Köylerimize Kamusal Tarım Makine Parkı ve GıdaPark Modeli Şart

Çiftçilerimiz birçok açıdan sorun yaşıyor, doğrusu yaşatılıyor. Emek verip yetiştirdiği gıdalar için destek istese Tarım ve Orman Bakanlığı ortada yok, toplamak istese makine ve ekipmanı yok, kendini sürekli geliştirmek istese eğitim verebilecek bir kurum yok.

A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Çiftçilerimiz bunları yapabilirse sermaye emek sınıfına yayılır. Gıda güvenliğini sağlayabilir, kazanabilir, daha kaliteli üretebiliriz. AKP’nin yarattığı gıda politikaları tam olarak bunu engelliyor.

Neden Ortak Kamusal Makine Parkı?

Bin bir emek verdi çiftçilerimiz, mahsulünü yetiştirdi. Tarlasını sürmesi, bağını bahçesini toplaması lazım. Makinesi yok, ekipmanı yok. Şanslıysa bir traktörü var. Ama biçerdöver lazım. Kasabada birinde var, çiftçilerimizin tarlasına işe gidiyor; gidip adlarını yazdırıyorlar.

Biçerdöver geliyor, bütün köyün buğdayını karıştırıp gidiyor. Herkes kendi mahsulünü ayırmaya, anlamaya çalışıyor. Bu Anadolu’da her sene yaşanıyor, şaka değil. Toprağa nasıl baktığımız, nasıl tohum kullandığımız, nasıl yetiştirdiğimiz artık önemsizleşiyor; bütün mahsul aynıymış gibi oluyor.

Süt sağılacak. Bidonu hayvanın altına koydular, süt sağıldı. Hastalık bulaşmasın diye kaynatıldı. O artık süt değil, sadece beyaz bir sıvı. Köyde süt sağım ve soğutma tankı yok. Ya sermaye sahiplerinin eline düşecekler ya da ellerinde değersiz bir beyaz sıvı kalacak.

Bu yüzden köylerde kamuya ait, kamunun işlettiği, bölgenin ihtiyacına göre eksiksiz donatılmış bir makine ve ekipman parkuruna, herkesin bunları eşit ve adil biçimde kullanmasına ihtiyaç var.

GıdaPark Nedir?

Diyelim bu aşamayı geçtik. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan kayıt ve onay belgesi alabilecek ne sermayemiz ne bilgi birikimimiz ne de ekipmanımız var. Bunun için Türkiye’nin yedi bölgesinde büyük gıda teknoloji alanlarına ihtiyaç duyuyoruz. Gıda organize sanayi bölgelerine değil; işlevsiz, birkaç sermaye sahibinin elinde olan beton yığınlarıyla karıştırılmamalı.

Sürdürülebilir gıda sisteminin uygulanabildiği, gıda güvenliğinden taviz verilmeyen, en ileri teknolojik altyapıya sahip, Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu’na bağlı alanlar olmalı buralar. Sermayesi ve bilgi birikimi olmayan yerel üreticinin elinden tutup ona yer ve pilot üretim alanı tahsis etmeli. Gıda–tarım emekçilerine, çiftçilerimize ve besicilerimize düzenli aralıklarla bilimsel gelişmeler aktarılmalı.

Yerel üreticiye akademik destek sağlamalıyız. Yeni gıdaları araştırabilmeli, Türkiye’nin geleceğinde yetiştirilebilecek gıdaları belirleyebilmeliyiz. Kamunun, kamusallığın, emeğin güçlendiği yerler ve imkânlar yaratmalıyız artık gıda–tarım alanında. Gıda biliminin kazandırdıklarından sadece sermaye sınıfı yararlanmamalı. Ne yazık ki bugün Türkiye bundan çok uzakta.

Etiketler
gıda tarım