Erdoğan'a yazılan dilekçe ve sümen altı edilen suçlamalar

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Abdullah Gül’ün ablasının oğlunun da ortak olduğu şirkette naylon fatura işlemi yapıldığını öne süren Hacı Murat Gülcan'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı dilekçeyi anlattı.

Erdoğan'a yazılan dilekçe ve sümen altı edilen suçlamalar

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşesinde “Erdoğan’ın vicdanına yazılan dilekçe” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Pehlivan yazısında, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ablasının oğlu Ali Ekrem Tekelioğlu'nun, 24 Haziran’daki seçimler öncesi malvarlığını koruma endişesi ile naylon fatura işlemi yaptığını öne süren Hacı Murat Gülcan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı dilekçeyi anlattı.

Dilekçenin ayrıntılarını aktaran Pehlivan, “Her şey ne kadar da birbirine girmiş. Bakalım, şikâyetçi Gülcan’ın arzuladığı gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan, emrindeki DDK üyesi hakkındaki bu iddiaların hesabını soracak mı” diye yazdı.

Yazının ilgili kısımları şöyle:

Öyküsü 2007’ye dayanıyor.

O yıl “Tema Teknik” adlı bir şirket kuruldu. İnşaat, elektrik ve mekanik sistemler alanında proje, mühendislik, müşavirlik ve taahhüt hizmetleri vermeyi amaçlıyordu. Üç ortağı vardı: Hacı Murat Gülcan, Sefa Özçelik ve Ali Ekrem Tekelioğlu.

Ortaklardan Gülcan’ın iddiasına göre kendisi dışındaki iki ortağın arkasında başka birileri vardı. Ortak Ali Ekrem Tekelioğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ablasının ve eniştesi Mehmet Tekelioğlu’nun oğluydu. Tekelioğlu’nun Gül ailesini temsilen şirket ortağı olduğu ileri sürülse de Abdullah Gül bu iddiayı yalanlıyordu.

Tema Teknik’in diğer ortağı Sefa Özçelik ise Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) üyesi Abdurrahman Özçelik’in oğluydu.

İşte bu firmanın ortakları arasında yaşanan kriz, şimdi DDK’ye uzandı. Nasıl mı?

Hacı Murat Gülcan, kısa bir süre önce DDK’ye bir dilekçe yazdı ve kurul üyesi Abdurrahman Özçelik’i şikâyet etti.

Dilekçenin konu bölümündeki iddiaları aynen alıntılıyorum:

“1- Devlet Denetleme Kurulu üyesi Abdurrahman Özçelik’in oğlu Sefa Özçelik’in milyonlarca dolar firmamdan mal ve para kaçırmaları,

2- Abdurrahman Özçelik’in, oğlu Sefa Özçelik’e karşı açtığım 50 milyon USD değeri üzerindeki hukuk davası nedeni ile hâkimlere baskı yapması,

3- Abdurrahman Özçelik’in damadının (Hüseyin Balta) mahalle muhtarının beyanına göre kendisini tehdit etmesi, kendisinin kamu nüfuzunu kullanarak Üsküdar Kaymakamlığı’na ve polis memuruna baskı yapması, yargıya ulaşma/erişim hakkımı elimden almaya çalışmaları,

4- Abdurrahman Özçelik’in oğlu hakkındaki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Şube’deki terör dosyasını altı yıldır (2018/96455 S.no) sürüncemede bırakması...”

SÜMEN ALTI EDİLEN SUÇLAMA

Çok ağır iddialardı bunlar. Gülcan ayrıntılara girmeden bir kez daha vurguluyordu: “2017’nin ekim ayından beridir DDK üyesi oğlu Sefa Özçelik tarafından tüm malvarlığımız gasp edildi. Bu gasp ve yağmanın arkasında bizzat DDK üyesi Abdurrahman Özçelik vardır. Resmi olarak gözükmese de tüm işin organizasyonunda bizzat kendisi de vardır.”

Peki, neden oluyordu bunlar?

Yine Gülcan’ın dilekçesindeki iddiası şöyleydi:

“Baba ve oğulun bunu yapmalarındaki tek sebep naylon fatura kaçakçılığına itiraz etmem ve en başından beri direnmemdir. Yani kamu hukukunu korumaya çalışırken kamu gücünü kullanan kamu personeliniz ve oğlu tarafından tüm malvarlığım gasp edildi.”

Dahası...

Şu çarpıcı suçlama da DDK’ye verilen dilekçede yazıyordu:

“Firmamdan Sefa Özçelik tarafından kaçırılan paramız FETÖ üyeliği iddiası dolayısıyla yurtdışına kaçan biri tarafından idare ediliyordu. Sefa Özçelik’in bu kişinin FETÖ üyesi iddiasından dolayı Umman’da cezaevine alınması akabinde, onu cezaevinden kurtarıp İngiltere’ye iltica etmesini sağladığını saniye saniye belgeledim. Ancak baba, resmi evraka rağmen dosyayı altı sene sümen altı ettirdi. Emniyet’ten dosyasının kapatılma ihtimali çok yüksek, ancak o kadar resmi belge verdim ki kapatamıyorlar, sadece dosyası oradan oraya kaçırıp gizlediler. Beş savcı değişti ama dosya tamamlanmadı.”

Yazının tamamı için...

Etiketler
Abdullah Gül Recep Tayyip Erdoğan FETÖ