Sırrı Süreyya Önder’in Kızından Yürek Burkan Baba-Kız Hikayesi! Bilinmeyenleri Satır Satır Anlattı
Hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder’in Ceren Önder Kandemir, babasının ölümünün ardından duygulandıran bir yazı kaleme aldı. Kandemir, babasıyla olan hikayesini anlattı. İşte Önder’in kızından yürek burkan satırlar…

Kalp rahatsızlığı sonrasında yoğun bakımda tedavi altına alınan ve 18 gün sonra hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, t24’te ‘Güle güle canım benim’ başlıklı bir köşe yazısı kaleme aldı.
‘Hiç komik olmayan bir şakaya benziyor bu yazının başına oturuşum’ diye belirten Kandemir, babası için duygusal cümleleri köşesine taşıdı.
Babasının yazdığı yazılara ilişkin süreçlere değinen Kandemir, şunları söyledi: Yazmasının arkasında birden fazla motivasyon vardı. Birincisi, çok sevdiği dostlarının yapıtlarının ağız tadıyla değerlendirilmediğini düşünmesiydi. İkinci motivasyonu özlem ve sıkıcılığın reddi.
‘NE BULSAK ONU YEMEKTEYİZ’
Babasının sinema yazmak üzere başladığı serinin taziye evine dönüşmeye başladığını ifade eden Kandemir, ‘Yaşam kadar ölümlerin de hakkını vermek isteğiydi bu’ dedi.
Deterjan işi yaparken babasının Beynelmilel’i yazmasının ardından yaşadıkları sürece de değinen Kandemir ‘Baba-kız baş başa yaşamaktayız. Ne bulursak onu yemekteyiz, akşamları kahvaltı etmekteyiz. Ama mutluyuz orası kesin. Yine de bocalıyoruz, evin düzeni temizliği, formalarımın durumu hak getire. Sınıftaki çiçek gibi ütülü ve örgülü kızlara özeniyorum. Arada yardım için işe gelip giden ablalar oluyor ama bazen paramız bittiği için, bazen de ikimiz de yalnızlığımızı sevdiğimiz için beceremiyoruz, sürdüremiyoruz yardım almayı. Ceren ben çocuk bakmayı bilmiyorum, ihtiyacın olan her şeyi senin açıkça söylemen lazım” diyor. Söylüyorum, çırpınıyor ve yapıyor.
'SENARYO FİKRİ ORTAYA ÇIKIYOR'
Bir gün “Konuşmamız lazım” diyor bana. “Ben işi bırakıp kitap yazacağım. Kitabın ismi “O tozlar, bu çamurları getirdi” olacak. Bölümlerden oluşuyor, bir bölümünün ismi de “Beynelmilel.” Beynelmilel’i senaryolaştırma fikri çıkıyor ortaya. 60 yaşına geldiğinde bile Barış Hoca’dan, Elif Ayan’dan, Senaryo Stüdyosu’ndan bahsederken gözünde beliren parıltı, başka hiçbir ışığa benzemiyor.
'OKUYOR AĞLIYORUM'
Aylar aylar geçiyor. Babam Sezen Aksu’ya bir mektup yazıyor. Mektupta elbette önce bir hikâye anlatıp finalde konuyu Sezen Aksu’nun Beynelmilel’de oynamasını isteyişine bağlıyor. O iş olmuyor ama başka bir şeye vesile oluyor. Yazdığı mektubu bana sesli okumasına. Okuyor, ağlıyorum. Ağladığımdan emin olunca “haydi bir kahve yap bana.
Kaynak: T24