Bergüzar Korel ve göz yaşartan tarih bilinci

KAYDA GEÇSİN

Hekimbaşı yalısına davetsiz misafir tanker girince , ki anlaşılan davetli giren çıkan çok zaten tarihi yalıya üzüldük elbette .

Böyle durumlarda ‘Aman mala gelsin , can’a gelmesin’ der bu ülkenin altın kalpli insanları .

Bergüzar Korel’de üzüntüsünü paylaşmış , çok da iyi etmiş biz sıradan insanlar arkasından ağıtlar yakılan Tarihi Yalı’nın nerelere kiralandığını öğrenmiş olduk Bergüzar Korel sayesinde.

Eşi Halit Ergenç ile başrolü paylaştığı ‘ Binbir Gece ‘ dizisine ev sahipliği yapan

yalının durumuna çok üzülen Korel ‘Tarihi bir yapıydı , adına filimler yapılmıştı . Biz de orada çok çekim yaptık .

Son halini görünce çok üzüldük , tarihi mirasımız gitti’ diyor.

Tarihi miras set diye kullanılır mı yahu ! Platolar niye kuruluyor , siz ki Arap yarımadasından Latin Amerika’ya nam salmış insanlarsınız bunu bilmez misiniz ?

Haliyle tarihimize karşı hassasiyeti ‘Vatanım sensin’ dizisinden zaten belli olan Bergüzar Korel’in tarihi yalıya karşı göz yaşartan bu hassasiyeti de beni ağlattı.

Yalıda set anıları da var , çünkü tarihi yalı ; hasta çocuğu için para karşılığı cinsel ilişkiye giren fedakar bir anneyi canlandırdığı Binbir gece’ isimli dizi için set olarak da kullanılmış .

Dizi bu çok farklı fedakarlık önermesi ile kamu yayıncılığında efsane olarak tarihe geçmişti .

Tarihi Yalı , şayet söylendiği tarihi önemdeyse , Dünya Miras Listesinde olması gerekirken , binlerce voltluk ışık , kabloların kullanıldığı çekim setlerinden canını kurtarmış ama bu sefer tanker girmiş.

Anladığım kadarı yalının yıkılan selamlık kısmı , diğer kısımları zaten gemi girmeden moleküllere ayrılmış , bahçe ayrı , diğer kısımlar ayrı ayrı el değiştirmiş.

Bu da tabii tarih bilincinin moleküllere ayrılabileceğini gösteriyor .

Esasen böylesi tarihi değerlerin tümüyle korumaya alınması gerekmez mi yanlız bu yalı değil pek çok tarihi yalı , bina için geçerli.

Parayı bastırıp yalı alıp kafasına göre restore edenler,

kat çıkıp , asansör ilave edip rıhtım genişletenler

bir tane de yetmez 4 tane birden alanların restorasyon öyküleri basınımızda durmadan yer alıyor.

Bergüzar Korel tarihi bir yalıda çekim yaparken hangi duygular içerisindeydi bilmiyorum ,

Belki ; ‘ Yahu burada çekim olur mu Allah korusun çok tehlikeli, ben bir sanatkar olarak buna evet diyemem ‘ dedi mi bilemem ,

Belki içinden geçirdi , belki geçirmedi , kimbilir belki de yalı yansaydı ondan sonra üzülecekti ,

Ya da yapımcıyı uyardı mı onu da bilmiyoruz ,ama tarih mirasına hassasiyeti olan bir star olarak burada çekim yaptırmam dememiş ki çekimler devam etmiş , öyle posta koyan bir star değil !

Posta koymayan star mı olur , bizde oluyor demek .

Böyle bir kazadan sonra devletimiz bütün tarihi değerlerimize yaptığı gibi elbette orijinaline uygun restorasyon yaptırır. Gücü vardır .

Dünyanın her yerinde kültür mirasımız için Tika neler yapıyor .

Mutlaka yalıların planları vardır , Avrupa’da savaşta koskoca şehirler bombardıman edildi yok oldular , yerine eskilerini aratmayanları üstelik orijinallerine uygun yapıldı , biz mi yapamıyacağız .

Ancak bu gibi yapıların restorasyon, bakım , güvenliği , korumaya alınması prensipleri esas mesele , devlet nasıl sahip çıkar milli , tarihi varlıklarına belki bu gözden geçirilmeli .

Tarihi eseri tamir ettir sonra setlere kiraya , yok otel, balık restoranı

olacak iş mi ?

Müze işlevleri dışında dikkatle konuşlandırılan hediyelik eşya, kafe , restoran düzeneği , üstüne titrenen eserin güvenliğine tehdit olmayacak şekilde tasarlanıyor dünyada .

Yoksa ,

İstanbul’un patlıcan yangınlarında çok köşk yalısı gitti hep yenisi yapıldı.

Bu bakımdan üzülme Güzel Bergüzar , asıl o setlerde nasıl bulundun sen ona üzül , ya gemi girseydi ?

Yoksa , İnebahtı yenilgisi sonrası ne der Sokullu : ‘Bütün donanmanın demirlerini gümüşten , halatlarını ibrişimden , yelkenlerini Atlas’dan yapabiliriz.

Mesele devletin önce yalılara sahip çıkması , elbette mülkiyet hakkı güvencededir ancak kimi yalılar tarihsel konumları itibariyle müzeleştirilemiyorlarsa yazık.

Bergüzar bu arada Arap pazarıyla ilgili daralmayı önemsemiyor , Latin ülkelere güveniyor, vallahi sizin diziyle aynı yıllarda yaptıkları bir filim Uruguay, Fransa, Brezilya ortak yapımı ‘ Papanın Tuvaleti ‘ aklıma geldi , Cannes’de 2 adaylık çeşitli festivalleden ödülle dönen bir filimdi , Latin Amerika sineması, bir nefeste 50 filim sayarım , kasıp kavuran bir dinamizde o filimleri izleyenler Cihangir’e seni görmeye geliyorlar mı bilmem, ama size yetişmek için Latin Çocuklar bayağı iyi çalışıyorlar sen dizilere pek pek güvenme .

Durumu Saygıyla Kayda Geçirdik elimizden Gelen budur.

necefugurlu@gmail.com