Bakan Şimşek’ten Ekonomi Mesajları: 'Enflasyon Hedeflerinde Tereddüt Yok'
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon hedefleri konusunda “kafamızda hiçbir tereddüt yok” diyerek kararlılık mesajı verdi. Küresel belirsizliklere rağmen yapısal dönüşüm ve dezenflasyon programına güçlü siyasi destek olduğunu vurguladı. Rezerv kaybına ilişkin konuşan Şimşek, “rezerv kaybının yüzde 58-60'ı offshore kaynaklı” dedi. Şimşek, "Koşullar TCMB'nin kuru önemli ölçüde yönettiği bir süreç gerektiriyor." açıklamasını yaptı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir canlı yayında ekonomiye ilişkin kritik açıklamalarda bulundu. Bakan Şimşek, yurt dışında yatırımcılarla yapılan temaslardan ekonomik programa, küresel belirsizlikten enflasyonla mücadeleye kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Uluslararası toplantılar kapsamında Washington ve New York’ta çeşitli temaslar gerçekleştirdiklerini belirten Şimşek, “IMF ve G20 toplantılarına katıldık. Bu görüşmeler oldukça verimli geçti” dedi. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşuyla yapılan birebir görüşmelerin yanı sıra, 60’tan fazla toplantıya katıldıklarını aktaran Bakan, “2 binin üzerinde yatırımcıya hitap etme imkânı bulduk” ifadesini kullandı.
ENFLASYON MESAJI
Yatırımcıların en çok merak ettiği konular arasında, programın siyasi gelişmelere karşı ne kadar dayanıklı olduğu ve küresel belirsizliklere Türkiye’nin nasıl tepki vereceği yer aldı. Şimşek, “Birincil önceliğimiz enflasyonu düşürmek” diyerek, programa olan güçlü siyasi desteğin altını çizdi. Ayrıca, vatandaşın gündeminde olan hayat pahalılığına karşı mücadelenin ve yapısal dönüşümün sürdüğünü vurguladı.
'TÜRKİYE DİRENÇLİ'
Bakan Şimşek, küresel ekonomideki yavaşlamaya dikkat çekerek, “Katıldığımız resmi toplantılarda en çok geçen kelime ‘belirsizlik’ti” dedi. "Belirsizlik sözcüğünün bu kadar kullanıldığı toplantıları ilk kez gördük. Risk ile belirsizliği ayırmak lazım. Risk ölçülebiliyor ve yönetilebiliyor. Bu belirsiz ortamda Türkiye’nin programı nasıl şekillenecek sorusu vardı. Belirsizlik içerisinde büyümenin yavaşlayacağı beklentisi de var." ifadelerini kullanan Şimşek, Türkiye ekonomisinin iç tüketime dayalı yapısı sayesinde, dış şoklara karşı daha dayanıklı olduğunu belirtti. “İhracatın milli gelirdeki payı yüzde 20, hizmetleri dahil ettiğinizde bile yüzde 30’un altında” sözleriyle bu yapının avantaj sağladığını ifade etti.
'REZERV KAYBI' AÇIKLAMASI
Son dönemde yaşanan rezerv hareketliliğine de değinen Şimşek, “Rezerv kaybının yüzde 58-60'ı offshore kaynaklı.” dedi. Fon çıkışlarından Türkiye'nin de etkilendiğini, ancak bu durumun geçici olduğunu ve “ortalık yatıştığında Türkiye’nin ciddi avantajlara sahip olduğu ortaya çıkacak” değerlendirmesini yaptı.
Küresel korumacılık eğilimlerine karşı Türkiye’nin avantajlı konumuna dikkat çeken Şimşek, Avrupa Birliği ile entegrasyonun derinleşebileceğini ve Balkanlarla mevcut ilişkilerin sürdüğünü aktardı. Türkiye'nin tedarik zincirindeki konumunun güçlendiğini belirterek, “Türkiye’ye tedarik anlamında fiyattan bağımsız ilave talep gelecektir” dedi.
YATIRIMLARA GÜÇLÜ DESTEK SÖZÜ
“Yatırım ayağını çok güçlü bir şekilde destekleyeceğiz” diyen Şimşek, özellikle yüksek teknoloji alanındaki yatırımların öncelikli olacağını söyledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın HIT 30 programının sürdürüleceğini, yeni teşvik sistemlerinin arz yönlü olarak devrede olacağını ekledi.
'ENFLASYON HEDEFLERİNDE TEREDDÜT YOK'
Enflasyonda yukarı ve aşağı yönlü birçok etkenin bulunduğuna değinen Şimşek, “Biz aşağı yönlü faktörlerin daha güçlü olduğu düşüncesindeyiz” ifadelerini kullandı. Enflasyon hedefleri konusunda kafamızda hiçbir tereddüt yok. Biz her gelişmeye yönelik rakam revizesine gitmeyiz. Bizim orta vadeli bir hedefimiz var, hedefe yönelik çalışırız." ifadelerini kullanan Bakan Şimşek, cari açığın da öngörülenden daha düşük gerçekleşeceğini belirtti.
'NET REZERVDE ARTIDAYIZ'
Şimşek, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Brüt rezervlerimiz 2023’ün ortalarında 98 milyar dolardı. Türkiye çok yol kat etti. 140 milyar doların üzerinde brüt rezerv var. Tabii ki bir rezerv kaybı söz konusu. Ancak net rezervde de artıdayız. Çünkü bu rezervleri içerdeki portföy tercihleri ve yurt dışı portföy yatırım kaynaklı biriktirdik.
Rezerv kaybının yüzde 58’i dış kaynaklı. 19 Mart sonrası da çıkış var. Sonrasında da çıkış var. Ancak bu son bir haftadır büyük oranda durdu. Hane halkımız ilk defa programa güvenin bir göstergesi olarak bu çıkışa ilgi göstermedi.
Bu rezerv bankacılık sisteminde duruyor. Vatandaşımızın talebi yüzde 7-8 civarı. Çok sınırlı oldu. Banknot talebi çok yüksekti. Şu anda tam tersi var, banknot arzı yüksek. Şu anda bir sorun yok çünkü dezenflasyon sürecinde bir sorun görmüyoruz.
'SORU İŞARETİ YOK'
Programa ilişkin soru işareti yok, dezenflasyonda sorun görmüyoruz. Koşullar TCMB'nin kuru önemli ölçüde yönettiği bir süreç gerektiriyor. Rezerv politikası da kur politikası da, TCMB'nin yönettiği bir alan. Doğru iş yapıyorlar çünkü biz programı önceliklendirdik. Enflasyonun düşüşünün devamı için TCMB doğru adımlar attı. Şu anda TL için piyasa Merkez’e gelmek zorunda. Faiz artırarak finansal koşulları zorlaştırdı.
Rezerv iç ve dış şoklara karşı bir tampon niteliği görüyor. Önümüzdeki dönemde cari açık azalacak, doğrudan yatırımlar artacak. Önümüzdeki 3 yılda 40 milyar doların üzerinde piyasa faizine göre çok daha düşük imkanlar alacağız. Türkiye’nin şu anda bir kaynak sorunu yok. Bizim bakış açımız şu. Kazanan herkes kazandığı ölçüde vergi vermeli. Önceliğimiz bir taraftan bütçe dengelerini iyileştirmek bir taraftan da dezenflasyonu sağlamak. 200'lükten daha büyük banknot Merkez Bankası'nın konusu."
Kaynak: AA