Karamollaoğlu ve Davutoğlu'nun ortak grup toplantısında İsrail tepkisi: 'Tepesine yumruğu vurmadığın müddetçe...'

Gelecek ve Saadet Partisi liderleri ortak grup toplantısında konuştu. Gündem İsrail'in hastane saldırısıydı. Karamollaoğlu konuşmasında "Onlar güçten anlar. Tepesine yumruğu vurmadığın müddetçe her zaman başını yukarıya kaldırmaya çalışır. Biz buna rıza kesinlikle gösteremeyiz" dedi.

Karamollaoğlu ve Davutoğlu'nun ortak grup toplantısında İsrail tepkisi: 'Tepesine yumruğu vurmadığın müddetçe...'

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Saadet Partisi- Gelecek Partisi ortak grup toplantısında, "Biz İsrail’in hangi dilden anlayacağını biliriz ve o dilden konuşuruz. Biliriz ki çocuk hastanesini bile bombalama cüretini gösteren, insanlık dışı bir tavrı benimseyenlerle konuşulmaz. Bir yere gidemezsiniz. Onlar güçten anlar. Tepesine yumruğu vurmadığın müddetçe her zaman başını yukarıya kaldırmaya çalışır. Biz buna rıza kesinlikle gösteremeyiz. Biz süratle bir takım adımları atmak mecburiyetindeyiz. İnsani yardım malzemelerini biz göndeririz. Sivil toplum kuruluşları gönderir. Halk gönderir ama iktidarda bulunanlar çok daha fazlasını yapmak mecburiyetindedirler. Hiç kimse kuru açıklamalarla, kınamalarla, üç beş yardım paketiyle kendi vicdanını rahatlatmaya çalışmamalı” dedi.

Saadet Partisi- Gelecek Partisi ortak grup toplantısı TBMM’de yapıldı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ortak grup toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Dün gece yaşananlar hepimizi derinden etkiledi. Aslında bu kadar büyük bir vahşeti bekliyor muydunuz deseydiniz ben beklemediğimi söylerdim ama vahşetin vahşi insanların tavrının maalesef bir ölçüsü ve zamanı olmuyor. Bundan dolayı da hem bir şok yaşıyoruz hem de aslında yaşadığımız bu şoktan dolayı da kendi kendimize de biraz hayret ediyoruz. Dün toplama kamplarından şikayet edenler bugün Gazze’de 21. yüzyılın toplama kampını oluşturdular. Dün soykırımdan şikayet edenler bugün Gazze’de çocuk genç yaşlı kadın demeden tarihin en acımasız katliamlarından birini gerçekleştirdiler. Sürgünden zulümden kıyımdan şikayet edenler bugün dünyanın gözü önünde ne büyük zulmedenlerden birini gerçekleştirmekten geri durmuyorlar… Hem yapıyorlar hem de bu işin boyutlarını tepkilerin boyutlarını görünce bundan imtina etmek için yol arıyorlar. Hakikaten hiç arlanma, utanma duygusu yok.

"BÖYLE ZULÜMLER KARŞISINDA SADECE ACZİYETİNİ İFADE ETMEK ZAAFA İŞARETTİR"

Bu bir milat oldu. Neredeyse bir hastanenin hem de o bölgenin en büyük hastanesini tam kalbinden vurmak hasta, perişan, ayakta duramayan insanlar katledildi. İnsan şöyle geriye dönüp baktığında ben başka bir ülkede şöyle bir durumun tezahür edeceğini düşünmezdim. İsrail yönetimi kendi yönetimi dışındaki insanları insan olarak tarif etmek istemiyorlar. Hayvan tabirini kullanıyor hayvandan kendilerinin daha aşağı olduğunu ispat etmek için...Hayvanlara bile böyle bir muamele yapılamaz.

Yaşadığımız dünya garip dünya. Biz bu dünyanın nasıl bir dünya olduğunu yavaş yavaş öğreneceğiz. Dün Gazze’de hastaneye yapılan saldırı bunun en açık delilidir. Bunlar bu kadar utanmaz. Hem yapar hem de yeri geldiği zaman ‘kim demiş’ bunu bizim yaptığımızı diye iddiada bulunmaya kalkarlar. Ne yapıyoruz şu anda biz? İnsanlığa karşı hak ilan edenlerin karşısında şikayetlerimizi dile getiriyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ama bizim yaptığımız hakikaten doğru mu, yeterli mi? Böyle zulümler karşısında sadece acziyetini ifade etmek sadece zaafa işarettir. Neden somut adımlar atmıyoruz da sadece şikayetle uğraşıyoruz. Sormamız icap ediyor Amerikan uçak gemisinin Akdeniz’de ne işi var? Biri yetmedi ikincisi geliyor. İngilizler daha büyük bir güçle Doğu Akdeniz’e yığınak yapmaya başladı. Kim var karşılarında? Aslında bütün İslam ülkeleri sıraya girdiler. Ne için? İsrail’in varlığını kabullenmek için.

TEPESİNE YUMRUĞU VURMADIĞIN MÜDDETÇE HER ZAMAN BAŞINI YUKARIYA KALDIRMAYA ÇALIŞIR"

Tabii biz Amerika İngiltere gemileri bu bölgeye gelirken yığınak yapanken ‘biz ne yapıyoruz’ diye sorma ihtiyacını duyuyoruz. Sayın Erdoğan son zamanlardaki çıkışlarıyla kısmen yüreğimize su serpti onu da söyleyeyim. Bu gidişata rıza göstermediğini söyledi ama yetmez. Çünkü hükümetlerin tavrı bizim gibi sadece sözle geçiştirilemez. Biz İstanbul’da bir araya geldik yüz binleri topladık haykırdık, lanetledik yapılan yanlış işleri. Buna bizim gücümüz yeter de iktidar bunun çok ama çok ötesinde adımlar atmaya mecbur. Neden İslam İşbirliği Teşkilatı toplanmıyor? Hemen, ilk günden itibaren. Neden D-8’lerle ilgili adım atılmıyor? Aslında bugün iktidarın bu adımları atmaya bu adımların atılmasına imkan sağlamaya ihtiyacı var. Biz kendi coğrafyasında kendi planlarını yapamayanların başka planlar içinde bir figüran haline düşeceklerinden endişe ederiz. Onun için tekrar tekrar sorma ihtiyacı duyuyoruz Amerika ve İngiltere’nin yaptığını Türkiye neden çevresindeki İslam ülkeleri ile birlikte bir araya gelip çözüm üretemiyor? Fiili çözüm. Sadece fikri bazda değil.

Ben şundan eminim eğer biz iktidarda olmuş olsaydık bugün muhalefetin bizim gösterdiğimiz tepkiyi göstermesine ihtiyaç duyulmazdı. Neden? Gereği yapılıyor olurdu. Çünkü biz İsrail’in hangi dilden anlayacağını biliriz ve o dilden konuşuruz. Biliriz ki çocuk hastanesini bile bombalama cüretini gösteren, insanlık dışı bir tavrı benimseyenlerle konuşulmaz. Bir yere gidemezsiniz. Onlar güçten anlar. Tepesine yumruğu vurmadığın müddetçe her zaman başını yukarıya kaldırmaya çalışır. Biz buna rıza kesinlikle gösteremeyiz.

"MAVİ MARMARA'NIN HESABINI SORMAZSANIZ MAVİ VATANI KORUYAMAZSINIZ"

Biz süratle bir takım adımları atmak mecburiyetindeyiz. İnsani yardım malzemelerini biz göndeririz. Sivil toplum kuruluşları gönderir. Halk gönderir ama iktidarda bulunanlar çok daha fazlasını yapmak mecburiyetindedirler. Hiç kimse kuru açıklamalarla, kınamalarla, üç beş yardım paketiyle kendi vicdanını rahatlatmaya çalışmamalı. Tıpkı milli mücadele yıllarında olduğu gibi bugün de yedi düvel bir araya geldi, aynı mücadeleyi bu sefer kendi topraklarımızda değil Filistin’de sergilemek mecburiyetinde bırakıldı. Mavi Marmara’nın hesabını sormazsanız mavi vatanı koruyamazsınız. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güvenliği Kudüs’ün güvenliğinden bağımsız değildir. Bunu bilmek mecburiyetindeyiz.

Yedi düvel yine bir araya geldi. Biz bunun karşısında durmaya mecburuz. ABD Başkanı ta Amerika’dan hem de bu yaşına rağmen kalkıp İsrail’e destek vermek için geliyorsa, bu zulmüne rağmen İngiliz başbakanı gelebiliyorsa, biz neden çevremizdeki İslam ülkelerini ayağa kaldırmak için bir gayretin içine girmeyelim?”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Filistin için 12 maddelik eylem planı açıkladı. Davutoğlu, "Sayın Erdoğan’a sesleniyorum Filistinli kardeşlerimizle dayanışmak için derhal ulusal yas ilan edin… TBMM ve Sayın Karamollaoğlu da uygun görürse arkadaşlarımıza talimat olarak iletiyorum. Derhal bir TBMM heyeti oluşturulsun, Dışişleri Bakanlığı’na ve Mısır’a müracaat ederek bu bombalanan hastaneyi görmek üzere BM’ye müracaat ederek hastaneye gitsin. Buradan konuşmakla olmaz gitsinler ve hastanenin ne halde olduğunu görsünler" dedi.

Saadet Partisi- Gelecek Partisi ortak TBMM grup toplantısı bugün yapıldı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bugün önce akılla ama evvelen yürekle konuşma vakti. Vicdanları susmuş, körelmiş olanlar yürekle konuşmayı unuturlar. Hep akılla konuştuklarını gösteremeye çalışırlar hesap kitap ederler. Vicdanlarını değil reel politiği düşünürler. Biz böyle bir günde yürekle konuşmadan yanayız. Son yüzyıl içinde üç büyükşehir kuşatması var. İnsanlık vicdanını zedeleyen yok eden üç kuşatma. Stalingrad kuşatması, Saraybosna kuşatması ve Gazze kuşatması. Stalingrad kuşatması beş buçuk ay sürdü. Saraybosna kuşatması 4 yıl. Gazze kuşatması ise tam 17 yıldır sürüyor. 17 yıldır bir halk dünya ile iletişimi kesilmiş her türlü baskıya hava saldırısına açık halde vicdanlara seslenmeyi bekliyor. Gazze’yi bir terör devleti gibi görenlere ders olsun diye söyleyeceğim. Stalingrad kuşatmasının kahramanlarını ananlar Nazilere, Hitler’e karşı Bosna’da hep beraber yüreği çarpanlar neden Gazze’de sessiz kalırlar.

"BEN GAZZE'YE 'MÜSLÜMAN OLARAK GELDİM' DEDİĞİMDE SİYASAL İSLAMCI OLUYORUZ"

Antony Blinken Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı İsrail’e geldi ve ‘Ben buraya bir Yahudi olarak geldim’ dedi. Aynı sözü biz söylediğimizde ben buraya, Gazze’ye, bir Müslüman olarak geldim dediğimde siyasal İslamcı oluyoruz. Peki, Blinken ne oluyor? Şu anda İsrail’i ziyaret ederek arzu hürmet eden Amerikan Başkanı Joe Biden ise ‘ben kalben siyonistim’ dedi açıkça. BM kararı var siyonizmi ırkçılık olarak tanımlıyor. Gazzeliler, yalnız Gazzeliler mahsun, Gazzeliler suçlu muamelesi gören mahsunlar. Amerikan donanması Doğu Akdeniz’e dizildi küçücük bir koridora. Yalova’dan daha küçük bir alana sıkışmış 2,5 milyon insan için iki uçak gemisi geldi Doğu Akdeniz’e, İngiliz Kraliyet donanması geldi. İngiliz Başbakanı gitti. Dün hastane bombalanırken Alman Başbakanı İsrail’deydi bir haber gelince havaalanında yere yattılar bomba geliyor diye. Bütün Alman heyeti yere yattı. Peki Gazzeliler ne yapsın Sayın Alman Başbakanı.

"KALEMŞORLERE DE BİR ÇİFT SÖZÜM VAR"

İsrail’in zulmüne karşı bizden sessiz kalmamızı bekleyenlere sesleniyorum. Sizin vicdanınız körelmiş olabilir. Biz vicdanımız ve yüreğimizle konuşmaya devam edeceğiz. İsrail’e karşı Filistin direnişinin yanındayız söylemlerimizden sonra bir haftadır. İsrail medyasından ve büyükelçiliklerden aldıkları tüyolarla bizlere saldıran ve hümanist geçinerek antiteröre karşı olduklarını söyleyen kalemşorlara de de bir çift sözüm var. Uluslararası entelijansiya, uluslararası aydınlara da bir çift sözüm var. Susmakta olan Müslüman aydınlara da bir çift sözüm var. Allah aşkına siz Stalingrad’da olsaydınız kimin yanında olurdunuz ey kalemşorlar? Ben net söylüyorum bir Müslüman olarak söylüyorum o günlerde yaşasaydım tarihin gördüğü en despotik lider olmasına rağmen Stalin’e karşı çıksam bile Stalingrad’ların yanında Nazilere karşı savaşırdım.

"MAHMUD ABBAS BİR DEVLET BAŞKANI MUAMELESİ GÖRÜYOR MU?"

FKÖ silahlı direnişten vazgeçti imzayı attı. 30 yıldır Mahmud Abbas bir devlet başkanı muamelesi görüyor mu? Bulunduğu başkanlık sarayından Ramallah’tan Nablus’a geçebilir mi? İsrail’in izni olmadan Doğu Kudüs’e gidip Cuma namazı kılabilir mi? Nerede Filistin devleti? Bu soruları sorduğumuz zaman bizler de mi terörist oluyoruz? Günlerdir bizlere saldıranlara sesleniyorum bir kez elinizi vicdanınıza koyun. Şunu mu yapsınlar, bu İsrailliler üstün ırk biz de rolümüzü benimseyelim köle gibi kalalım mı desinler? İsrail Maliye Bakanı gibi ‘Filistinliler hayvanlardır’ sözlerine katılıyorsanız İsrail’i desteklemeye devam edin. İsraillilerin şimdi demeye çalıştıkları şu, ‘Biz işgal etmedik. Onlar bize sattı.’ Türkiye’de İsrail borazanlığını yapan sözde akademisyenlerde bunların şahidi oluyorlar. İnceleyin bakalım ne kadar nereler satılmış. Hadi velev ki sattı birileri. Bütün Filistin toprağı satılsa Mescid-i Aksa 1,5 milyar Müslümana değil, Hazreti Süleyman’dan bu yana kadar gelmiş olan bütün inananlara aittir. Kimse o toprakları satmadı satamayacak, sattırmayacağız, verdirmeyeceğiz, ezdirmeyeceğiz.

"ULUSAL YAS İLAN EDİLSİN"

Hemen uygulanması gereken 12 madde daha söylüyorum yetkililere… Ülkede derhal ulusal yas ilan edilsin. Sayın Erdoğan’a sesleniyorum Filistinli kardeşlerimizle dayanışmak için derhal ulusal yas ilan edin… TBMM ve Sayın Karamollaoğlu da uygun görürse arkadaşlarımıza talimat olarak iletiyorum. Derhal bir TBMM heyeti oluşturulsun, Dışişleri Bakanlığı’na ve Mısır’a müracaat ederek bu bombalanan hastaneyi görmek üzere BM’ye müracaat ederek hastaneye gitsin. Buradan konuşmakla olmaz gitsinler ve hastanenin ne halde olduğunu görsünler.

"İSTANBUL’DA VE ANKARA’DA MAALESEF KİMDEN TALİMAT ALMIŞLARSA BİBER GAZI KULLANILDI"

Kimse İsrail karşıtı gösterileri engelleyemez. Kimse Filistin’i destekleyen gösterileri engelleyemez. Dün İstanbul’da ve Ankara’da maalesef kimden talimat almışlarsa biber gazı kullanıldı… Türkiye insani yardım koridoru açılmasına öncülük etsin. Mısırla derhal görüşülsün ve Rafa Kapısı’ndan insani yardım koridoru açılsın. TİKA başta olmak üzere Kızılay, AFAD bütün devlet kurumları ve bizim de desteklediğimiz STK’lar Filistin’e gitsin.

"İSRAİL BÜYÜKELÇİSİ DERHAL TÜRKİYE’DEN GÖNDERİLMELİDİR"

İsrail büyükelçisi derhal Türkiye’den gönderilmelidir. Kendisini sömürge maslahatgüzarı zanneden İsrail maslahatgüzarı dün bana sataşmış. Beni tehdit etmiş üstü örtülü. Biz sizin ağa babalarınızı gördük. Diplomatik kurallara uy haddini bilerek otur. Bu konuda Sayın Dışişleri Bakanı’nı da harekete geçmeye davet ediyorum. Bir ülkenin eski başbakanına bir siyasi partinin genel başkanına ve herhangi T.C. vatandaşına İsrail maslahatgüzarı hitap eden bir tweet atamaz, attırmayız. İslam İşbirliği Teşkilatı derhal toplanmalı. İsrail ile normalleşme süreçleri derhal durdurulsun. Ateşkes ilan etmemiz halinde İsrail’e uygulanacak müeyyideler İslam ülkeleri tarafından topluca açıklansın ve bu müeyyidelere herkes uysun. Gazze’nin imarı için derhal bir fon oluşturulsun."

Kaynak: ANKA

Etiketler
İsrail Filistin Saadet Partisi Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu Temel Karamollaoğlu