Deprem üretebilecek fay hatlarını açıklayan yer bilimci Aysun Aykan: '24 kent ve 80 ilçe deprem bekliyor!'

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan, çok önemli açıklamalarda bulundu.

Deprem üretebilecek fay hatlarını açıklayan yer bilimci Aysun Aykan: '24 kent ve 80 ilçe deprem bekliyor!'

Habertürk'ten Alper Uruş'a konuşan Aykan, yurt genelinde Düzce, Erzurum ve Konya'da yaşanan 5 büyüklüğündeki depremler, Türkiye'nin deprem gerçeğini istemesek de hatırlattı. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan'ın açıklamaları şöyle:

"24 KENTİMİZ 80 İLÇEMİZ FAY HATTINDA"

"Ülkemizin önemli bir bölümü deprem tehlikesi ve riski altındadır. Türkiye Diri Fay Haritası'na bakıldığında; 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip yaklaşık 500 diri fay bulunmakta. Şu an ki yapılan çalışmalara göre şehir merkezinden diri fay geçen kent sayısı 24 olmuştur.

RİSK ALTINDAKİ KENTLERİMİZ

Risk altındaki bu iller; Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Bolu, Sakarya, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Burdur, Kütahya, Eskişehir, Konya, Aksaray, Tokat, Kayseri, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Erzurum, Erzincan, Hakkari ve Bingöl'dür. 24 kentimizin yanı sıra, 80'i aşkın ilçemiz de doğrudan fay hatları üzerindedir.

"ZON ÜZERİNDEKİ YAPI HASAR GÖRECEKTİR"

Bu fayların kırılması durumunda ilk önce fay zonu üzerindeki yapılar zarar görecektir. Bu faylardan özellikle kırılma zamanı gelmiş olanların yani sismik boşluk olarak tanımladığımız, yerleşim yerlerinden geçenler büyük risk oluşturmaktadır.

"4 NOKTAYA DİKKAT ETMEK GEREKİYOR"

Türkiye'de yaklaşık 20 yerde deprem üretme olasılığı olan fay var. Bunlara sismik boşluk diyoruz. Kırılma zamanı gelmiş, yeterli derecede gerilim birikmiş, her an kırılabilecek fay parçaları.

Bilimsel çalışmaların, özellikle Kuzey Anadolu Fayı başı olan Bingöl ve Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içerisinden geçen kısmı ile, Balıkesir, Kahramanmaraş taraflarının yakın gelecekte deprem olacağı yönünde olduğunu gösteriyor, buralara dikkat edilmesi, hazırlık yapılması gerekiyor.

"YEDİSU FAYI 7.5'LİK DEPREM ÜRETEBİLİR"

Yapılan çalışmalara göre, Bingöl-Erzincan bölgesinde bulunan Yedisu Fayı’nın 7.5 büyüklüğe kadar deprem üretme potansiyeline sahip olduğu biliniyor. Yedisu Fayı üzerindeki deprem tekrarlanma periyodunun, geçmiş depremler de göz önünde bulundurulduğunda yaklaşık 245 ± 55 yıl olduğu düşünüldüğünde, en son meydana gelen 1784 depreminden bu yana 236 yıl gibi bir zaman geçti.

"MARMARA'DAN SONRA EN RİSKLİ BÖLGE"

Bu sonuca bakarsak, fay yakın gelecekte kırılabilir. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) üzerinde, Marmara Denizi içinde var olan sismik boşluktan sonra en riskli bölge olan Yedisu Fayı'nın sismik aktivitesinin dikkatle takip edilmesi önem taşımaktadır. Doğu Anadolu Fayı, yakın zamanda deprem üretme olasılığı olan faylar sınıfında değerlendiriliyor.

"GÖLBAŞI- TÜRKOĞLU SEGMENTLERİ"

Özellikle Kahramanmaraş'ta, Gölbaşı ve Türkoğlu segmentleri üzerinde yapılan paleosismoloji çalışmalara göre; yaklaşık 900-1000 yıldır yüzey faylanması oluşturan büyük bir depremin olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle Gölbaşı- Türkoğlu fay parçasının yakın gelecekte deprem potansiyeli çok yüksek bir sismik boşluk konumunda olduğu söylenebilir.

"BALIKESİR'İ 7.2 TEHDİT EDİYOR"

Ülkemizde özellikle Bingöl çevresi, Kahramanmaraş, Hakkâri- Yüksekova, Malatya, Antakya, Adıyaman, Erzurum, Ağrı, Aydın, Denizli, Muğla taraflarındaki faylar sismik boşluk olarak yani yakın gelecekte deprem üretme olasılığı olan faylar sınıfında değerlendiriliyor.

Benzer şekilde Balıkesir il merkezinden geçen 7.2 büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip Balıkesir- Gökçeyazı segmenti 2 bin yıldır kırılmayan bir parçadır. Özellikle buranın da tehlikesine dikkat çekmemiz gerekiyor.

Bütün faylarda paleosismoloji çalışmaları yapılmadığı için diğerlerini kesin bilemiyoruz.

"ZAMANINI MAALESEF SÖYLEYEMİYORUZ"

Türkiye'nin birçok yerinde deprem üretme zamanını doldurmuş ve yeterli gerilimi biriktirmiş faylar var. Yapılan çalışmalara göre, sismik boşluk olarak değerlendirilen faylar, yakın bir gelecekte tekrar deprem olacağını gösteriyor; fakat depremin tam zamanını bilemiyoruz.

"MARMARA'DA 7.6 BÜYÜKLÜĞÜNDE OLABİLİR"

Marmara'da mutlaka büyük bir deprem olacak. Büyüklüğü 7.6 olabilir. Bu deprem, 28 milyon kişiyi etkileyecek ve depreme hazırlıksız yakalanılması durumunda da büyük bir kaos yaşanabilir.

"KAF, DÜNYANIN EN AKTİF FAYLARINDAN"

Marmara bölgesinde 1900-2015 yılları arası 4 ve üzeri büyüklüğüne sahip 500’ün üzerinde deprem meydana geldiği belirlenmiştir. İstatiksel olarak son yüzyılda 15 büyük deprem meydana getirmiş olan Kuzey Anadolu Fayı'nın (KAF) dünyanın en aktif faylarından olduğu bilinmektedir. Bu depremlerin karadaki toplam yüzey yırtılmasının, 1100 km’ye ulaştığı biliyoruz.

"KUZEY KOLUN AKTİVİTESİ YÜKSEK"

Bu 15 depremden 7 ve üzeri büyüklüğe sahip, 1999 Düzce Depremi de dahil 6’sı, Marmara Bölgesi'nde uzanan parçalarda meydana geldi. Tarihsel deprem kayıtlarına bakıldığında, MS 1 ile MS 1899 arasında bölgede toplamda 600 civarında deprem gerçekleştiğini fakat bunların 38’inin büyüklüğünün 7.0’den fazla olduğunu ve bölgeyi etkilediği bilgisi mevcut. Tarihsel ve aletsel deprem kayıtlarının yaklaşık dağılımına bakıldığında kuzey kolun aktivitesinin en yüksek olduğu görülmektedir.

"10 YIL İÇİNDE OLMA OLASILIĞI YÜKSEK"

Marmara Denizi içinden geçen kuzey koldaki deprem dağılımları ise en son depremlerin 1509 ve 1766 yılında gerçekleştiğini, 200–250 yıllık dönüş periyotları olduğu düşünüldüğünde bu alanın bir sismik boşluk olduğu yani kırılma zamanı geldiği görülmektedir. Ulusal ve uluslar arası yapılmış çalışmalara göre; 1999 Depremi'nden sonra 30 yıl içerisinde % 65 ihtimalle 7’den büyük maksimum 7.6 büyüklükte bir depremin Marmara Denizi'nde olacağı yönündeydi. Bu süreden 20 yıl geçtiğini düşünürsek, 10 yıl içinde olma olasılığı yüksek.

"BU DEPREM TÜRKİYE'Yİ ETKİLEYECEK"

Burada olacak büyük bir depremde, Marmara Denizi'ne kıyısı olan tüm iller; İstanbul, Balıkesir, Bursa, Yalova, Çanakkale, Kocaeli, Tekirdağ ağır bir şekilde etkileyecektir. Marmara Bölgesi, nüfus yoğunluğu, sanayi, ekonomi, tarihsel birikim bakımından en yoğun olan bölgedir. Bu yüzden bu deprem tüm Türkiye’yi etkileyecek ve Türkiye’nin ekonomisine zarar verecektir.

"DEPREM YÖNETMELİĞİ VE YAPI DENETİMİNE DİKKAT EDELİM"

Depremden sonra geri getiremeyeceğimiz iki şey var: İlki can kaybı. İkincisi ise kaybolan tarihi ve kültürel varlığımız. Deprem yönetmeliğine uyulması ve yapı denetim ile can kaybını azaltabiliriz. Kültürel varlıkları onarmak uzmanlık gerektiren bir konu ve zor bir iş.

"TARİHİ YAPILAR İÇİN İSTİNAT YAPILMALI"

Çünkü bir tarihi yapıya ulaşıp o tarihi yapıyı güçlendirmeyi sağlayacak insan sayısı az ve izin alınması gereken merciler çok fazla. Bu konuya önem vermemiz gerekiyor. Tarihi yapıların etrafına koruyucu istinat yapıları vb. inşa edilebilir. Sadece İstanbul'da yaklaşık 17 milyon insan var ve tüm Marmara Bölgesi'ni saydığımızda 28 milyon kişi var.

"MARMARA'DA 6 MİLYON KONUT VAR"

İstanbul'da 4 milyon konut var. Marmara genelinde 6 milyon konut var. Türkiye'de 22 milyon konut var sadece 6 milyonu Marmara Bölgesi'nde ve bu çok fazla. Yaklaşık 50 bin bina çökebilir. Bazı hesaplara göre en az yaklaşık 500 milyar TL'lik ekonomik kayıp meydana gelebilir!

"OLASI KAOSUN ÖNÜNE ÖNLEMLE GEÇEBİLİRİZ"

Marmara Bölgesi’nin yıkıldığını düşünebiliyor musunuz? Hangi gelirle ayağa kaldıracaksınız? Hangi uzmanlıkla kaybolmuş, zarar görmüş kültürel varlıkları onaracaksınız? Bu depreme hazırlıksız yakalanırsak; Türkiye yardım için başka ülkelere muhtaç olabilir; bu da ülkemizi farklı sıkıntılara sokacaktır; dolayısıyla büyük bir kaos olabilir. Bu kaosun önüne ancak gerekli önlemleri alarak geçebiliriz.

"FAY HATTINDAKİ BİNALAR İÇİN 'SAKINIM BANDI' OLUŞTURMALI"

Türkiye’deki yerleşim alanlarının önemli bir bölümünün diri faylar üzerinde konumlandığı bilindiğinden, bu faylar üzerinde olası bir depremde yüzey kırığı nedeniyle gerçekleşecek olan can ve mal kayıplarını en aza indirmek için; yüzey kırığı oluşturacak diri faylar 1/5000-1/1000 ölçekli imar haritalarına işlenmeli ve fayın her iki tarafına "Sakınım Bandı" oluşturularak, bu alanda bina ve bina türü yapılaşmaya kısıtlama getirilmelidir."