AKP'li Azmi Ekinci'den partisine eleştiri: Vatandaş 'siz yönetemiyorsunuz' diyor

AKP Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve 31 Mart seçimlerinde Esenyurt Belediye Başkan adayı olan Azmi Ekinci, yerel seçimlere yönelik yaptığı açıklamada partisini eleştirdi.

AKP'li Azmi Ekinci'den partisine eleştiri: Vatandaş 'siz yönetemiyorsunuz' diyor

AKP Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve 31 Mart seçimlerinde Esenyurt Belediye Başkan adayı olan Azmi Ekinci, yerel seçimlere yönelik değerlendirmesinde partisine dair özeleştiride bulundu.

Star gazetesinin basılı yayında kısaltılmış olarak verdiği, internette ise tam metnini yayımladığı, ancak daha sonra yayından kaldırdığı söyleşide Ekinci, “Beka ve Kürdistan'a gidin sözü olmasaydı, Kürtler oy verirdi” diye konuştu.

“Seçmenimiz oturuyor bizimle saatlerce tartışıyor. Her şeyi sorguluyor” diyen Ekinci, “Vatandaş ‘tanzimleri niye açmak zorunda kaldınız?’ diyor. Biz de “bir takım art niyetliler domates, patates, soğan üzerinden bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Onun için bunları açtık/açmak zorunda kaldık” dediğimizde ‘Neden, sizin zabıtanız yok mu, emniyetiniz yok mu, maliyeniz yok mu, niye denetlemiyorsunuz?’ diyor. ‘Yapıyorlar da yetişemiyorlar’ dendiğinde, O zaman “siz yönetemiyorsunuz” diyor. Artık sorular bu noktaya gelmiş” ifadesini kullandı.

Ekinci “Aşırı özgüven ve tecrübeyi ihmal bir hataydı” değerlendirmesinde bulundu.

Azmi Ekinci’nin Star gazetesinden Fadime Özkan’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

24 Haziran genel seçimlerinde bize kırgın olan vatandaşlar bizi, yerel yönetimler üzerinden eleştirerek “bu sefer farklı olacak” cümlesini kullanarak bize ayar vereceğini ima ederek mesaj veriyordu. Tepkisi ve kızgınlığı yerel yönetimler üzerinden geliyordu ve asıl tepkisini 31 Mart’ta da vereceğini tahmin ediyordum ama yine de alternatiflerimizle, muhalefetle karşılaştırdığında yine tercihini bizden tarafa kullanacağını düşünüyordum. Ancak bu sefer çok farklı bir refleksle hareket ettiğine şahit olduk.

Seçmen artık hesap soruyor

Şimdiye kadar yapılan 15 seçimin tümünde vardım. Daha önce kendi seçmenimize gittiğimizde adres vererek şöyle derlerdi: “Bize gelmeyin, filan kişiye/kişilere gidin”. Şimdi seçmenimiz oturuyor bizimle saatlerce tartışıyor. Her şeyi sorguluyor. Bu bizim seçmenler konusunda geldiğimiz nokta ve üzerinde çok iyi bir şekilde durmamız gereken bir gerçek.

Şahsım adına Esenyurt’ta kendi seçmenimizi ikna etmekle uğraştım ben, muhalefetle uğraşmadım. Muhalefetin zaten uğraşılacak bir tarafı da yoktu; projesi yoktu, çalışması yoktu. Ama tabanımız açısından böyle bir durum vardı. 24 Haziranda da yerel konularla ilgili işaretler veriyordu. Mesela ekonomi en başta gelen şeydir. Bazı konularda bizi ciddi ciddi sorguluyor, kızıyor ve Cumhurbaşkanımızın bundan haberi yok, haberi olsa bunlara müsaade etmez diyor.

İsraf, şatafat, torpil...

Adam kayırma, rantçılık gibi negatif şeylerin yanında vatandaşın ayağına gitmeme, halktan kopukluk, marjinalleşme gibi hususlar. (...) Ayrıca belediye başkanı, yardımcıları ve yöneticilerinin israf ve şatafatları eleştiriliyor. Bunların etrafında dolaşan ihalecisi, müteahhidi gibi kesimlerden oluşan gruplarda ciddi bir ekonomik statü farklılığı oluşan tepki. Haliyle vatandaş da ‘Ben sana oy veriyorum, sen beni unutuyor bir kesimi zenginleştiriyor, kendine hayat kuruyorsun’ gibi konularda son derece ciddi eleştiriler var.

“Vatandaş 'Siz yönetemiyorsunuz' noktasına gelmiş”

(....) Mesela vatandaş ‘tanzimleri niye açmak zorunda kaldınız?’ diyor. Biz de “bir takım art niyetliler domates, patates, soğan üzerinden bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Onun için bunları açtık/açmak zorunda kaldık” dediğimizde “Neden, sizin zabıtanız yok mu, emniyetiniz yok mu, maliyeniz yok mu, niye denetlemiyorsunuz?’ diyor. “Yapıyorlar da yetişemiyorlar” dendiğinde, O zaman “siz yönetemiyorsunuz” diyor. Artık sorular bu noktaya gelmiş.

“Aşırı özgüven ve tecrübeyi ihmal bir hataydı”

AK Partinin bana göre iki hatası veya eksiği var. Teşkilatçı gözüyle söylüyorum. İlki şu: 14 seçim yaptık, işi öğrendik, çocuk oyuncağı bu, şeklindeki özgüven. İkincisi 24 Hazirandan sonra İstanbul’da teşkilatlarda büyük değişikliğe gidilmesi. Bu işler tecrübe ister. İşin farkına varılmaması tecrübesizlikten.

İstanbul'un kaybı partiyi sarstı

(...) AK Parti’nin 25 seneden sonra İstanbul’da iktidardan düşüyor gibi görünmesi bile AK Parti tabanı için çok büyük uyarı oldu. Bunu görüyorum. Cezalandırmak isteyenler dahil İnsanlar, bu sonucu istemiyorlardı aslında.

“Hasar vermeden ayar verdi pişman oldu”

Diyor ki: Evet ben ceza verecektim ama çok yüksek oy almasın diye ceza verecektim. Yoksa iktidar olmasın diye ceza vermeyecektim. Yani aslında sahada bizi eleştiren seçmenlerimiz bizim kaybetmemiz için eleştirmiyorlar. Bize kaybettirecek kadar ceza vermek istemiyorlar. Sadece ayar vermek istiyorlar. Bu seçimde onu yaptı. Hasar vermeden ayar verdi. Bu kesim seçimin bir sonraki günü pişman olduğunu söyledi. Ben bu kesimi iyi tanıyorum. Hatta HDP tarafından muhafazakar kesim CHP’ye oy kullandığı halde pişman oldu.

“Beka ve Kürdistan'a gidin sözü olmasaydı, Kürtler oy verirdi”

“Sayın Binali Beyin tarzı ve yöntemi buna çok yatkın. Aynı sosyolojiden ve Türkiye ortalaması temsil eden bir profil. Kürdü de rahatsız etmiyor Karadenizliyi de. Beka söylemi bu kadar keskin olmasaydı, Kürdistan’a gidin sözü olmasaydı Kürtler Binali Bey’e oy vereceklerdi, Esenyurt’ta da benim şahsım üzerinden AK Parti ’ye oy vereceklerdi. Fakat o sertlik engelledi bunu. Bundan sonraki süreçte çok fazla bir şey yapmaya gerek yok aslında. AK Partinin fabrika ayarı politikaları kendine çeker onları zaten.”

Etiketler
Esenyurt Seçim Yerel Seçim