Size yalan söylüyorlar

Yapılan ya da yapılmayan ile söylenen arasında çok fark var. Zaten biz bu farka istatistikte hata payı, gerçek hayatta da yalan diyoruz. Size yalan söylüyorlar!

Depremin yaralarını sarmanın çok uzun yıllar alacağını belirterek başlayalım yazımıza…

Hayal edilemeyecek bir alanda gerçekleşen yıkımın yapılacak planlama ile maliyeti hakkında daha çok konuşacak ve konunun hem sosyal hem de ekonomik yönlerini sıklıkla tartışacağız.

Öte yandan, şimdi tartışmamız gereken belki de en önemli konu bizi yönetenlerin yaydığı, devlet kuvvetini de kullanarak halka sundukları dezenformasyondur.

Öyle böyle değil…

Planlı, büyük enerji ve para harcanarak yapılan yanlış yönlendirmeler, uydurulan hikayeler; hepsi var içinde.

Bunların birkaç can alıcı örneklerini vererek açıklayalım. Açıklayalım ki önümüzdeki dönemde fakültelerde ders, ileride devleti yöneteceklere de bir tecrübe olsun.

YALAN VE SUÇLAMA AYNI KAREDE

Depremin daha ilk dakikasında memleketim Maraş ile sürekli temasta oldum. Bu temas şu yazıyı kaleme alana kadar da bir dakika olsun kesilmedi.

Başta Maraş’ta yaşanan süreç olmak üzere bölgede meydana gelen çoğu gelişmeden de dakikası dakikasına haberdar oldum.

Ortada çok büyük bir yalan var…

Sözü fazla uzatmadan sıralayalım bunları:

1. Ulaştırma Bakanımızın daha ilk günden beri söylediği tüm yolları açtık beyanı tamamen gerçek dışıdır. Nereden mi biliyorum… Bunu kanıtlayacak tüm 7/24 videolar bölgeye hemen ulaşan gazetecilerde mevcut,

2. AFAD Maraş’a, daha doğrusu ana cadde olan Trabzon Caddesi’ne 3 gün gelemedi, gelmedi. Ondan sonra da bir şey yapmadı zaten.

3. Gazeteciler depremin 23. saatinde Maraş’ta oldular. Dahası Rize’nin maden işçileri Rize Belediyesi’nde istedikleri araç verilmeyince, Rize Spor’un ayarladığı otobüs ile ikinci gün Maraş’ın Trabzon Caddesi’ne gelip çalışmalara başladılar. Bu ekipten bağımsız olarak Rize Off-Road Takımı da kendi araçları ile şehre geldiler (kendilerine çok teşekkür ediyoruz),

4. Hükümet hala ortada yoktu…

5. İngiltere ve Almanya’dan Pazarcıklı vatandaşların gönderdiği yardım TIR’ları 3. gün köylere ulaştı,

6. Maraş, Ertuğrul Gazi Mahallesi’nde annesinin enkaz altında kaldığını öğrenen vatandaş taa Viyana’dan Maraş’a gelip annesini çıkardı ama kurtaramadı. Gönüllü olarak Bursa’dan gelen Ertuğrul Gazi Kurtarma Ekibi bu enkazın başındaydı… Üçüncü günde oldu tüm bunlar.

7. Ortada hükümet ve AFAD yoktu yine.

8. Dördüncü gün Bornova/Foça’dan gelen ve canla-başla çalışan jandarmaları gördük. Teçhizat eksikliği onların etkinliğini oldukça azaltıyordu. Fazla bir şey yapamadılar.

9. AFAD’a yine ulaşılamıyordu… İlginç olan AFAD’ın devasa merkezi Maraş – Adana yolu üzerinde şehrin hemen yakınındaydı.

10. Üçüncü günün sonunda Japon kurtarma ekibi geldi Maraş’a… Canla başla çalıştılar ana yine yetersizdi yardımlar. Can pazarı yaşanan Trabzon Caddesi ve Bahçelievler bölgesinde enkazdan canlı çıkanlar enkaz altındakileri beklemeye devam ettiler.

11. Gazeteciler ve halkın yardımlaşması inanılmaz boyuttaydı. Öte yandan iletişimden sorumlu daire başkanlığının gazetecilere yönelik baskıları da bu boyutun çok üstündeydi (burada açığa çıkarılması gereken çok nokta var).

12. Köyler mi? Köylere yine ilk giren gazetecilerdi… AFAD yine yoktu ortada. Öyle böyle değil, 5-6 gün hükümet köylerde gözükmedi. Hala da yok.

Dahası da var ama şimdilik bir kenara not edelim.

Tüm bunlar yaşanırken, bizi yönetenler ilk günde yolların açıldığını, tüm bölgelere ulaşıldığını ve kontrolün sağlandığını çekinmeden söyleyecek cesarete sahiptiler. Bol reklam ve yönlendirici medya ürünleri ile bunun sanal/yapay sözde kanıtlarını da sunmaktan geri kalmıyorlardı.

Özetle… Yapılan ya da yapılmayan ile söylenen arasında çok fark var. Zaten biz bu farka istatistikte hata payı, gerçek hayatta da yalan diyoruz.

Size yalan söylüyorlar!

Etiketler
Veysel Ulusoy