Öteki Venedik Taciri / Ötekilik nerede başlar?

Öteki Venedik Taciri; her an, herkes için öteki olabilme riskinin olduğu bir dönemde ve coğrafyada sahnelendiği için ilgiyi daha çok hak ediyor. Ve seyircisini bekliyor.

Kumbaracı50’nin yeni oyunlarından “Öteki Venedik Taciri”, William Shakespeare’in Venedik Taciri eserinden İsmail Sağır tarafından uyarlanmış ve yönetilmiş. Sahnede ise Çağdaş Tekin, Deniz Danışoğlu, İbrahim Arıcı, İsmail Sağır, İpek Türktan, Tuğra Can Bıçak, Yiğit Sertdemir bulunuyor.

Öteki Venedik Taciri / Ötekilik nerede başlar? - Resim : 1

KALBE YAKIN YERDEN YARIM KİLO ET

Shakespeare’in Venedik Taciri oyununda tüccar Antonio, çok sevdiği arkadaşı Bassanio kendinden zengin ve çok da güzel Portia’yı etkileyebilsin ve onunla evlenebilsin diye kredi almak üzere Yahudi tefeciye gider. Zira Antonio’nun tüm gemileri denizdedir ve Bassanio’ya verecek nakdi yoktur. O güne dek aşağıladığı, düşman, hain ve kafir gördüğü Yahudi tefeciden istediği 3 aylık süre için istediği 3 bin altındır. Yahudi önce ‘bana sürekli köpek diyen, aşağılayan, hakir görenlere neden para vereyim’ derse de bu talebi faizsiz ama zamanında ödeme yapılmadığı takdirde Antonio’nun vücudundan keseceği yarım kilo et karşılığı kabul eder. Anlaşma yazılı olarak gerçekleşir. Kendine çok güvenen Antonio anlaşmaya “kalbe en yakın yerden” notunu da kendi eliyle ekler. Gemileri batan Antonio borcunu ödeyemez ve Yahudi tefeci Shylock anlaşmadaki hakkını talep eder. Olay “yüce yargıya” taşınır.

KISACIK BİR AN BÜYÜK DEĞİŞİM

Kitaptaki bu olay örgüsünü sahneye taşıyan İsmail Sağır, burada kişi isimlerini ve tefecinin Yahudi kimliğini ortadan kaldırır. Zamandan da azade bir hisle yerine yabancı düşmanlığını koyar. Bu durum hikâyenin temelini oluşturur. Bununla birlikte kitapta evini, babasını terk edip karşı taraftan sevgilisine kaçan Shylock’un kızını, evi terk edip karşı tarafla çalışmaya başlayan oğluna çevirir. Bu durum tefecinin o güne dek yaşadığı aşağılanmalarla birleşince, sözleşmedeki hakkını çok daha sarsılmaz bir inançla talep etmesine neden olur. Ama her ne kadar sözleşme şartları yasalar çerçevesinde su götürmez bir biçimde tefecinin lehine görünse de aynı yasaların yorumu ile olaylar tersine döner.

Öteki Venedik Taciri oyununda, Shakespeare’in yazdığı oyun ile Sağır’ın sahnede anlattığı hikayedeki tüm bu benzerlikler, ortaklıklar sebebiyle neredeyse son ana dek aslına çok sadık bir uyarlama örneği oluyor. Ancak işte o son sahnedeki küçük görünen hamle tüm hikâyenin tamamen başka bir yöne savrulmasına neden oluyor. Sadece bu açıdan bile kapanış muhteşem oluyor.

Öteki Venedik Taciri / Ötekilik nerede başlar? - Resim : 2

NE KADAR FARKLI NE KADAR UZAK?

Sahnede bir yanda birbirlerine sürekli kuzen diyen, kalplerine vurdukları yumruk sonrasında el sıkışan, birbirlerine sevgi dolu ve cömert ama karşısındakine gelince çoğu kez öfkeli gençlerin karşısında, terzilik yapmasına bile izin verilmeyen, hor görülen, aşağılanan, köpek, hain, kafir görülen tefeci vardır. Tacir karakterinin yine de bunların arasında farklı bir yeri var. Tefeciden nefreti ile kuzenlerine benzerken, yasalar karşısında verilecek karara dair tüm sonuçlara katlanacağını tekrarlayarak onlardan daha olgun bir karakter ortaya koyar.

Aslında o kadar uzak da değillerdir, iyi anlarda birbirilerine komşu diyecek kadar yakın, kötü hallerde komşusuna kafir diyecek kadar düşman.

Sonuçta oyun kimin kiminle yan yana kalabileceğinin şaşırtıcı bir şekilde değişebileceğini de gösterir. Ötekileştirmenin sınırları nerede başlar, nerede biter? Kendini ötekileştirdiğinin yanında bulmak ne kadar zordur? Cevaplar hepimiz için şaşırtıcı olabilir. Ötekileştirme başlayınca durmak hiç kolay değildir ve ne zaman sizin de ötekileştirileceğiniz belli olmaz.

“Etimizi kesseniz bizim de kanımız akmaz mı? Gıdıklarsanız gülmez miyiz? Bizi zehirlerseniz ölmez miyiz? Bize haksızlık yaparsanız öcümüzü almayacak mıyız? Her şeyde benzediğimize göre, bunda da benzeyeceğiz elbette”

Tüm bunlarla birlikte tefecinin tüccardan yarım kilo et kesmek için bıçaklarını-makasını heyecanla bilediği; her açıdan enerjisi en yüksek sahnede tefecinin ona yönelen nefretin intikamını alma istemini derinden hissettim. Bununla birlikte gerçekten de o noktaya geldiğinde tereddüt edip, bunu yapmayacağını da. Belki de buna inanmak istedim.

Öteki Venedik Taciri / Ötekilik nerede başlar? - Resim : 3

İKİ TABURE İKİ RENK

Ekibe gelirsek; oyunu uyarlayan ve yöneten İsmail Sağır son dönemde oynadığı, yönettiği, ışık ve ses tasarımı yaptığı birçok oyunla kendini gösteren genç tiyatroculardan. Sadece bu sezon izleyebildiğim Kumbaracı50 tarafından sahnelenen “Muamma”nın yönetmen ve uyarlayanı, “Tek Kullanımlık Hikaye”nin oyuncusu ve ışık tasarımcısı, Orchestra Theatre tarafından sahnelenen “Bir Terennüm”ün ışık tasarımcı olarak bile çok başarılı oyunlara imza atmış. Öteki Venedik Taciri ile de kendi dilini, tarzını etkin bir şekilde ortaya koyuyor.

Oyuncuların her biri gerçekten çok başarılı ve gerçekçi karakterler yaratıyor. Ancak ikisinin öne çıktığını da belirtmeliyim. İsmail Sağır yabancıya karşı düşman, “kuzen”lerine karşı sevgi dolu ve fedakâr tacir karakterinde inandırıcı bir oyun sergiliyor, seyircinin kalbini fethediyor. Bununla birlikte Yiğit Sertdemir, yabancı tefeci rolüyle sahnedeki her anda; sesi, duruşu, mimikleriyle öne çıkıyor. Sadece bu sezon izleyebildiğim İBB Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenen “Cadı Avı”nın yönetmeni, Kumbaracı50 tarafından sahnelenen “Ders”in oyuncu, ışık ve dekor tasarımcısı olarak başarı gösteriyor.

Oyunun kostüm tasarımından mutlaka söz etmek gerekiyor. Efe Arslan’ın hazırladığı kostümlerde iki karşıt tarafın kıyafetlerindeki kırmızı ve mavi şeritler hem aralarındaki farkı hem de bence bu farkın ne kadar önemsiz olduğunu sergiliyor. Elbette ki sadece iki taburelik dekor bence dahiyane. Tabureler sürekli yer değiştirirken, sahnede hareket eden bir dekor hissi için oyunculuklar dışında bir şeye ihtiyaç olmadığını da gösteriyor. Sahne düzeni de İsmail Sağır ve Yiğit Sertdemir’in eseri.

Öteki Venedik Taciri; her an, herkes için öteki olabilme riskinin olduğu bir dönemde ve coğrafyada sahnelendiği için ilgiyi daha çok hak ediyor. Ve seyircisini bekliyor.

Künye

Yazan: William Shakespeare
Uyarlayan, Yöneten: İsmail Sağır

Dramaturg: Sinem Özlek
Sahne Düzeni ve Işık Tasarımı: İsmail Sağır, Yiğit Sertdemir

Müzik: Emrah Can Yaylı

Kostüm Tasarım: Efe Arslan

Reji Asistanı: İlayda Ulcaylı, Derin Tuncel, Sena Canbazoğlu
Dış Göz: Gülhan Kadim
Afiş Tasarımı: Aygen İncel
Fotoğraflar: Ali Güler

Bülent Bozkurt, Zeynep Avcı çevirilerinden yararlanılmıştır.

Oynayanlar: 
Çağdaş Tekin, Deniz Danışoğlu, İbrahim Arıcı, İsmail Sağır, İpek Türktan, Tuğra Can Bıçak, Yiğit Sertdemir

Etiketler
Tiyatro kitap