İmamoğlu: Erdoğan için kabusa dönüştüm, tek tavsiyem var

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Onları şaşırtacak derecede cesur ve onlardan birkaç kat daha yetenekli bir Karadenizli olduğumu unutuyor. Bu saatten sonra tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler" diye seslendi.

İmamoğlu: Erdoğan için kabusa dönüştüm, tek tavsiyem var

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezasına çarptırılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet gazetesine açıklamalarda bulundu; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin kendisine yönelik sözlerini değerlendirdi.

Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na "Oğluna sahip çık, kendisine başka ebeveynler arıyor" diye seslenmesine değinen İmamoğlu, şu yanıtı verdi:

"Herkesin ebeveyni belli. Bunu da hakaret kabul edebilirim ama gündemime dahi almıyorum. Genel başkanımızın baba oğul ilişkisi ifadelerinden gurur ve onur duyuyorum. Yarın da abla kardeş ilişkisine takılabilir. Çünkü muhalefetteki bu dayanışma, işbirliği en zor anda bile ayakta kalabilmesi onların akıllarını karıştırdı. Böyle sataşmalara devam edecekler."

'BU SAATTEN SONRA ERDOĞAN'A TEK TAVSİYEM, SAHAYI MERTLİKLE DİZAYN ETSİNLER'

Büyükşehir belediye başkanı, kendisi hakkında yürütülen hukuki süreç ve 'karalama' kampanyalarından yola çıkarak "Gelinen noktada 'İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır' diyen anlayış bu korkuyu kapısında hissediyor. Bu korku yüzünden ana aktör gördüğü insanları da kumpas, şantaj duygularıyla bertaraf etmeye çalışıyor. Onları şaşırtacak derecede cesur ve onlardan birkaç kat daha yetenekli bir Karadenizli olduğumu unutuyor. Bu saatten sonra cumhurbaşkanına tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler" ifadesini kullandı.

'DEMİRTAŞ'IN DİLİNE, YÜREĞİNE SAĞLIK'

İmamoğlu, Kasım 2016'dan bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın sözlerini de yorumladı.

Demirtaş, mahkeme kararı sonrası "Halkın iradesine bu kaçıncı 'yargı' darbesi. Bütün hukuksuzluklar er geç halkın kararına çarpıp döner. Oldu olacak, Ekrem Bey'i Pınarhisar Cezaevine de koyun ki akıbeti aynı olsun" paylaşımında bulunmuştu.

Tutuklu siyasetçi, dün yaptığı açıklamada da "Stratejik açıdan dünyanın en çok yetkiye sahip koltuğunu almak için seçime gidiyoruz. Hepimizin amacı bu makamı gerçek sahibine yani halka teslim etmek olmalıdır. İsimler üzerinden tartışma yürütmek belirttiğim amaçlardan sapmak anlamına gelir" ifadesini kullanmıştı.

İmamoğlu, "Demirtaş’ın açıklamasını nasıl buluyorsunuz?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:

"Diline, yüreğine sağlık. Sürecin sekteye uğratılması, yapılan bu müdahale Türkiye’nin önünü tıkıyor, umutları kırıyor. Ama Türkiye’ye yapılan bir müdahale. Bu kararın altına imza atan hakimin, savcının ve onun gibilerin eşleri çocukları için de kazanmak zorundayız. İleride onların da bir hukuksuzlukla karşı karşıya kalmamaları için, bu ülkenin tüm çocukları için kazanmak zorundayız."

Ekrem İmamoğlu'na yöneltilen ve siyasetçinin bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

DOLU DOLU KUMPAS

- Size verilen cezanın ardından Erdoğan “Bizansvari taht oyunları”, MHP lideri Devlet Bahçeli ise “Saraçhane kumpası” ifadelerini kullandı. Yorumunuz nedir?

Şantaj, kumpas, tuzak denilen şeyler mahkeme sürecinin içinde dolu dolu var. Atanan hâkimin adil davranma gayreti üzerine sürülmesi, yeni heyetin getirilmesi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkanının siyasi bir yol haritası çizmesi, bir bakanın “Şöyle alırım, böyle almam” demesine kadar içinde kumpas, tuzak, şantaj hepsi var. Böyle sıfatlar masanın gündeminde yalnızca “bunları bertaraf etme düşüncesi” olarak var.

- Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na sizinle ilgili ‘başka ebeveynler arıyor’ ifadelerine ne dersiniz?

Herkesin ebeveyni belli. Bunu da hakeret kabul edebilirim ama gündemime dahi almıyorum. Genel başkanımızın baba oğul ilişkisi ifadelerinden gurur ve onur duyuyorum. Yarın da abla kardeş ilişkisine takılabilir. Çünkü muhalefetteki bu dayanışma, işbirliği en zor anda bile ayakta kalabilmesi onların akıllarını karıştırdı. Böyle sataşmalara devam edecekler.

"VAHLANIYORLARDIR"

- Kılıçdaroğlu ve Akşener’in grup toplantıları eleştirileri boşa çıkarmadı mı?

Erdoğan, “Ben burayı neden karıştıramadım” şaşkınlığı yaşıyor. Bugünkü konuşmasından o anlaşılıyor. Tam amacıma vardım derken biri, “Baba, oğul” dedi. Biri, “abla kardeş” ilişkisini ortaya koydu. Erdoğan şimdi vahlanıyordur.

- Size verilen cezayla ilgili birçok senaryo çiziliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Mülk edinme duygusuna sahip iktidar mensupları var. Benzerini ülke için yaşatıyorlar. İstanbul için “Kazansanız da vermeyiz” duygusunu yaşattılar. Ne oldu millet farkı 806 bin oya çıkarttı. Bunu mülk edindiklerini düşündükleri için kabul edemiyorlar. Gelinen noktada “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” diyen anlayış bu korkuyu kapısında hissediyor. Bu korku yüzünden ana aktör gördüğü insanları da kumpas, şantaj duygularıyla bertaraf etmeye çalışıyor. Onları şaşırtacak derecede cesur ve onlardan birkaç kat daha yetenekli bir Karadenizli olduğumu unutuyor. Bu saatten sonra cumhurbaşkanına tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler.

'HER AKŞAM BENİ RÜYASINDA GÖRDÜĞÜNÜ DÜŞÜNÜYORDUM AMA BU SAATTEN SONRA KABUSA DÖNÜŞTÜM'

- Seçim sırasında da namertlik olabilir mi?

Her şey olabilir. Ben değil, YSK başkanı söylüyor. “Mertçe mücadele edeceğiz” deniyorsa, istinaf bunu bozsun. Namertlik düşünceleri için de tedbir aldık, bunu da bilsin. Nasıl İstanbul seçimlerinde tedbir aldıysak Türkiye seçiminde de daha güçlü bir anlayışla tedbirimizi alacağız. Mahkeme olayı, kurdukları kumpas sürecine aldanmayan 6’lı masa, Kılıçdaroğlu ve Akşener, gösterilen uyumlu bakış onları iyice alabora etti. Her akşam beni rüyasında gördüğünü düşünüyordum ama bu saatten sonra onun için kabusa döndü.

KÜRSÜYE ÇIKSAYDI NE DERDİ?

- CHP’nin grup toplantısında konuşma için davet edilmeyi bekliyor muydunuz?

Genel başkanımız, “Seni yarın grupta, yanımda görmek istiyorum” dedi ve ben o şekilde gittim. Dava süreciyle ilgili sohbet ettik. En son Meclis’teki makamına 2013’te Beylikdüzü aday adayı iken “Ön seçim istiyoruz” talebimi iletmeye gitmiştim. Kürsü işi hiç geçmedi. Şu vardı tabii aklımda. Olur da çağırır, yanına davet eder. Bana da bir şeyler söylemek düşer. Elbette kafamda hazırladığım bir şey vardı. Hem daveti için teşekkür etmek, hem TBMM kürsüsünde olmanın verdiği gurur. Dava sonrası başta genel başkanımızın ve diğer parti liderlerine teşekkür ederdim. Her şeyin çok güzel olacağı bir yıla giriyoruz deyip birliktelik mesajı vermeyi kafamda canlandırdığım bir metin hazırlığım vardı. Ama öyle bir beklentim yoktu.

- İYİ Parti’den gruplarına da katılma daveti geldi mi?

Hayır.

- Karar İmamaoğlu’nun mu Türkiye’nin mi önünü tıkıyor?

Demokrasiye yapılan her müdahale Türkiye’nin önünü tıkar. Bunu başarısız kılmamız gerek. Öyle yaparsak Türkiye’nin önü açılır. Hukuksuz biçimde verilen tüm kararlar için geçerli bu. Arkadaşlarımız içeride, Demirtaş içeride şu an. Aileleri kötü durumda.

ADAYIM KILIÇDAROĞLU

- Peki kimle kazanır 6’lı masa?

Her CHP’linin doğal adayı kendi genel başkanıdır. Benim de genel başkanım var. Kemal Kılıçdaroğlu. Özü budur. Mesele şu; gösterilen işbirliği ve birliktelik. O zaman her şeyin çok güzel gideceğini hissediyorum.

- Parti içi görüş ayrılıklarıyla ilgili ne dersiniz?

Herkesin görev yeri, alanı var. Ben aile içi meselelerin dış sahanın meselesi olmasını kabul etmedim, etmem. Bu yaşa kadar aile şirketlerini yönetmiş bir iş adamıyım. Ben aileye nasıl bakıyorsam CHP de benim için başka türlü bir aile. O hassasiyetle bakarım ve asla taviz vermem.

"DİLİNE YÜREĞİNE SAĞLIK"

- Demirtaş’ın açıklamasını nasıl buluyorsunuz?

Diline, yüreğine sağlık. Sürecin sekteye uğratılması, yapılan bu müdahale Türkiye’nin önünü tıkıyor, umutları kırıyor. Ama Türkiye’ye yapılan bir müdahale. Bu kararın altına imza atan hakimin, savcının ve onun gibilerin eşleri çocukları için de kazanmak zorundayız. İleride onların da bir hukuksuzlukla karşı karşıya kalmamaları için, bu ülkenin tüm çocukları için kazanmak zorundayız.

MOBESE MESELESİNİN PEŞİNİ BIRAKMAM

- Eşinizle yediğiniz yemek dahi videoya çekiliyor. Sosyal medyada bu kadar gözetim altında olmakla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Bu MOBESE felsefesidir. Çünkü MOBESE ile bizi takip eden akıl, “Bundan bir şey elde ederim” aklı. Benim eşimle yediğim bir yemeği nasıl elde ettiler bilmiyorum.

- Özellikle takip ediliyor olabilir misiniz?

Olabilir, hiç şaşırmam. Nereye gideceğimizi bile öncesinde duyar olduk. Bu bizi yine ülkemiz adına endişelendiriyor. Ben MOBESE meselesini unutmayacağım. Hayatta var oldukça, hukuk yoluyla mücadelesini vereceğim. Bu da onun başka bir versiyonu. Bunu yayanın arka planına bakın. O yönetici kimse, bunun da arkasında aynı kişi var.

- Balıkçı meselesinde hukuki mücadeleniz ne durumda?

Yanıt yok, hiçbir şey yok ama peşini bırakmayacağız.

- Siz arkasında kimin olduğunu tahmin ediyor muzunuz?

En tepesine kadar bakabilirsiniz. Yolun üzerinde kim varsa.

Etiketler
Ekrem İmamoğlu Recep Tayyip Erdoğan Karadeniz Denizli