Fatih Altaylı: Bir yolunu bulup Suriye vatandaşlığı almaya çalışacağım
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Türkiye'deki Suriyelilerin demokratik haklardan sonuna kadar faydalanabildiğini ileri sürerek "Esad ile birkaç kez görüşmüşlüğüm, sohbet etmişliğim var. Belki bir torpil yapar ve beni Suriye vatandaşlığına aldır" dedi.
Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, Türkiye hükümetinin Suriyeli sığınmacılarla ilgili izlediği politikayı eleştirdi.
“Karar verdim. Yarından tezi yok Suriye’ye gideceğim. Bir yolunu bulup Suriye vatandaşlığı almaya çalışacağım. Bildiğim kadarı ile Suriye’de 100 bin doları bas vatandaşlığı kap uygulaması yok. Türkiye’den ipini koparıp gelenleri, istisnai Suriye vatandaşı yapan bir uygulamaları da yok” diyen Altaylı, şöyle devam etti:
“Ama devlet başkanları Beşar Esad ile birkaç kez görüşmüşlüğüm, sohbet etmişliğim var. Belki bir torpil yapar ve beni Suriye vatandaşlığına aldırır.
‘TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER GİBİ DEMOKRATİK HAKLARDAN FAYDALANMAK İSRİYORUM’
Bunu niye mi istiyorum. Yok yok bir süredir dünyada yayınlanan ve herkesi Suriye’yi gezip görmeye davet eden Suriye reklamlarının etkisinde kalmadım. Niyetim başka. Suriye vatandaşlığı alıp, Türkiye’ye Suriyeli göçmen olarak geri geleceğim. Çünkü ben de Türkiye’de geçici koruma statüsü altında bulunan Suriyeliler gibi demokratik haklardan faydalanmak istiyorum.
‘TÜRK VATANDAŞI OLARAK HÜKÜMETİN EKONOMİ POLİTİKALARINI TENKİT ETMEYE KALKSAM BAŞIMA GELMEDİK İŞ KALMAZ’
Bakın şimdi ben bir Türk vatandaşı olarak sokağa çıkıp hükümetin ekonomi politikalarını tenkit etmeye, bu politikalar karşısında hakkımı aramaya kalksam başıma gelmedik iş kalmaz. Terörist ilan edilirim, yabancılarla işbirliği yapmakla itham edilirim, dış güçlerin adamı olmakla itham edilirim, Henri Barkey ile ilişkim olduğu bile söylenir.
‘SURİYELİ İSEM İZİNSİZ GÖSTERİ, İZİNSİZ YÜRÜYÜŞ SERBEST’
Ama eğer Suriyeli isem hiç sorun yok. İstediğim gibi demokratik haklarımı arayabilirim. İzinsiz gösteri serbest. İzinsiz yürüyüş serbest. İzinsiz toplantı serbest. Bağırıp çağırıp toplu halde slogan atmak serbest. Hele hele ülkenin dış politikasındaki değişiklikleri beğenmiyorsam daha da öteye gidebilirim. Dışişleri Bakanı'nı tehdit edebilirim. Türkiye’ye yöneten zihniyete küfür edebilirim. (…)”
