Saraçhane'deki tablo sandığa da yansırsa...

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı R.T.Erdoğan 15 Temmuz’un altıncı yıldönümünde Saraçhane'de düzenlenen mitingde 4-5 bin kişiye seslendi. Evet, İBB'den...

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı R.T.Erdoğan 15 Temmuz’un altıncı yıldönümünde Saraçhane'de düzenlenen mitingde 4-5 bin kişiye seslendi. Evet, İBB'den üst düzey bir yetkilinin sosyal medya hesabında zikrettiği rakam buydu. Söz konusu yetkiliyi yakından tanırım; atıp tutmaz, ayakları yere basan sorumlu bir kişiliktir. Güvenirim.

Bendeniz Erdoğan'ın konuşmasını uzaklarda, ekrandan dikkatle izledim. Baktım ki maşallah bütün kanallar neredeyse naklen veriyor Cumhurbaşkanının konuşmasını.

ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDA DİKKATİMİ ÇEKENLER

Erdoğan'ın konuşmasındaki üç nokta dikkatimi çekti. Birincisi, Erdoğan bir ara zayıf meydandan sıkılmış olacak ki "ekran başındaki vatandaşlara" seslenme gereği duydu! Hakikaten İBB'nin hemen bitişiğindeki Saraçhane Parkından insanlar dışarı bile taşmamıştı. Birkaç not da düşeyim; İBB dört noktada büfe hizmeti verdi mitinge katılanlara. İBB ekipleri temizlik vb. hizmetler için de seferber olmuştu. Ancak Erdoğan'dan veya anonsçudan bir teşekkür gelmedi. Dahası var; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da Saraçhane'deki makamında bekledi miting boyunca ve sonrasında. Ne olur ne olmaz, belki Erdoğan daha önce görev yaptığı, 15 Temmuz’da da şehitler veren makamı ziyaret eder diye... Fakat bu bir nafile bekleyişti.

İkinci dikkatimi çeken de "Bay Kemal" çıkışıydı Erdoğan'ın. 15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi gününde yapma bari bu çıkışı... Demokrasinin unsuru olan siyasi partilerin ana muhalefet konumundaki CHP'nin genel başkanına bari böyle bir günde ileri geri konuşma. Dışarıya karşı dirençli olmanın ilk koşulu olan iç cepheyi kuvvetli tutmanın taşlarını döşe tam tersine elinden geliyorsa. Gelmiyorsa da bari böylesi bir günde sataşma yoluna gitme. Bu bahisle ilgili notum da var: Gençlerin "Kemal Amcası" KYK öğrenci kredilerinin faizlerini iktidara geldiklerinde sileceğini, ana parayı da iş bulduklarında almaya başlayacaklarını söyleyince Erdoğan da mitingde 18'indeki bakanlar kurulu sonrasında konuyla ilgili açıklama yapacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, daha önce de olduğu gibi bir kez daha iktidarı köşeye sıkıştırmış, gençlere rahat bir nefes aldırmış olacak. Öyle gözüküyor.

Üçüncü dikkatimi çeken nokta da şuydu Erdoğan'ın konuşmasındaki; neymiş; NATO belgelerine PYD ve FETÖ'yü de PKK gibi terör örgütü olarak sokmayı başarmış. Iyi güzel de NATO üyesi devletlerin çoğu söz konusu "terör örgütlerini" fiilen desteklemeye devam ettikten sonra, o belge kağıt üzerinde kaldıktan sonra neye yarayacak? NATO üyesi ABD, Fethullah Gülen ve şürekasını, FETÖ'nün sözde kurmay heyetini kulaklarından tutup size iade mi edecek? İşte sana koz! İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine onay verme koşulu olarak Güler'i iste! Mesela, ABD Temsilciler Meclisi’nde Yunanistan’ın baskısıyla kabul edilen son karar tasarısının geri çekilmesini de şart koş. Diyor ki söz konusu karar tasarısı; sana F-16 veririm ama onlarla Yunan hava sahasını ihlal etmeyeceksin ve Amerikan çıkarları aleyhinde kullanmayacaksın. Özetle, F-16 satışını kısıtlama... ABD, Suriye’nin kuzeyinde PYD'ye kontrolünde bir garnizon devlet kurdurmuyor mu? Oraya bu amaçla binlerce TIR dolusu silah ve mühimmat sevk etmedi mi? Erdoğan madem o NATO belgesiyle övünüyor, gereğini yaptırıp ABD'yi bu sevdasından vaz geçirsin de alkışlayalım milletçe.

MEYDAN İÇ AÇICI OLMAYINCA...

Saraçhane'deki tablo sandığa yansırsa durum Erdoğan için, AK Parti için hiç de iç açıcı olacak gözükmüyor. Zaten o yüzden canı sıkıldı Erdoğan'ın meydandan. O yüzden ekranlara döndü meydanı bırakıp. O yüzden belki de muhtemelen konuşma metninin dışına çıkıp Kılıçdaroğlu'na argo sözcüklerle ileri geri veryansın etti. "Yahu Kılıçdaroğlu," diyordur Erdoğan içinden; "emekli ikramiyesini artıran sen, asgari ücreti artıran sen, EYT'lileri gündeme aldıran sen, 3600'ü gündeme aldıran sen... Ne oluyoruz yahu, şimdi de KYK borçlarına el attın, kenara çekil de işimize bakalım bildiğimiz gibi..."

Fakat Kılıçdaroğlu'nun da Akşener’in de hiç de öyle kenara çekileceğini sanmıyorum. Bilakis gündemi gittikçe daha çok belirleyecekler bu gidişle. Ancak kayda değer hata yapmamaları, "içeride" sorun üretmemeleri, cumhurbaşkanı adaylığı meselesini potansiyel adayları yıpratmaya mahal vermeden seçim takviminin açıklamasına bırakıp şimdiden seçim bölgeleri için simülasyon da yaparak en doğru ve en çok oy getirecek milletvekili adayları üzerinde çalışmaları, seçim güvenliği ve ortak vaatler üzerinde yoğunlaşmaları gerekiyor.

Bir tahminim de şu Saraçhane mitingi için; benim bildiğim Erdoğan meydandaki 4-5 bin kişilik katılımın hesabını partideki başkan vekilleri Kurtulmuş ve Yıldırım ile il başkanından sorar! Hem de adamakıllı sorar!

Etiketler
AK Parti