

Siyasi ve toplumsal popülarite, söyleme şeklim, söylediklerimin haberleştirilmesi... Bunları ben yapmıyorum. Millet İttifakı'na yönelik nizayı (çekişme) benim üzerimden çıkarmaya teşebbüs ediyorlar. Cumhur İttifakı'nın da "Millet İttifakı'na hasar verirse Yavuz verir" kurgusu var. Onu büyütüyor, projektörleri benim söylediklerime tutuyorlar.

Akşener'in hangi sözü, alacağınız kararları nasıl etkiler?

Düşünüyorum; acaba ne olursa kalbim ferahlar. Şimdiye kadar girmiş olduğum hiçbir tartışmada başıma gelenlerle ilgili korumadılar beni. Hakaret ederler, çıt yok. Birşey söylerim, arkadaşlarımın ortak fikridir, "Ağıralioğlu şahsi fikrini söylüyor" derler. Sanki kendi başına konuşuyormuşum gibi bir algıya mahkum ediyorlar.

Şuna inanmam lazım: "Genel başkanımız benden ayrılmak istemiyor." Bunu anlamıyorum ki. Genel başkana daha önce de söyledim. Şöyle hissettiriyor partideki işleyiş: Gitmem için her şeyi yapıyormuşsunuz da sanki ben yüzsüzlük edip kalıyormuşum gibi... Rencide oluyorum yahu!

Yazının tamamını okumak için tıklayın.

Etiketler
Yavuz Ağıralioğlu Muş İstanbul