Son yazı...

Bugün “Çocuk Fuhuşunun Eskort Tarlası….?”1yla başlayıp “Çocuk Fuhuşu Raporu ve Teenage Girls Sex Party”2...

Bugün “Çocuk Fuhuşunun Eskort Tarlası….?”1yla başlayıp “Çocuk Fuhuşu Raporu ve Teenage Girls Sex Party”2 başlıklı yazıyla devam eden dizinin üçüncüsünü yayınlayacaktım.

Ama olmadı. Çünkü araya beklenmedik bir biçimde işte bu “Son Yazı…” girdi. Malumdur ki her son yeni başlangıçlara gebedir. Her başlangıç da ne zaman nasıl olacağı kestirilemeyen bir sona…

Yaklaşık üç yıldır yazılarımın yayımlandığı Gerçek Gündem’deki “son” da bugüne gebeymiş. Elden ne gelir ki… Sonunda doğum gerçekleşti artık….

Bu “son” nedensiz bir son değil.

Gerçek Gündem’in yeni sahiplerinin göreve getirdikleri editöryal ekibi, kendilerince haklı gerekçelerle “Çocuk Fuhuşu Raporu ve Teenage Girls Sex Party” başlıklı yazıyı yayından kaldırdı. Elbette kendileri bilirler. Çünkü ‘dükkan’ da ‘tezgâh’ da onların… Ne var ki kalem, pardon klavye de benim…

****

Aşağıdaki satırları okuyunca “Kimse alınmasın” diyeceğim, lakin ne alınmak isteyenlere engel olabilirim ne de alınmaya teşne olanlara… Alınan alınır artık…

Buradan hareketle; “son” dememe neden olan bu kısacık süreçte bir kez daha anladım ki ben öteden beri olduğu gibi, hangi cenahtan, hangi dinden, hangi meslekten olursa olsun, ilinek insanlar ve ilineğin de ilineği olup ilinekleşmekte sınır tanımayanlar karşısında tahammül sınırları geniş olmayan biriyim.

Bilenler bilir ki ilinek insan, kendisini sıfatı, statüsü ya da makamı nedeniyle değerli sanan insandır. Kendinde bir şey olarak hiçbir değeri olmayan sıfat, statü ve makamlara değer atfeden insan…

İşte bu insan hem kendisinin hem de karşısındaki kişinin değerini sıfat ve statüsünden başlatır. Sıfat ve statünün yanı sıra da kendisinin (olumlu ya da olumsuz) değer atfettiği gerçek ya da düşsel varlıklarla ilişkisinin düzeyine göre değerlendirir onu. Düşünce, söylem ve davranışlarına yön veren bilinç hali bu kabullerle yoğrulmuştur ve aslında malûldür.

Bundan dolayıdır ki sıfatlarından bağımsız olarak, herhangi bir insanı değeri ve değerleriyle bir bütün olarak değerlendir(e)mez. Oysa her insanın değeri ve değerleri vardır.

Ve bir insanı değerli ya da değersiz kılan onun sıfat ve statüleri değildir. Aksine birilerinin kendisine verdiği, atfettiği ya da kendisinin kazandığı sıfat ve statülere değer katan “şu” diye gösterilen insanın düşünüşü, söyleyişi ve eyleyişiyle yapıp ettiklerinin değeridir. Ötesi laf-ı güzaftır.

****

Bu “Son yazı…” yı, Gerçek Gündem’in yasal olarak sahibi görünen ve genel yayın yönetmeni olan Ozan Buz’a değinmeden bitirmek olmaz.

Şu ana kadar bir kez bile yüz yüze gelme olanağımız olmasa da Ozan Buz, ilk günden bu yana eksilmeyen ilgi ve nezaketi, editöryal anlayış ve yaklaşımıyla hem insan olarak hem de genel yayın yönetmeni sıfatıyla içten bir teşekkürü fazlasıyla hak ediyor. Hem de zerre hilafsız bir biçimde…

Teşekkürler Ozan Buz… Teşekkürler…