50 yaş üstü erkeklere uyarı: Bu hastalıklara dikkat!

50 yaş üstü erkeklerde görülen prostat, böbrek kisti, mesane tümörü gibi sorunlara karşı 40’lı yaşlardan itibaren tarama yaptırılması gerekiyor.

50 yaş üstü erkeklere uyarı: Bu hastalıklara dikkat!

Ürolojinin alanına giren prostat, böbrek tümörleri, mesane tümörleri, erektil disfonksiyonlar gibi bazı hastalıklar 50 yaşından itibaren erkeklerin kapısını çalabiliyor. Önlem almak ise 40’lı yaşlardan itibaren taramalar yapmak gerekiyor.

EREKTİL DİSFONKSİYON

Erektil disfonksiyon yani sertleşme bozukluğu seksüel aktivite esnasında yeterli ereksiyonu sağlamada ve devam ettirmede yetersizlik olarak tanımlanıyor. Kötü huylu bir hastalık olmasa da yaşam kalitesini belirgin şekilde etkileyen bu hastalığın görülme ihtimali yaşla birlikte artıyor. Ereksiyon bozukluklarının görülme nedenlerinin başında kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, nörolojik hastalıklar, hormonal bozukluklar, ilaçların yan etkileri (özellikle psikiyatri ve kardiyoloji ilaçları) ile psikolojik nedenler yer alıyor.

Erektil disfonksiyon tanısında hastanın medikal öyküsü alınıyor ve fizik muayenesi yapılıyor. Psikolojik olduğu düşünülen sertleşme bozukluklarında psiko-sosyal değerlendirme yapılması gerekiyor. Laboratuvar testleri ise hastanın risk faktörleri göz önünde tutularak isteniyor. Ayrıca tüm hastaların açlık kan şekeri, kolesterol düzeyleri, testosteron ve prolaktin hormon düzeylerine bakılıyor. Bu testler tanı koymadan ziyade risk faktörlerini belirlemede yardımcı oluyor. Erektil disfonksiyon tedavisinin nedene yönelik yapılması ve kilo verme ve göbek çevresinin azaltılması, düzenli egzersiz ve kullanılıyorsa sigaranın bırakılması gibi hayat tarzı değişiklikleri uygulanması gerekiyor. Bir ilacın yan etkisi ise ilgili bölümle konuşulup başka ilaca geçilmesi isteniyor. Testosteron düzeyi azalan hastalarda prostat kanseri riski unutulmadan hormon preparatları veriliyor. Nedene yönelik olmasa da günümüzde oldukça sık kullanılan ağızdan ilaç tedavileri ve ayrıca lokal kullanılabilen kremler ve enjeksiyon ile verilen ilaçlar da bulunuyor. Ereksiyon bozukluğuna karşı uygulanabilecek son seçenek ise penis protezi kullanmak oluyor.

BÖBREK KİSTLERİ VE TÜMÖRLERİ

Artan ultrason, MR ve tomografi kullanımı, böbrek kistleri ve tümörlerinin çıkmasını kolaylaştırıyor. 50 yaşından sonra insanların yarısında görülebilen bu oluşumların yüzde 90’ı iyi huylu oluyor.

BÖBREK KİSTLERİNİN TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Böbrek kistleri ve tümörleri ancak ağrı ve sızı yaptığında fark ediliyor, o zaman da hastalığın ilerlemiş olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle 45 yaşından sonra check-up ile hem prostata hem de böbrek kistleri ve tümörlerine bakılması öneriliyor.İçinde tümörleşme ya da iltihaplanma olduğunda veya bunlar aşırı büyüyüp organa baskı yaptığı zaman müdahale etmek gerekiyor. İyi huylu ve çok büyümüş kistler laparoskopik cerrahi ile, kötü huylu tümörler ise çok büyükse yine laparoskopik yöntemle böbreğin tamamı alınıyor. Daha küçük tümörlerde ise böbrek korunuyor, sadece tümör çıkartılıyor.

MESANE TÜMÖRLERİ

Son yıllarda görülme sıklığı artan mesane tümörleri genellikle orta ve ileri yaşlarda görülüyor. Sigara kullanımı mesane kanserinin bilinen en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Risk sigara içilen süre ve kullanma miktarı ile doğru orantılı olarak artıyor.

MESANE TÜMÖRLERİNİN BELİRTİLERİ

Mesane kanserinin en sık bulgusu ağrısız, idrarda kanama oluyor. İdrar yaparken yanma, sık sık idrara çıkma ve idrar yaparken ağrı diğer belirtileri olabiliyor.

MESANE TÜMÖRLERİNİN TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Mesane tümörlerinin tanısında idrar tahlili, ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi kullanılıyor. Kesin tanı idrar torbası endoskopisi ve alınan örneğin patolojik incelemesi ile konuluyor. Bu sırada tümör dokusu mümkünse tamamen kesilip, dışarı alınarak da tedavi sağlanabiliyor. Eğer hastalığın evresi uygun ise düzenli aralıklarla endoskopi yapılarak takip ediliyor. Daha ileri evre hastalarda idrar torbasının tamamen alınması gerekebiliyor. Bazı hastalarda ise kemoterapi ve radyoterapi uygulanıyor.

PROSTAT HASTALIKLARI

Bir üreme organı olan prostat her erkekte 40’lı yaşlardan itibaren büyümeye başlıyor. Ailesinde prostat hastalığı olan erkeklerde büyüme daha erken başlayabiliyor ya da daha hızlı ilerliyor. Prostatın içinden idrar yolu geçtiği için, prostat büyümesi bu yolda sıkışıklığa neden oluyor. Prostat iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki türe ayrılıyor.

PROSTAT BELİRTİLERİ

Prostat hastalığında en sık görülen şikayetler idrara sık çıkmak, yaparken zorlanmak, çatallı ve kesik kesik idrar yapmak ile yaptıktan sonra bitirememiş hissi oluyor. Gece tuvalete kalkmayan erkeklerin 40 yaşından sonra kalkmaya başlamaları da belirtiler içinde yer alıyor.

PROSTAT HASTALIĞININ TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Doktora başvurulduğunda prostatın iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu tespit etmek için önce PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi ve işeme testi yapılıyor. Ultrason ile prostatın büyüklüğü ve anatomisi değerlendiriliyor. PSA sonuçlarının belli bir seviyenin üstüne çıkması durumunda elle muayene gerekiyor. Ele gelen bir sertlik varsa biyopsi alınarak patolojiye gönderiliyor. Ancak PSA’nın yüksek olması her zaman kötü huylu olduğunu göstermiyor. İyi huylu büyüme tespit edilirse ve hastanın şikayeti hafifse sıvı düzenlemesi, daha ileri durumda ise ilaç tedavisi veriliyor. Hasta idrarını yapamıyorsa, ciddi enfeksiyon ve kanama varsa cerrahi tedavi gerekiyor.Prostat cerrahisinde laparoskopi ve endoskopik lazer yöntemleri kullanılıyor ve bu sayede hasta en fazla bir gün hastanede kalıyor. Çok büyümüş olan prostatlarda robotik cerrahi de kullanılıyor. Kötü huylu prostat büyümelerinde ise evreleme yapılıyor ve çoğunlukla erken yakalanıyor. Bazı hastalarda hiçbir şey yapılmadan bekleme şansı bulunuyor. Sıklıkla laparoskopik ya da robotik cerrahi ile ameliyat yapılıyor. Radyoterapi, bazı hastalarda tedavi seçeneği olabiliyor.

ELLE MUAYENE DÖNEMİ BİTİYOR MU?

Yeni geliştirilen Esomed prostat kanseri erken tanı sistemi ile artık hastanın soyunmasına gerek kalmadan, giysilerinin üzerinden tarama yapılabildiğini ve bu sistem ile elle muayene zorunluluğu ortadan kalkıyor. Gerçekten kötü huylu bir tümör varsa bu yöntemle yakalama oranı oldukça artıyor. PSA tahlili düşük olup elle muayene yaptırmayan hastalarda da kötü huylu tümöre rastlanabiliyor ve bu tarama sayesinde onlar da atlanmamış oluyor. Esomed prostat kanseri erken tanı sistemi, parmakla rektal prostat incelemesini yüzde 90 oranında azaltacağı öngörülüyor.