Mavi Vatan'ın isim babasında dikkat çeken değerlendirmeler: 'Türkiye için büyük tehlike'

Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, emekli Tümamiral Cem Gürdeniz'in NATO Zirvesi’ne dair dikkat çeken değerlendirmelerine köşesinde yer verdi.

Mavi Vatan'ın isim babasında dikkat çeken değerlendirmeler: 'Türkiye için büyük tehlike'

Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, “Türk jeopolitiği mali kriz uğruna harcanıyor” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Erkin, emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ile yaptığı görüşmeyi köşesine taşıdı. Yazıda, Cem Gürdeniz’in NATO Zirvesi’ne dair “Zirve, Ankara'nın Cumhuriyet tarihimizde eşine ender rastlanacak bir volt face (yüz değiştirme/180 derecelik dönüş) hamlesi yaparak ABD/AB odaklı 2002 ayarlarına geri dönmesine aracılık etti. Belli ki, Ankara'nın aşırı merkeziyetçi yönetim sisteminin en üst düzeyde yaptığı açıklamalar, Türkiye'nin mali krizi önlemek uğruna jeopolitik servetini kullanma yolunu seçtiğini gösteriyor” değerlendirmesine yer verildi.

Yazının ilgili kısımları şöyle:

Üretmeye devam eden Gürdeniz Amiral'in NATO Zirvesi'yle ilgili yaptığı değerlendirmeler şöyle:

“Gelecek yıl 75. yılını kutlayacak olan NATO, en önemli zirvelerinden birisini 12 Temmuz 2023 tarihinde tamamladı. Bu zirvenin tarihi, tesadüfen 28 yıl önce Srebrenitsa'da yaşanan Boşnak katliamı ve Türkiye'de 15 Temmuz 2016'da yaşanan FETÖ darbe girişimi ile aynı haftaya denk düştü. Zirve kısaca Ukrayna NATO üyesi yapılmadan, Rusya-Ukrayna savaşının devamını ve bu şekilde gerek etki alanı gerekse kuvvet ve komuta yapısının genişlemesini hedeflemiştir. Bu şekli ile başarılı olmuştur. Zirvenin bu yıkıcı etkisi kadar Ankara'nın cumhuriyet tarihimizde eşine ender rastlanacak bir volte face (yüz değiştirme, 180 derecelik dönüş) hamlesi yaparak ABD/AB odaklı 2002 yılı ayarlarına geri dönmesine de aracılık ettiğini söyleyebiliriz.”

SEÇİME GİDEN BİDEN İÇİN BÜYÜK ZAFER

14 Mayıs seçimlerinde iktidar cephesi propagandası tamamen Türkiye'nin güvenlik endişelerine ve iktidar partisinin anlatımı ile dış mihraklar veya üst (Anglosakson) akıl tehdit ve risklerine odaklıydı. Seçimlerden 2 ay sonra aynı odaklarla gerçekleşmesi mümkün görülmeyen Avrupa Birliği (AB) üyeliği havucu üzerinden el sıkışılması Türkiye'nin ortasında kaldığı jeopolitik fırtınaya ekonomik ve siyasi temelde ne kadar hazırlıksız yakalandığının da bir ifadesi oldu. Türkiye'nin bu ani rota değişikliğinin Biden için 2024 seçimlerine giden yolda büyük bir zafer olduğunu söyleyebiliriz.

AKTİF TARAFSIZLIK POLİTİKASI TERK EDİLDİ

“Türkiye maalesef İkinci Dünya Savaşının açlık ve sefalet dolu yıllarına rağmen devam ettirdiği aktif tarafsızlık politikasını bugün terk etme aşamasına gelmiştir. Bu safhadan sonra ABD ve NATO'nun baskı ve istekleri artarak devam edecektir. Amerikan düşünce kuruluşları Rusya'nın karşısında konumlanan Türkiye'nin gerek NATO gerekse ABD için büyük bir jeopolitik ikramiye olduğunu biliyorlar. Her zaman dediğimizi tekrarlayalım. Jeopolitik, ideoloji dahil her şeyin üzerindedir. ABD jeopolitiği için Türk Boğazları ve Anadolu yarımadası her şeyin üzerindedir. Türkiye son 75 yıldır daldığı derin Atlantik uykusu ile bu gerçeğin farkında değildir.

”AKTİF TARAFLILIK POLİTİKASI TEHLİKELİ“

Bu kapsamda 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişiminin 7. yıldönümünde Türkiye'nin Ukrayna-Rusya savaşında aktif tarafsızlık politikasını terk ederek NATO'nun aktif taraflılık politikasına eklenmesi ve Rusya ile düşmanlaşma sürecine girmesi son derece riskli ve hatta tehlikelidir. Güneydoğumuzdaki PKK terörü devam etmektedir. PKK'nın Suriye'deki kolu PYD/YPG Türkiye'nin düşmanı, ABD ve NATO'nun müttefikidir. Başta ABD, İngiltere ve Fransa'nın Birinci Dünya Savaşı sonundan kalan jeopolitik miras paralelinde Akdeniz'e erişen Kürt koridorunun tesisi ve sözde bağımsız Kürdistan'ın ilanı Türk jeopolitiğine büyük tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Benzer şekilde Kıbrıs ve başta Doğu Akdeniz ve Ege olmak üzere Mavi Vatan'daki hak ve çıkarlarımız mevcut askeri politik konjonktür paralelinde ciddi tehlike altındadır.”

Yazının tamamı...

Etiketler
NATO Recep Tayyip Erdoğan Rusya ABD