AKP'nin ekonomide son 20 yılı: Yoksullaştık

Erdoğan'ın "Türkiye Yüzyılı" vizyonunu tartışılırken, AKP'nin 20 yıllık iktidarında ülkenin ekonomisi tek kelimeyle özetleniyor: Yoksullaştık!

AKP'nin ekonomide son 20 yılı: Yoksullaştık

GERÇEK GÜNDEM - AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ikinci yüzyılına dair yeni program ve hedeflerin yer aldığı "Türkiye Yüzyılı" vizyonunu kamuoyuyla bugün paylaştı.

2023 seçimleri için son düzlüğe girilirken Türkiye, demokrasi ve temel haklar konusunda dünyanın çok gerisinde kaldığı gibi hemen hemen bütün ekonomik göstergelerde de yarış içinde olduğu ülkelerin çok arkasında yer aldı.

BÜYÜME RAKAMLARI VE EMEĞİN PAYI

Son 20 yılda AKP iktidarında yaşanan ekonomik gelişmelerle birlikte Türkiye ekonomisi 2022 ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyüdü. Ancak her ne kadar ekonomi büyüse de emekçi yoksullaşmaya devam etti.

Büyüme rakamlarıyla birlikte, gelir dağılımında büyük bozulma dikkat çekerken, emeğin büyüme içindeki payı 2022 ikinci çeyrekte yüzde 25,4'e geriledi. Emeğin payı 2020 ikinci çeyrekte yüzde 36,8 idi. Böylece sadece iki yılda işgücü ödemelerinin payında 11,4 puanlık bir azalma yaşandı. Buna karşılık sermaye kazançlarının payı iki yılda 11,1 puanlık artışla yüzde 42,9’dan 54’e yükseldi. Bu durum emeğin payında yüzde 31’lik bir azalma anlamına geliyor.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında (2. Çeyrek) işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payı yüzde 29,2 idi. Aynı dönemde işgücü ödemesi yapılanların sayısı (işçi, memur) 10,6 milyondu. 2022 yılı 2. Çeyrekte işgücü ödemesi yapılanların sayısı 21,6 milyona ulaşırken emeğin payı 25,4’e geriledi. İşgücü ödemesi yapılanların (ücretli emeğin) istihdamdaki payı 2002’de Yüzde 49,7 iken bu pay 2022’de yüzde 70,2’ye çıktı. Bir diğer ifadeyle yüzde 49,7’lik çalışan kesim 2002’de pastanın yüzde 29,2’sini elde ederken, istihdam içindeki payı yüzde 70,2’ye çıkan çalışanların 2022’de payı yüzde 24,5’e geriledi. İşgücü ödemesi alanların (ücretliler) istihdamdaki payını dikkate alarak hesabı yeniden yaptığımızda işgücü ödemelerinin 20 yılda yüzde 29,2’den yüzde 18’e gerilemiş olduğunu görürüz. Böylece AKP döneminde emeğin milli gelirdeki payı yüzde 38,4 oranında gerilemiş oldu.

Öte yandan TÜİK verilerine göre, Türkiye'de en zengin yüzde 10'luk dilimin gelirden aldığı pay son 7 yılda yaklaşık 2 puan artarak yüzde 28,9'dan yüzde 30,8'e çıktı. En zengin yüzde 10, en fakirden başlayarak toplam nüfusun yüzde 60'ı kadar geliri cebine koydu.

DOLAR VE ENFLASYON

Merkez Bankası'nın kur krizini tetikleyen 850 baz puan faiz indirimi ile politika faizini yüzde 10,5'e çekmesi enflasyonist baskıyı artırmaya devam etti.

Enflasyonist baskıların daha da artacağına ilişkin endişelerle yükselişe geçen dolar/TL, 18 TL bandını aşarken tüm zamanların rekorunu kırdı. Yıllık enflasyon ise eylül ayında yüzde 83,45'e yükselerek 24 yılın rekorunu kırdı.

3 Kasım 2002’deki genel seçimleri kazanan AKP iktidara geldiğinde, Kasım 2002 itibariyle yıllık enflasyon oranı yüzde 31,77 idi.

AKP 2002 yılı Kasım ayında iktidara geldiğinde dolar ise 1,5 liraydı.

BARINMA KRİZİ DERİNLEŞTİ

Avrupa İstatistikleri Ofisi'nin (Eurostat) 'Avrupa'da Ev Sahipliği ve Kiracılık Oranları' verilerine göre Türkiye, ev sahipliği oranında 38 ülke arasında sondan dördüncü sırada yer alıyor. Veriler, Türkiye'de ev sahibi olma oranlarının 2006-2020 yılları arasında giderek düştüğünü de ortaya koyuyor. Ülkede ev sahibi oranı 2020'de son 16 yılın en düşük seviyesine geriledi.

'Yaşam koşulları istatistiklerine' göre ise, “sızdıran bir çatı, nemli duvarları, zemin, temel veya pencerelerde çürümeler olan bir konutta yaşayan toplam nüfus” oranında Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında ikinci sırada yer alıyor.

ÖZELLEŞTİRME ŞAMPİYONU AKP

Üretimden uzaklaşan Türkiye, ekonomisini özelleştirme politikalarıyla büyüttü.

Son dönemde yap-işlet-devret programının öne çıktığı özelleştirme politikalarıyla birçok stratejik kurumun direkt yabancı şirketlere satışı da gerçekleşti.

Bu gelişmelerle 1986-2021 sonu itibarıyla Türkiye’de 70,8 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleştirildi.

Bu özelleştirmenin 62,7 milyar dolarlık kısmı 2021 yılının sonuna kadar AKP tarafından yapıldı.

CARİ AÇIK PATLADI

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın düşük faiz istemi ve üretim ve ihracatla birlikte cari fazla verilmesini öngören ekonomik planı da işe yaramadı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yayımladığı verilere göre, 2022 Ağustos ayında cari açık 3,11 milyar dolar oldu. Verilere göre ise, yıllık cari açık da 40,9 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Böylece AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana yıllık olarak sadece 2019’da cari fazla verildi. Cari açık, AKP’nin göreve geldiği 2002 yılında ise 626 milyon dolardı.

Öte yandan cari açık oranı 1990-2002 döneminde yıllık ortalama olarak eksi yüzde 0,5 civarındaydı, fakat bu oran 2003-2019 döneminde yaklaşık eksi yüzde 4.5 olarak gerçekleşti. Bu da yaklaşık 9 katı kadar daha kötü bir açık anlamına geliyor. 1990-2002 döneminde maksimum cari açık oranı (2000 yılında) yaklaşık eksi yüzde 3.7 iken, AKP’li yıllarda maksimum cari açık oranı (2011 yılında) bunun çok ötesinde, yaklaşık eksi yüzde 9,7 civarında. 1990’lı yıllarda cari açık (eksi 3.7, 1.9) aralığında dalgalanırken, bu oran AKP döneminde (eksi 9.5, 1) gibi daha geniş bir aralıkta dalgandı. Yani cari açığın hem düzeyi hem de volatilitesi yükseldi.

TÜRKİYE İLK 20'DEN DÜŞME SINIRINA GELDİ

Son olarak Türkiye 1990’da 19. sıradan dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasına girdi. 1999 yılında ise G-20 ligine davet edildi.

Son 20 yıllık AKP iktidarıyla birlikte IMF’nin Ekim 2022 tahminlerine göre, Türkiye ilk 20’den düşme sınırına geldi.

Etiketler
Erdoğan - Türkiye Yüzyılı Türkiye