Necip Hablemitoğlu Davasında 'Kimlik Tespiti' Talebine Ret

Necip Hablemitoğlu cinayeti davasında, Hablemitoğlu’nu takip ettiği ve Eskişehir’deki konferansta da oldukları anlaşılan 3 kişinin Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne sorularak kimliklerinin tespit edilmesi talebi reddedildi. Mahkeme, duruşmayı 20-24 Ekim tarihlerine ertelendi.

Necip Hablemitoğlu Davasında 'Kimlik Tespiti' Talebine Ret
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun 18 Aralık 2002'de öldürülmesine ilişkin davaya Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Duruşmada tutuksuz sanıklar Levent Göktaş, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Aydın Köstem ve Mehmet Narin ile taraf avukatları hazır bulundu. Davanın tek tutuklu sanığı Nuri Gökhan Bozkır ile başka davadan hükümlü Enver Altaylı da cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı.

Duruşmada ilk olarak söz alan Hablemitoğlu’nun avukatı Ersan Barkın, Hablemitoğlu’nu suikasttan hemen önce alışveriş yaptığı Ankara’daki bir mağazada takip eden üç kişinin, Hablemitoğlu’nun suikasttan 4 gün önce Eskişehir’deki Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) konferansında da bulunduklarını belirtti.

'DOSYAYI FAİLİ MEÇHUL BIRAKMAYALIM'

Avukat Ersan Barkın, bunun siyasi bir cinayet olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

“Cinayeti siyasi suikast haline getiren şey mağdurun politik kimliği ve onu hedef alanların siyasi saikleri. Hedefleyenlerin o dönem kimi devlet aygıtını elinde tutanların kimlikleri olayı siyasi bir cinayete sokuyor. Davanın ikinci yılında ortaya çıkan 3 yeni şüpheli ve bu şüphelilerin Migros’ta ve konferansta tespit edilmesi söz konusu kişilerin bu olayda olduğuna ilişkin şüpheler yarattı.

Bu soruşturma sonucunda verilen takipsizlik kararı, firari ve burada olmayan bazı sanıklarla ilişkili olduğunun delilleri var. Bu 3 kişi saptanmadığı sürece bu davada karar verilmesi vicdanları rahatlatmayacak. Tetiği çeken, bu olayı organize edenlerin bulunmasını istiyoruz biz. Hablemitoğlu dosyasını faili meçhul bırakmayalım. Bu yüzden KYOK kararına itiraz ettik."

MÜTALAA İÇİN SÜRE TALEBİ

Ersan Barkın’ın ardından Cumhuriyet Savcısı dosyada incelenmesi gereken bir başka husus olmadığını ifade ederek esas hakkında mütalaanın hazırlanması için süre istedi. Ayrıca Savcı, tutuklu sanık Nuri Gökhan Bozkır’ın tutukluluk hallerinin devamına ve adli kontrol tedbiri bulunan sanıkların da tedbirlerinin aynı şekilde devamını talep etti.

Necip Hablemitoğlu Davasında 'Kimlik Tespiti' Talebine Ret - Resim : 1

'ÜÇ ŞÜPHELİ YAKALANIRSA HER ŞEY ANLAŞILACAK'

Duruşmaya katılan sanık Levent Göktaş da savunmasında Eskişehir konferansında ve Migros markette tespit edilen 3 kişinin görüntülerinin net olmasına rağmen kimliklerinin tespit edilmemesine ilişkin ''İçişleri Bakanlığı’nın ‘Kapan’ sisteminden sorulması gerek. Bu sistem anında kimlik bilgilerini verir. Tevsii tahkikat talebimiz var çünkü bu 3 şüpheli yakalanmadı. Bu 3 şüpheli yakalanırsa her şeyin daha da anlaşılacağını düşünüyoruz'' dedi.

Göktaş’ın ardından SEGBİS üzerinden duruşmaya katılan tutuklu sanık Nuri Gökhan Bozkır, dava kapsamında en az ceza kendisi hakkında istendiğini ancak tek tutuklunun da kendisi olduğunu belirterek,''Cezanın yatarının bile bittiği davada hala tutukluyum. Hiçbir görüntüde yokum, HTS kayıtlarına göre maktulle zamansal ve mekansal birlikteliğim yok. Temmuz ve Eylül tarihleri arasında 74 gün Su Altı Komutanlığı’nda eğitimdeydim. BankAsya’da hesabı olanlar bu dosyada dışarıdayken savcının benim tutukluluğumu istemesi de benim için şereftir'' diye konuştu.

'İDDİANAME DELİLLERLE ÖRTÜŞMÜYOR'

Tutuksuz sanıklardan Ahmet Tarkan Mumcuoğlu’nun avukatı Mehmet Eren Turan da şu ifadeleri kullandı:

“Hukuk sistemimizde kimliği tespit edilemeyen failler hakkında takipsizlik verilemez. Ancak savcılık makamı acele bir şekilde takipsizlik kararı vermiştir, etkin bir soruşturma yürütmemiştir. Tanıklara neden bu 3 kişi hiç sorulmadı? O dönem Cinayet Büro’da görevli olan polis Taner Topsakal’ın cinayet günü görevli olmadığı halde etrafta bazı polis memurlarının HTS kaydını tespit ettiklerini söylemesine rağmen neden hala Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne bu kişiler sorulmuyor? Teşhis ederler, buradaki sanıklar suçsuz çıkar diye mi korkuyorsunuz? Toplanan deliller bizi bu iddianameye ve huzurdaki şüphelilere götürmüyor. Varlığı tespit edilmiş kişileri savcılığın araştırma gayretine girmemesini anlamıyoruz. İnsanlar delilsiz müebbet hapis ile cezalandırılmasının istenmesi bu kadar kolay mı? Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılarak bu 3 kişinin o dönem emniyette görev alıp almadıklarının sorulmasını talep ediyoruz.

Zihni Çakır’ın twitleri ile soruşturma başlatırken tespit edilen 3 kişi hakkında soruşturma başlatmayacak mısınız? Abdurrahman Şimşek’e, Zihni Çakır’a gizlilik kararına rağmen dosya veriyorsunuz Sayın Savcım. Bunları rahatlıkla söylüyorum çünkü hepsi kayıtlı. Şu dosyada en önemli kişiler araştırılmamış şimdi de kendi delillerinizin toplanmasından vazgeçiyorsunuz. Bu davanın konusu artık bu iddianameyi aşmıştır. Dosyadaki delillerle örtüşmeyen bir iddianamedir bu. Müvekkilimin adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını istiyoruz.''

'DAVADAKİ EN BÜYÜK ENGEL SAVCISI'

Tutuksuz sanık Levent Göktaş’ın avukatı Ali Soykan da görüntüleri tespit edilen 3 kişi hakkında verilen KYOK kararına tepki gösterdi ve ''Bu davanın önündeki en büyük engel iddia makamında oturan Savcı Zafer Ergün’dür. Savcı Zafer Ergün o makamda oturana kadar biz asla bu dosyanın aydınlatılacağını düşünmüyoruz. Biz Ergün’ün kendi eliyle dosyadan çekilmesini yoksa da bu talebimizin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSK) iletilmesini istiyoruz. Savcı bu dosyada tarafsız değildir. Hem iddianameyi yazıp hem de duruşmada savcı olması tarafsız olmadığının en büyük kanıtıdır. Ayrıca Savcı pek çok bilgi ve belgeyi mahkemeden saklamış ve mahkemeyi yanıltmıştır. Sayın Hakim siz de buna rağmen bu durumu HSK’ya bildirmiyorsunuz. Biz ayrıca görüntüsü tespit edilen 3 kişinin mahkeme huzurunda Tamer Topsakal’a sorulmasını ve adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını istiyoruz” dedi.

DURUŞMA 20 EKİM'E ERTELENDİ

Tutuklu sanık Nuri Gökhan Bozkır’ın avukatı Hacer Ural da FETÖ'nün o dönem Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bir operasyon yapmak istediğini dile getirerek, şunları söyledi:

''Bu operasyonu da Hablemitoğlu suikastı ile yaptı. Gazeteciler Zihni Çakır ve Abdurrahman Şimşek dosyaya dahiller. Dosya Zihni Çakır’ın iddiaları üzerinden kuruluyor. Huzurdaki sanıkları ilk defa Abdurrahman Şimşek zikrediyor ve bunun ardından soruşturma başlatılıyor. Gazeteciler bu dosyada savcılığın kolluğu gibi davranıyor. Abdurrahman Şimşek, 'Bu röportajı haber için yapmadım. Savcı Yüksel Kocaman’a götürmek için yaptım' deme cesaretini nereden buluyor.''

Avukatların savunmalarının ardından Mahkeme Heyeti ara kararı açıkladı. Buna göre, firariler Ali Serhat Ilıcak ve Mustafa Özcan yönünden davanın sürüncemede bırakılmaması için dosyalarının ayrılmasına karar verildi. Hablemitoğlu’nu takip eden 3 kişinin kimliğinin tespiti hakkındaki talepleri reddeden mahkeme, tutuklu sanık Bozkır’ın tutukluluk halinin ve adli kontrol uygulanan sanıkların da adli kontrollerinin devamına karar vererek sonraki duruşmayı 20 - 24 Ekim tarihlerine erteledi. Ayrıca 19 Eylül’de de Bozkır’ın tutukluluk incelemesinin yapılacağını bildirdi.

Kaynak: ANKA

Etiketler
Necip Hablemitoğlu Dava