Bir Terennüm / Kalplere sıcacık bir dokunuş

İçimden anımsamak ama her zaman akılla değil, kalple anımsamak da mümkün diye geçiyor. Kulağımda ise hala oyundaki aynı terennüm; “derdimi bilmez canan, derdimi bilmez canan…”

Orchestra Theatre yapımı olan “Bir Terennüm”ü Firuze Engin yazmış, Gülhan Kadim yönetmiş. Sahnede ise Tolga İskit ve İpek Türktan bulunuyor.

Bir Terennüm / Kalplere sıcacık bir dokunuş - Resim : 1

Tek sahne, iki zaman, üç karakter

Sahnede bir kadın bir erkek, biri yaşlı diğeri genç. Yaşlı ile genç sürekli yer değiştiriyor. Genç adam birazdan yaşlı adama dönerken, az önce yaşlı olan kadın genç oluveriyor.

İki ayrı zamanın ortak noktaları ise fazladır; ikisi de sokağa çıkma yasağı zamanlarıdır, ikisinde de farklı yaşlarda da olsa Ali İhsan vardır, ikisinin ortak paydası musikidir.

1971’de sokağa çıkma yasağı zamanlarında babaannesi Seniha ile evde oturan Ali İhsan, kafası karışık babaannesi onu kim sanarsa o oluveriyor. Mütedeyyin isimlere hiç tahammülü olmayan ve lafını hiç esirgemeyen Seniha, yanında duran, otuzlu yaşlardaki torununun doğum zamanına döner ve onun için yapılan isim seçme çekilişini tekrar yaşar. Torununu da kocası Tahsin sanıp onunla atışır. Babaannesi Seniha’yı çok sevdiği her halinden belli olan Ali İhsan ise yer yer dedesi Tahsin, yer yer Seniha’nın eski aşkı Halit olurken hem eğlenir hem de babaannesinin gönlünü eyler.

Aynı sahnede birden 2020 pandemi zamanına geçeriz; artık çok yaşlanmış Ali İhsan, torunu Sevgi ile sokağa çıkma yasağı ortamında evdedir. O da yaşlılığın getirdiği yükle kafası karışık ve duygusaldır. Sık sık yıllar önceki anılarını anımsamaktadır. Torunu Sevgi’yi eski aşkı Seyhan sanmakta ve ona içini dökmektedir. Dedesini günümüzde tutmaya çalışan Sevgi ise başkasını sevdiği için onu terk eden kocası Ersin’in yasını tutmaktadır.

Hafıza bulanması; geçmişe tutunma

Yaşlanıldığında, hafıza bulanıklaştığında, demans yaşandığında, bunandığında, adına ne dersek diyelim anılar yenilerden başlayarak siliniyor ve eskilere tutunuluyor. Hepimizin yakın çevresinde de görebileceği bu durumu karakterlerimizde de görüyoruz. Seniha ve Ali İhsan seksenlerini yaşarken onlarca yıl önce olmuş olayların, zamanların peşinden gidiyorlar, acısını yaşıyorlar, hatta yasını tutuyorlar. Seniha ve Ali İhsan’ın yaşlılığı, geçmişteki yaşanmamışlıklarının hüznüne bulanmış gibi. Seniha torununun isim seçimine bile müdahale edememiş, bir yanı buna hala kızgın ve unutamazken, sisli anılar içinde kız kardeşi ile evlenen eski aşkı Halit’i anımsıyor ve anlıyoruz ki yarım kalan aşk hikayesinin hesaplaşmasını tamamlayamamış.

Ali İhsan için ise karısı Huriye’yi bırakıp Seyhan’a gidememiş olmanın pişmanlığı ve ihtimallerin tazeliği dün gibidir. Öyle ki durup bir anda Sevgi’ye kocasını kastederek “bırak gitsin, sen de başkasını seversin” der. Bırakılamamış, bırakmamış olmanın pişmanlığı ile.

Terennüm mırıldanır gibi alçak sesle ve güzel şarkı söylemek anlamına geliyor. Oyun boyunca tüm karakterler bu “seçilmiş” anıları terennüm ederek tekrar yaşıyorlar.

“İşret edelim yâr ile şimdi demidir hey aman aman,

İşret edelim yâr ile şimdi demidir hey.”

Oyunda eski ile yeninin birlikteliği sıcacık ve gerçekçi ayrıntılara serpiştirilmiş. Akıllı telefonun karşısında çevirmeli telefonu, el örgüsü battaniyeyi görürüz; Seniha ile Ali İhsan Boğaz Köprüsü’nün yapılışını izlerken, Ali İhsan ve Sevgi, Ali İhsan’ın Facebook şifresinin peşine düşer. Geçmiş ve bugün karşıtlıkları ve aynılıklarıyla bir aradadır.

Ekibin başarısı; gerçekçi ve samimi

“Bir Terennüm”ün yazarı Firuze Engin sayısız oyuna yazar, yönetmen, dramaturg, oyuncu olarak bir çok başarılı oyuna imza atmış. Ben en son yazıp, yönettiği “Güle Güle Diva”yı izleme fırsatını bulmuştum. Şu an sahnelenen “Çirkin” oyunu ise izleme listemin üst sıralarında bulunuyor.

Bir Terennüm / Kalplere sıcacık bir dokunuş - Resim : 2

Gülhan Kadim ise aynı zamanda Altıdan Sonra Tiyatro’nun kurucularından yer alırken çok beğenerek izlediğim birçok oyunda yönetmen ve oyuncu olarak yer aldı. “Bir Terennüm” ve “Tek Kullanımlık Hikaye” ile Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB)’in Yılın Yönetmeni ödülünü, “Tek Kullanımlık Hikaye” ile aynı zamanda 2023 Savaş Dinçel Ödülleri Yılın En İyi Yönetmeni ödülünü aldı. Oynadığı “Filifu’nun İntikamı” ile Direklerarası Tiyatro Ödülleri 2018 Küçük Salon Kadın Oyuncu ödülünün sahibi oldu.

Tolga İskit’i birçok oyunun yanısıra öncelikle Fiziksel Tiyatro Araştırmaları’nın “Kalabalık Duası” oyunundaki muhteşem performansı ile hatırlıyorum. Bu efsunlu şehirde anlattığı hikayelerle “Sen anlattıkça oldu bu dünya, sen yoksan o da yok. Hikayen varsa yaşarsın, hikayen yok, sen de yok” demişti. Ve bizi keşmekeş mi nizam mı sorusu ile baş başa bırakmıştı. Bu etkileyici tek kişilik performansı ile Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) 2020-2022 Yılın Erkek Oyuncu ödülünü ve Yolcu Tiyatro’nun “Joko’nun Doğum Günü”ndeki performansı ile de 2017’de yine Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) Yılın Erkek Oyuncu ödülünü almıştı. Henüz izleme olanağı bulamadığım Kumbaracı 50’nin “Çemberin Anası” ile 2023 Afife Tiyatro Ödülleri’nde Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu ve 2023 Savaş Dinçel Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Tolga İskit, takip edilmeyi hak eden oyunculardan. “Çemberin Anası”nı izlemek için de sabırsızlanıyorum. Bu arada “Kalabalık Duası”nın hala gösterimde olduğunu da belirtmiş olayım.

Bir Terennüm / Kalplere sıcacık bir dokunuş - Resim : 3

Bir Terennüm”de de genç, babaannesini seven ve onunla ilgilenen Ali İhsan ile artık yaşlanmış, zihni sisli Ali İhsan arasındaki geçişlerde çok iyi. Özellikle genç Ali İhsan’ın alınan yaşla beraber bedendeki değişimini; bükülen belini, iki karakter arasındaki geçişleri hızlı ve akıcılıkla yansıtırken, omuzlara yüklenen yaşanmışlığı, hele ki de yaşanan hayal kırıklığını bedeninin her zerresinde seyirciye hissettirdi.

İpek Türktan’ı “Daha İyi Günlerimiz Olmuştu”, “Topluklu Terlik Süt Yapar”, “Bütün Kadınların Kafası Karışıktır” oyunlarından tanıyorum. Ama Türktan’dan en çok da Seyyar Sahne tarafından oyunlaştırılan “Yılın En İyi Kadın Oyuncusu” oyununun yazarı ve oyuncusu olarak etkilenmiştim. Sesini kullanımındaki etkileyicilik, yaş değişiklerindeki kusursuz atlayış ve akıcılık, Sevgi’den Seniha’ya geçişlerdeki sesindeki çatallaşma/yaşlanma ile oyunun yıldızı olmuş. Onun hem Sevgi hem de Seniha olarak sesinden şarkı dinlemek büyük keyifti.

Sahne tasarımı yapan İlayda Saran’ı, ışık tasarımını yapan İsmail Sağır’ı ve elbette en çok da müzikleri hazırlayan Burçak Çöllü’yü unutmamamız gerekiyor. Onlar Firuze Engin’in ruha dokunan sözcüklerinin gerçekçiliğini, samimiyetini ve sıcaklığını arttırmışlar.

Günümüzde, bunca oyun arasından oyun seçip izlerken, yeni ekipleri izlemek, kendimce bazı yetenek keşifleri yapmayı çok severim. Ama bununla birlikte sık sık emin olduklarıma, sahnede izlediklerimden etkileneceğimi bildiklerime kaçarım. Onlar çok keyifli ve çok güvenli limanlar gibidir. “Bir Terennüm”e de ekibin tamamının çok iyi işler ortaya koyduklarını bilmenin rahatlığı ile gittim, haksız çıkartmadılar.

“Bir Terennüm” sezonun en iyilerinden, insanın içine ılık bir sıcaklık yayıyor, bazen göz doldurup ama en çok da tebessüm ettiriyor.

Bir Terennüm / Kalplere sıcacık bir dokunuş - Resim : 4

İçimden anımsamak ama her zaman akılla değil, kalple anımsamak da mümkün diye geçiyor. Kulağımda ise hala oyundaki aynı terennüm; “derdimi bilmez canan, derdimi bilmez canan…”

Bircan Yorulmaz
Künye

Yazan: Firuze Engin
Yöneten: Gülhan Kadim
Sahne Tasarım, Kostüm Tasarım: İlayda Saran
Işık Tasarımı: İsmail Sağır
Müzik: Burçak Çöllü
Yönetmen Yardımcısı: İbrahim Arıcı
Reji Asistanı: Selin Erdoğan, M. Burak Dikilitaş
Kostüm ve dekor Asistanı: Efe Arslan
Koordinatör: Büke Akşehirli
Süpervizör: Şebnem Sönmez

Oynayanlar: İpek Türktan, Tolga İskit