Okul zili çocuklarımızın midesinde çalıyor…

Eğitimi siyasallaştırmaktan, ideolojik hedeflerinizin deneme tahtası olmaktan çıkartın artık. Keşke protokol peşinde koşup, geçmiş ilişkilerinize selam çakacağınıza, bu mücadelenin onda birini çocuklarımızın öğle yemeği hakkı için verseydiniz.

Okulda beslenme, özellikle okul öncesi ve zorunlu eğitim çağındaki çocuklar açısından çok önemlidir. Sağlıklı beslenmenin eğitimdeki başarıyı olumlu yönde etkilediğini bilimsel çalışmalar ortaya koydu. Okulda beslenme, sağlıklı nesil yetiştirme amacına ulaşmanın en önemli aracıdır. Ayrıca Sağlık Bakanı Sayın Koca da çocuklarımızın 3 ana, 1 ara öğün yeterli ve dengeli beslenmeleri gerektiğini vurguladı. Ancak çiçeği burnunda Milli Eğitim Bakanı, okul öncesi için verilmesi planlanan öğle yemeğini bile iptal etti.

Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan OKUL SÜTÜ AKIL KÜPÜ projesi rafa kaldırıldı. Çocuklarımızın günlük süt hakkı böylece engellenmiş oldu. Öğrencilerin bir kısmı okula aç geliyor ve beslenme çantasını dolduramıyor. Bir dilim ekmek ya da bir iki zeytinle okula gelen çocuk sayısı gittikçe artıyor.

Türkiye’de 5 öğrenciden biri haftada en az 1 kez öğün atlıyor

PISA Raporu, Türkiye’de yaklaşık her beş çocuktan birinin parası olmadığı için haftada en az bir kez yemek yiyemediğini ortaya koydu.

Okul zili çocuklarımızın midesinde çalıyor… - Resim : 1

Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 1,9’u ‘her gün’ veya ‘neredeyse her gün’, yüzde 1,8’i ‘haftada 4 ila 5 kez’, yüzde 4,8’i de ‘haftada 2 ile 3 kez’ öğün atladığını ifade etti. ‘Haftada yaklaşık 1 kez’ diyenlerin oranı ise yüzde 10,8 oldu.

Böylece haftada en az bir kez öğün atlayan öğrencilerin toplam oranı yüzde 19,3 oldu.

3,8 milyon öğrenci açlıkla mücadele ediyor…

Zorunlu eğitim kapsamında ülkemizde 19.904.679 öğrenci bulunuyor. PISA raporundaki oranlara göre hesaplama yapıldığında;

Ülkemizdeki çocukların yaklaşık 378.188’inin her gün, 358.284’ünün haftada 4-5 gün, 955.424’ünün haftada 2-3 gün, 2.149.705’inin ise haftada bir gün öğün atladıkları ortaya çıkıyor. Toplamda 3.841.601 öğrencinin haftada bir ila yedi gün arasında öğün atladıkları görülüyor. Başka bir ifade ile 3,8 milyon öğrenci açlıkla mücadele ediyor. Öte yandan Türkiye’de öğün atlayan öğrencilerin oranının yüzde 19 olduğuna dikkat çeken raporda “Öğrencilerin karınları gurulduyorsa, etkili bir şekilde öğrenmeleri pek olası değil.” yorumuna yer verildi. Beslenme ile başarı arasında önemli bir bağ bulunuyor. Açlıkla mücadele eden çocuklar diğerlerine göre dezavantajlıdır. Matematik, fen ve okuma becerilerinde avantajlılarla dezavantajlılar arasındaki puan farkına bakıldığında bu çok açık görülüyor.

Beslenme, barınma ve ulaşım haktır. Bunlar gerektiğinde devlet eliyle yapılmalıdır. Özellikle zorunlu 12 yıllık eğitim kapsamında bulunan çocuklarımızın bu temel ihtiyaçları karşılanmalıdır. Eğitimde fırsat ve imkan eşitliği sağlanması için bu ilk adımdır. Yatağa aç giren çocuklarımızın başarılı olamayacağı ortadadır. Öğrencilerimize bir öğün yemek, ulaşım ve barınma ücretsiz sağlanmalıdır.

Örgün eğitim kapsamında resmi okullarda 15.887.296 öğrenci bulunuyor. Bu öğrencilerin bir öğün yemek bedeli yıllık yaklaşık 142 milyar liradır. 11,08 katrilyonluk merkezi yönetim bütçesi içerisinden çocuklarımıza 142 milyar liralık bütçe ayırıp bir öğün yemek veremiyoruz.

Ülkemizdeki okulların hiçbirinde (yatılı-taşımalı hariç) ücretsiz öğle yemeği verilmiyor. Tam gün eğitim yapılan okullarda sabah 7’de uyanan bir öğrenci, öğleden sonra saat 16’da evinde olabiliyor. Evden beslenme çantasına bir şeyler koyabildiyse bunu sınıfta kantinde yemeğe çalışıyor. Beslenmesi yoksa kantinden para ile satın alması gerekiyor. Parası da yoksa saat 16’ya kadar açlıkla mücadele ediyor.

Peki bizler ne yapıyoruz? Sürekli icat çıkaran Sayın Milli Eğitim Bakanımız sayesinde tarikat ve cemaatlerin uzantıları ile nasıl protokol yapacağımızı tartışıyoruz.

Sayın Milli Eğitim Bakanı, çocuklarımızın dengeli beslenmeye, ücretsiz su ve süte ihtiyacı var. Çocuklarımızın tarikat ve cemaatlere ihtiyacı yok.

Eğitimi siyasallaştırmaktan, ideolojik hedeflerinizin deneme tahtası olmaktan çıkartın artık. Keşke protokol peşinde koşup, geçmiş ilişkilerinize selam çakacağınıza, bu mücadelenin onda birini çocuklarımızın öğle yemeği hakkı için verseydiniz.

Zil okullarda değil çocuklarımızın midesinde çalıyor. Bunu anlayın artık…