Türkiye'nin en kanlı terör saldırısında karar duruşması

HÜSEYİN ŞİMŞEK/BİRGÜN- KESK, DİSK, TMMOB ve TTB tarafından 10 Ekim 2015 tarihinde düzenlenmesi planlanan Emek, Barış ve Demokrasi mitingi öncesinde Ankara Garı önünde IŞİD’in gerçekleştirdiği ve 103 kişinin yaşamını yitirdiği Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamının soruşturulduğu davada son grup duruşmalar yarın başlıyor. 7 Haziran 2015 tarihli seçimlerin ardından hükümetin kurulamaması ve erken seçim kararının ardından gerçekleşen, dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Saldırılardan sonra oyumuzda yükselme trendi devam ediyor” şeklinde tanımladığı katliamda yüzlerce yurttaş yaralanırken, birçoğu da hayatlarına en az birer uzvu eksik devam etti.

Dava Sincan’a nakledildi
Katliamın hemen ardından başlayan soruşturma sürecinde ise mülkiye müfettişlerinin “ihmal var” tespitine rağmen kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma yapılmadı. Acılı ailelerin kurduğu 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği mahkeme kararıyla kapatıldı. İki ayrı intihar saldırısı ile meydana gelen katliama ilişkin Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan yargılamada ise katliamla “ilgisi bulunan” 36 zanlı hakkında dava açıldı. Davanın karar duruşması ise yarın başlayıp Çarşamba gününe dek Sincan Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan duruşma salonunda gerçekleştirilecek. Ankara Adliyesi’nde yapılan duruşmalar, karar duruşmaları öncesinde, “güvenlik” gerekçesiyle Sincan’a nakledildi.

‘Beklentilerimizi karşılamadı’
Katliamda yeğenini kaybeden, kapatılan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nde Eş Başkanlık görevini yürüten İhsan Seylan, kritik karar öncesinde BirGün’e konuştu. Ülke tarihinin en büyük kitlesel kaybının yaşandığını ve bu katliamın yargılamasının hiçbir ailenin “yüreğine su serpmeyeceğini” ifade eden Seylan, “Yargılamalarda beklentilerimizin yarısı bile karşılanmadı” dedi.

Yargılanan 36 zanlının suçlu olduğuna emin olduklarını ancak kamusal sorumlulukla ilgili adım atılmadığını ifade eden Seylan, “En nihayetinde ülkenizin başkentinde bir katliam yaşanıyor. Tam 103 vatandaşınız hayatını kaybediyor fakat hiçbir kamu görevlisi yargılanmıyor. Davayı da hızla bitiriyorsunuz. Bu kabul edebileceğimiz bir durum değil” diye konuştu.

‘Dava yeterince konuşulmadı’
Katliamın ardından yaşadıkları acıları artıran bir diğer nedenin kamuoyunda davanın yeterince konuşulmaması olduğunu ifade eden Seylan, “Havuz ve anaakım medya davayı takip etmedi. Yargılama, apar topar bitiriliyor. Bir koşuşturmaca peşindeler. Yargılama süresince ortaya koyduğumuz hiçbir belge savcının mütaalasında kendisine yer bulamadı. Bu yargılamanın ne kadar üstün körü ve acele yapıldığını da gözler önüne seriyor” diye konuştu. Seylan ayrıca son grup duruşmalarda daha çok destek beklediklerini söyledi.